CUMA HUTBESİ
Hutbe: Hayatın Gerçeği Paylaşmaktır
17 Nisan 2018Muhterem Müslümanlar!
Dünya hayatı sonlu bir hayat; doğumdan ölüme uzanan bir yoldur. İnsan ise bu yoldan geçen, dünya ağacı altında kısa süreliğine gölgelenen ve yoluna devam etmesi gereken bir yolcudur. Vakti gelen, yolunu tamamlayan bir bir ayrılıyor dünyadan. Sevdiklerimizi, yakınlarımızı ve tanıdıklarımızı teker teker yolcu ediyoruz darı bekâya. Dünyada kazandıklarımız dünyada kalıyor. Elde ettiğimiz hiçbir dünyalık ahiret yolculuğunda bize eşlik etmiyor. Ancak Allah’ın rızasını kazanmak maksadıyla yaptığımız amellerimiz bundan müstesnadır. Nitekim Kur’an’da Rabbimiz şöyle buyurur: “Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.”[1]
Dolayısıyla insanın bu dünyadaki en büyük yanılgısı sonlu bir hayatı sonsuzmuş gibi algılamasıdır. İnsan ölümlüdür ama ölümsüzmüş gibi hareket eder. Hayat geçicidir, fakat insan burada kalıcıymış gibi davranır. İnsanın en büyük açmazı, dünyadan götüremeyeceğini sırtına yüklemeye çalışması ve onun altında ezilmesidir. Mal ve mülk sevdası, makam ve mevki şehveti, şan ve şöhret hastalığı insanı bitiren, insanı tüketen, insanı yanıltan ayartıcılardandır. Bu ayartıcılar insana sanal bir dünya kurar.
Değerli Müminler!
Bugün adına iletişim çağı dediğimiz garip bir çağda yaşıyoruz. Tarihin hiçbir döneminde iletişim bu kadar yaygın, iletişimsizlik bu kadar büyük sorun olmamıştı. Bugün sanal dünyadan çıkmayan, kurgulu bu dünyada kaybolan insan, gerçek dünyaya intibak etmekte zorlanıyor. Bu çağ; hayali dünyanın hâkim olduğu, gerçeklerin ise kolaylıkla gözardı edildiği bir çağdır. Bu çağda sanal ilişkiler çok çabuk gelişirken, gerçek ilişkilerle kurulmuş olan bağlar bir bir kopuyor. Ve bu kurgulu dünyaların içerisine hapsolan insan gerçek olana dokunmakta zorlanıyor. İnsanı farazi dünyaya açan aletlerden artık her evde bir tane değil, her elde bir tane vardır. Bu alet, yani akıllı cep telefonları çok uzaklarla kolayca iletişim kurmamızı, çok uzaklarda olan bir olaydan anında haberdar olabilmemizi sağlarken, yakınlarımızla, yakın ve sahici ilişkiler kurmamızı engelliyor. Söz konusu sanal âlemde insanlar gezdikleri, yedikleri, içtikleri her ne varsa sosyal medya marifetiyle yayınlıyorlar. En nefis yemekleri, en güzel yerleri, enfes içecekleri yayınlama hususunda insanlar âdeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Buna karşın, sanal dünyamızdan çıkıp dışarıya baktığımızda, insanın canını acıtan, farklı ama gerçek bir dünya olduğunu görebiliyoruz. Araştırmalar dünyamızda açlık çeken insanların sayısının her geçen gün arttığını bildiriyor. Dünyada şu anda 815 milyon kişi açlıkla karşı karşıya bulunuyor. Açlık ve yetersiz beslenme sebebiyle insanlar hayatlarını kaybediyorlar. Milyonlarca insan savaşlar sebebiyle yerlerinden edilmiş, bir lokma ekmeğe muhtaç olarak yaşıyor.
Kıymetli Kardeşlerim!
Gerçek dünyadaki yaraları sarmak, acıları dindirmek ancak sanal dünyalara mahkûm olmayanlar eliyle gerçekleşebilir. Hasene Derneği başlattığı 2018 Kumanya Kampanyası’yla elinde olanlarla olmayanlar, tok olanlarla aç olanlar, imkânı olanlarla imkânsızlık içerisinde yaşayanlar arasında sahici bir bağ, bir hayır köprüsü kuruyor. “Gerçeğini paylaş!” sloganı bizlere sanal dünyanın sanal paylaşımları yerine, gerçek dünyanın imkânlarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşma fırsatı sunuyor.
Hasene Derneği, 55 ülkede on binlerce ihtiyaç sahibinin sofrasına ramazan ayı öncesi gıda paketleri ulaştırmak için kumanya kampanyasını yürütüyor. Bu çalışma ile ayrıca; Bosna Hersek’teki aşevinde ramazan ayı boyunca kimsesiz ve muhtaçlara sıcak yemek çıkarılması, yetimlere hediye paketleri hazırlanması, günlük Hasene mobil fırınında üretilen binlerce ekmeğin mülteciler başta olmak üzere, ihtiyaç sahiplerine verilmesi ve eğitime katkı payı ile talebelerin desteklenmesi de planlanıyor.
Hasene, 55 ülkeye uzanan kolumuz, yetimleri okşayan elimiz, mazlum, mağdur ve kimsesizleri gören gözümüz oluyor. Bir kumanya bağışlamak suretiyle; yenilen ve içilen şeyleri sanal ortamda paylaşmanın anlamsızlığına mahkûm olmak yerine, ihtiyaç sahiplerinin ramazan sofralarına katkı sağlamanın gerçek huzuruna kavuşabiliriz. Ahiretteki huzurumuzu da bu vesile ile temin etmeliyiz. Zira hutbenin başında okuduğumuz hadisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yarım hurma vermek suretiyle de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz.”[2]
Rabbimiz bizleri sanal mutluluklar yerine, gerçek huzuru yaşayan ve yaşatanlardan kılsın. Rabbimiz bizleri her daim mazlum ve mağdurlarla birlikte kılsın. Allah yardımlarımıza aracılık eden Hasene Derneği’nden ve destekçilerinden razı olsun.
[1] Bakara suresi, 2:272
[2] Müslim, Zekât 66