CUMA HUTBESİ
Hutbe: Hüsnüzanda bulunmak
01 Mart 2013Muhterem Müslümanlar,
Modern hayatın beraberinde getirdiği, bizlerin de istifade ettiği imkanlar bazen insani ilişkilerimizi olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin insanların birbirinden ayrı kalma-sına, aile bağlarının zayıflamasına, yalnızlık ve yabancılaşmanın artmasına sebep olabiliyor. Yalnızlaşan ve yabancılaşan kişilerin ise, insanlar arasında tabi olarak bulunan ve çok normal olan davranış veya düşünce farklılıklarına karşı tahammülünün azaldığını gözlemleye-biliyoruz. Bu tutum kıskançlık, çekememezlik, kusur araştırma, gıybet gibi eğilimlerimize karşı durmak yerine, farkında olarak ya da olmayarak onları beslememizi kolaylaştırıyor.
Böyle olumsuz hasletlerin genel itibariyle başlangıç noktasını zan oluşturuyor. Zan kelimesi kesinlik ifade etmeyen bilgiye verilen isimdir. Bilindiği üzere zan iki türlü-dür: suizan ve hüsnüzan. İlki bir şeyin veya kişinin hakkında kötü bir şey söylemeyi veya düşünmeyi ifade eder. Hüsnüzan ise bir şey veya kişi hakkında iyi ve güzel fikir-ler beselemek demektir. Zannın bu türü ibadet sayılıp dua niyetine kabul edilirken, suizan ise bir günah ve çirkinlik olarak Kur’ân’ı Kerîm’in ayetlerinde ve Peygam-berimiz (s.a.v.)’in hadislerinde yerilmek-tedir.
Değerli Kardeşlerim,
En basit şekliyle birkaç örnek vermek gerekirse; mesela yolda geçen bir tanıdığı-mızı görüp selam verdiğimiz zaman onun selamımıza karşılık vermediğine şahit olduğumuzda, “belki duymamıştır, duysaydı selamımı karşılıksız bırakmazdı” demek yerine, “zaten oldum olası kendini beğenmiş biriydi” diye düşünebiliriz. Oysa ki Allah bir âyet-i kerîmede açık bir şekilde bizlere bu tür davranışlardan kaçınmamız gerektiğini buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştır-mayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.” (Hucurât suresi, 49:12)
Mesela kalabalık bir ortama, birbirini tanıyan bir topluluğun arasına yeni kişiler katıldığı zaman, ilk defa gördüğümüz birisini henüz tam tanımadan bazen kıyafeti veya dış görünüşü nedeniyle garipseyebili-yoruz. Etrafımızda bulunanlarla da görüş-lerimizi paylaştığımız zaman bu düşünce-lerin yayılıp birbirimizi çekiştirmeye var-dığına şahit olabiliyoruz. Hâlbuki özellikle kardeşlerimiz hakkında yaptıklarıyla ilgili kesin bir delile ulaşmadan bir yargıya varmaktan kaçınmalıyız. Hoşgörülü davran-mayı, iyi niyet beslemeyi ve teveccüh gös-termeyi ahlak haline getirip iyiliklerin yayıl-masında öncü olmalıyız.
Kıymetli Kardeşlerim,
O halde biz müminlere düşen en önemli görevlerden birisi suizandan kaçınıp hüsnüzanda bulunmaktır. Bu şekilde Allah’ın karşısında hesabını veremeye-ceğimiz bir sorumluluktan da kaçınabiliriz. Nasıl ki, uzak diyarlarda, hiç tanımadığımız birisinin Müslüman oluşuna sevinebiliyor ve mutluluğunu paylaşabiliyorsak, yanımızda ve yakınımızda bulunan kardeşlerimizi hata veya eksikliklerinden dolayı hemen yargıla-yıp hakir görmemeye de özen gösterebiliriz ve göstermeliyiz. Müslümanlar olarak, hüs-nüzan besleyip, kardeşlerimizin iyiliğini isteyelim, onlar için dua edelim.
Unutmayalım ki, suizan günahtır ve bundan dolayı Allah’a hesap vermemiz gerekecektir. Fakat hüsnüzanda bulunup onda yanılıyor olsak dahi bundan dolayı hesaba çekilmeyeceğiz.
IGMG İrşad Başkanlığı