CUMA HUTBESİ

Hz. Muhammed’in ümmetinden olabilmek

03 Nisan 2015

Muhterem Müslümanlar!
Allah Teâlâ bizzat kendisine itaatin yanında elçisi Hz. Muhammed Mustafa’ya da itaati emretmiştir. Nisâ suresinde şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve resulüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.”[1]

Değerli Kardeşlerim!
Bu ayete göre Allah’a ve resulüne olan itaat mutlak itaattir. Bizden olan yöneticilere itaat ise, bu yöneticilerin Allah’ın kitabına ve Allah resulünün sünnetine muhalif olmama şartına bağlıdır. Dolayısı ile hepimizin Allah’a itaat ile birlikte Resûlullah’a da itaat etme mecburiyeti vardır. Resul’e itaat eden Müslüman topluluk ise ümmeti oluşturmaktadır. Bu hutbemizde hakiki bir ümmet olmanın ilkelerini aktaracağız. Bu ilkeleri daha da çoğaltmak elbette ki mümkündür.

Muhterem Cemaat!
Halis bir iman ile, üzerimize yazılmış olan ibadetleri yerine getirmek, Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinin birinci karakteristik özelliğidir. Birbirlerini kardeş bilmişlerdir, kardeşlerini her şartta korurlar, ama adaletten de asla şaşmazlar. Kendilerinin ve en yakın akrabalarının aleyhinde de olsa adaleti sağlarlar.

Bu ümmetin karakterinde yalan söylemek yoktur. Bilirler ki, yalan söyleyen kimsede münafıklık alameti vardır.

Helal nedir, haram nedir bildikleri gibi, helale nasıl gidilir, haramdan nasıl uzaklaşılır, onu da bilirler. Yani bu ümmetin fertleri, hayatlarını helâl-haram şuuruna göre inşa ederler. O ümmet zulmetmez, zulme rıza göstermez. Zulme önce eliyle direnir, eliyle olmazsa sözüyle direnir, buna da gücü yetmezse kalbi ile zulme ve zulüm sahiplerine buğz eder. Marûfu, yani İslam’ın güzel gördüğünü diğer insanların da yapmasını ister; bunun zıddı olan kötülüklerin, yani münkerin de yapılmaması için elinden gelen gayreti gösterir.

Aziz Kardeşlerim!
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinin mensupları, kimseye hıyanet etmez, kimseye zarar vermez ve hiçbir zaman hilekârlık yapmazlar. İnsanlar arasında fesat çıkarmazlar, insanları birbirine düşürecek sözlerden ve işlerden kaçarlar. Kimsenin ayıplarını, gizli hâllerini araştırmaz, ortaya dökmezler. Bir kötülük veya bir haksızlık yapacak olurlarsa hemen Allah’ı hatırlayarak o gibi şeylerden uzaklaşırlar ve yaptıkları ya da yapmaya niyet ettikleri o çirkin işlerden dolayı da tevbe edip Allah’tan af ve mağfiret dilerler. Çünkü “Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.”[2] emri onların hayatının en önemli düsturlarından birisidir.

Kıymetli Müslümanlar!
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmeti, kendisi için istediğini başkaları için de ister, kendisi için istemediğini başkaları için de istemez.

Sayamadığımız daha nice vasıfların yanında işte bu vasıflar Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinin vasıflarıdır. Hepimiz dikkatle düşünelim, biz bu vasıfları ne kadar taşıyoruz, bu ümmete dâhil miyiz diye bir muhasebe yapalım!

[1] Nisâ suresi, 4:59
[2] Tirmizî, İnsanlarla muâşeret, 4

pdf Hutbe: Hz. Muhammed’in ümmetinden olabilmek

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com