Muhterem Müslümanlar,

Yüce Mevla, Enbiya Suresi’nde “Her nefis ölümü tadacaktır” diyerek, bu dünya hayatının bir gerçeğini hatırlatmaktadır. Bu ayetin devamında ise dünyadaki imtihanımıza atfen Allahu Teala şöyle demektedir: “Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz ve siz ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya Suresi,[21:35]) Bu bir hakikattir. Ancak “Gerçekten insan tahammülsüz, hırslı, aceleci ve sabırsız yaratılmıştır. Başına bir fenalık gelince feryat eder; hayır dokundu mu kıskanç ve cimri kesilir.“ (Meâric Suresi, [70:19-21])

Bir dostumuzun veya akrabamızın vefatı haberini aldığımızda ölüm gerçeğini hatırlar, tevekkül eder ve ibret almaya çalışırız. Allah’tan rahmet dileyerek hayırlı amelleri vesilesiyle bağışlanmasını ve cennete girmesini temenni ederiz. Zira insan bu dünyadan hayırlı amelleri dışında hiçbir şey götüremeyecektir.

Değerli Kardeşlerim,

Sevgili Peygamberimiz (as), bu gerçeği şu sözleriyle veciz bir şekilde özetlemektedir: “İnsan ölünce amel defteri kapanır, ancak şu üçü bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, faydalı ilim ve kendisine dua eden salih evlat bırakan.“ (Buhârî, Edebü’l-Müfred, 19)

Kıymeti bilindiği sürece ilim, aile ve servet insana Allah katında ziyadesi ile mükâfat kazandırabilecek imtihanlardan sayılırlar. Kendisi ile amel edilen ilim, hayır işleri yapılan servet ve vefat ettikten sonra geride bıraktığımız hayır işlerinde koşturan evlatlarımız, Allah’ın insanoğluna bahşettiği bir nimettir. Mümin bu nimetleri vesîle kılıp  insanları sevindirmeli, muhtaç olanlara yardım edip düşkünlere ve etrafa cömertlikte bulunmalıdır, toplumun ve insanlığın faydasına çalışmalıdır.

Muhterem Kardeşlerim,

Dünya geçicidir, hayırlı ameller ise kalıcıdır. Bu sebeple gerek ferdî, ailevi ve toplumsal hayatımızda gerekse tahsilimizde arkamıza baktığımız zaman sadaka-i câriye, faydalı bir ilim ve hayırlı evlat bıraktığımızı görebilmek için gayret etmeliyiz, bunu sağlayabilecek bütün hayırlı çalışmalara katılmalıyız. Bu minvalde, başta Resulullah (sav) ve ashabı olmak üzere, örnek şahsiyetleri takip etmeli ve onların hayatlarından dersler çıkarmalıyız  ki, imanımız güçlensin, amelimiz çoğalsın, ufkumuz genişlesin  ve gayretimiz artsın. 

Aziz Müminler,

Hutbemizi vesile bilerek, vefat etmiş büyüklerimiz ve kardeşlerimiz için Allah’tan rahmet dileriz. Merhum Necmettin Erbakan hocamız gibi, geride bıraktıklarıyla bilinen ve anılan büyüklerimize de Allah’tan rahmet dileriz. Gayret ve ufukları bizlere örnek olsun, mekanları cennet olsun inşallah.

Aynı şekilde, yıllardır örtbas edilen ırkçı terörün kurbanları için Allah’tan rahmet diliyor, ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyoruz. Neonazi ırkçı terör felaketinin, toplumun dikkatini ırkçılığın ve düşmanlığın ortaya çıkardığı acılara çevirmiş olması gerekiyor. Bu tür acı olayların tekrarlanmaması için ilgili makamların, sorumluluklarını yerine getirmelerini ve bilhassa araştırma ve soruşturma sürecini ciddi bir şekilde takip etmelerini temenni ederiz.

Neonazi ırkçı terör felaketinin kurbanları için 23 Şubat Perşembe günü devlet nezdinde, birçok Alman ve Türk sivil kuruluşunun da çağrısı ve katılımıyla, resmi bir anma töreni düzenlenerek, kurbanlar için saygı duruşunda bulunulması elbette olumlu bir girişimdir. Bizim cemiyetlerimiz de bu aksiyona katıldılar ve ırkçılığı, yabancı ve İslam düşmanlığını kınayarak, barışcıl bir gelecek dileklerini bir kez daha dile getirdiler. İnşaallah bu tür facialar hiçbir yerde, hiç bir zaman tekrar yaşanmaz, Allah’tan temennimiz budur.       

IGMG İrşad Başkanlığı