CUMA HUTBESİ
Hutbe – Evrensel Bir Hizmet: Kurban Kampanyası
17 Ekim 2008Muhterem Müslümanlar,
Ramazan ayında yerine getirmemiz gereken oruç, zekat ve fıtra gibi ibadet görevlerimizi ifa ettikten sonra, hac ve kurban ayları olan bir mevsime girmiş bulunmaktayız. Hac ibadeti, haccetmek üzere niyetlenmiş kardeşlerimizi kendi manevi iklimine kilitlemişken, kurban ibadeti, hacca niyetlenen ve niyetlenmeyen bütün kardeşlerimizi ilgilendiren boyutu ile dünyayı kuşatacak bir şekilde bize doğru yaklaşıyor. Kurban Bayramı’na daha uzunca bir zaman var, bu ne acele diye aklınıza gelebilir. Eğer yapılan bir faaliyet yeryüzünün büyük bir kısmını kaplıyor ve siz bu faaliyetin aktif olarak içinde iseniz ve de bu günden o faaliyetin altyapısını oluşturmamış iseniz, gerçekten çok geç kalmış olursunuz. Seksene yakın ülkede kurban kesmek üzere hazırlıklarını yapan teşkilatımızın bu evrensel faaliyetine şimdiden sahip çıkarak kurban çalışmalarına başlamazsak hakikaten geç kalmış oluruz. Onun için de haftalar öncesinden konuyu gündeme getirerek siz kardeşlerimizi uyarmak istemekteyiz.
Değerli kardeşlerim,
Kurban, Allahu Teala’ya yaklaşmak için, ibadet niyetiyle, koyun, keçi,sığır, manda ve deve cinsinden bir hayvanı kesmektir. Dinimizde kurban kesmek vaciptir. Kur’an-ı Kerim’mizde kurban ibadetiyle alakalı olarak şu emir ve uyarıları görmekteyiz: Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “Şimdi sen Rabbin için namaz kıl ve kurban kes“ [108:2], “De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.“ [6:162] “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!” [2:36][2:37].
Muhterem kardeşlerim,
Kurban kesmek, Allah’ın verdiği nimetlere şükür, O’nun yolunda bir fedakarlık nişanıdır. Karşılığı ise -inşaallah- sevaba nailiyyet ve bir takım bela ve musibetten emin olmaktır. Kurban, gerçekte tamamı Allah’ın olan bir mülkte vekaleten yine Allah’ın rızası için tasarrufta bulunmaktır. Onun için de kendisine vekaleten mal verilmiş olan Müslümanların kurbandan uzak durması mümkün değildir. Nitekim “Kim kurban kesecek kadar mali imkana sahip olur da kurban kesmezse, namazgahımıza yaklaşmasın“(İbn Mace) buyuran Peygamber Efendimiz (as), çok sert bir ifade ile biz Müslümanları uyarmıştır. Demek oluyor ki, hali vakti yerinde her Müslüman, bir kulluk görevi olarak yılda bir defa bu ibadeti yerine getirecektir. Ancak kurban ibadetinin dünyevi menfaat ve maslahatı ihtiyaç sahibi insanlara olacağı için de sadece kurban kesmekle yetinmemek te gerekir. Bu menfaat ve maslahatın daha yaygın hale gelmesi için daha çok kurban toplayarak daha çok muhtaç insana ulaşmaya gayret etme lüzumu vardır.
Aziz kardeşlerim,
Şahsi bir ibadet, organize ile yapıldığı zaman evrensel bir boyut kazanıyor ve daha çok muhtaç insana ulaşma imkanı doğuyor. Onun için de bir an bile durmadan hem kendi kurbanlarımızı hem de ulaşabileceğimiz kardeşlerimizin kurbanlarını organizeye dahil etmek üzere harekete geçelim. Çünkü biz “İyilik ve takvada yardımlaşınız“ [5:2] “İnsanların en hayırlısı, insanlara en fadalı olandır“; “Komşusu aç olarak gecelediği halde kendisi tok olarak sabahlayan kişi bizden değildir“ uyarılarını kendisine düstur edinen bir topluluğuz. Biz insanlar kurbanlarını ayaklarımıza kadar getirsinler biz de alalım diye beklememeliyiz. Gerekiyorsa insanımızın bizzat ayağına kadar giderek ona görev ve sorumluluğunu hatırlatmalıyız. Hem bu sene bu çalışmayı biraz daha gayretle yapmalıyız. Bütün hayır kapılarının kapanması ve zaten aç ve açık olan insanların daha da muhtaç hale gelmesini engellemek için bu çalışmaya asılmalıyız ve verilen hedefleri mutlaka geçmeliyiz. Bilmeliyiz ki, bir kurban birçok kişiinin duasını almak ve kalbini kazanmak demektir.
IGMG İrşad Başkanlığı