CUMA HUTBESİ
Hutbe: Gerçek Hayatımız İçin Hazırlık
14 Şubat 2020Değerli Müminler!
Âlemlerin rabbi olan yüce Mevlamızın yoktan var ederek bizlere bahşettiği hayat, insanlara verdiği büyük bir nimettir. Dünyevileşmenin getirdiği zihnî karışıklığın ve fikrî sapmanın sonucu olarak hayat mefhumu ömür ile, yani sadece insanın doğumdan ölüme kadar geçen süre ile sınırlandırılmaktadır. Gerçekte ise, bu dünyada sürdüğümüz ömür, hayatımızın sadece bir parçasıdır. Biz Müslümanlar hayatı, dünya ve ahiretten müteşekkil ayrılmaz bir bütün olarak görmek durumundayız.
Değerli Cemaat!
Günümüzde insanların hayat algısını etkileyen beşerî ideolojilerin dayattığı dünyevileşme veya sekülerleşme, ahiret hayatını tümüyle gündemden çıkarmaktadır. Hâlbuki bir Müslüman’ı Müslüman yapan en önemli itikadî esaslardan birisi de şüphesiz ki ahiret inancıdır. Biz Müslümanlar için, dünya hayatı ile kıyas ettiğimizde ahiret, esas olanı ifade etmektedir. Hayat anlayışımızı belirleyen asli kaynağımız olan Kur’ân-ı Kerîm’de Allah Teâlâ; “Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!”[1] buyurmaktadır. Yine bu ayetin ruhuna uygun düşen bir hadîs-i şerîfte yüce Peygamberimiz ﷺ; “Benimle dünyanın hâli, ancak bir ağacın gölgesinde bir müddet dinlenip de bırakıp giden bir yolcu gibidir.”[2] buyurmaktadır. Bir Müslüman, elbette dünyayı adalet ve iyilik ile mamur etmelidir. Lakin bu imar çabasını dahi, Rabbimizin rızasını ve sonsuz olan ahiret hayatını kazanmak için yapmalıdır.
Muhterem Müminler!
Dünya, ahiretin tarlasıdır. Bu bakımdan dünya hayatına da ehemmiyet vermeliyiz. Ancak bu ehemmiyetin merkezini, ahiret hayatının teşkil ettiğini unutmamalıyız.
Yaşamamıza imkân verilen ömür, bizlere sonsuz olan hayatı kazanmak için bir fırsat olarak verilmiştir. Bunun ötesinde dünyaya atfedeceğimiz her türlü önem, biz insanları sonu gelmez ihtirasların kurbanı kılacaktır. Bitmez ve tükenmez arzuların gerçekleşmesi uğruna, bir ömür harcanacaktır. Anadolu coğrafyasının büyük ariflerinden Yunus Emre’nin ifadesiyle; “Dünyayı dert edinenlerin, dünya kadar dertleri olacaktır.”
Aziz Cemaat!
Hem bireysel hem de toplumsal düzeydeki çatışma ve kaosun en önemli sebeplerinden birisi olan dünyevileşme hastalığının şifası, içerisinde yaşadığımız dünya hayatının gelip geçici olduğunun şuurunda olmaktır. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz ﷺ, bu minvalde; “Ağızların tadını bozucu olan ölümü çokça anınız.”[3] diye tavsiyede bulunmaktadır. Öleceğimize dair hakikatin unutulmaması, dünyanın dertleriyle kendimizi boğmamıza engel olacağı gibi, dinî vecibelerimizi yerine getirip ahiret yurduna hazırlanmamıza da bizleri teşvik edecektir. Mevlamız, hakikati inkâr edenlerin kıyamet gününde “(Asıl) Hayatım için hazırlıkta bulunsaydım!”[4] diyeceklerini bildirmektedir. Son pişmanlığın fayda vermeyeceği ahiret gününe, ömür sermayemiz tükenmeden hazırlık yapmalıyız. Bir gün mutlaka karşılaşacağımız bu ölüm gerçeğine hazırlanmanın bir yönü de bu dünyadan ayrılırken hiç kimseye yük olmadan ayrılmaktır. İşte bu noktada Müslümanların birbirlerine dayanışmasının timsali olan UKBA cenaze yardımlaşma derneğine üye olmak ve üye bulmak önemlidir. İzzet ve ikram sahibi olan yüce Mevlamız, bizleri ahireti önceleyen ve bu doğrultuda hayırlı amellerde bulunup, dünyada adaletin ve iyiliğin hâkim olması için gayret gösterenlerden eylesin. Gayret bizden ve şüphesiz ki tevfîk Allah’tandır.
[1] Ankebût suresi, 29:64
[2] Tirmizî, Zühd, 44, H.No: 2377
[3] Tirmizî, Zühd, 4, H.No: 2307
[4] Fecr suresi, 89:24