CUMA HUTBESİ

Hutbe: Evliliğin Önünü Açmak

03 Eylül 2020 Rahle
Rahle

Muhterem Müminler!

Evlenmek, aile kurmak insan için en temel ihtiyaçlardan birisidir. Bu sebeple ilk aile ilk insanla birlikte başlamıştır. Evlenmek ayrıca Allah ve resulünün teşvik ettiği bir eylemdir. Bu bağlamda kişinin kendisine, gençlerin ailelerine ve topluma düşen yükümlülükleri vardır.

Öncelikle evlenme çağına gelmiş olanlarımızın bu süreyi uzatmamaları ve evliliğe hazır olmaları, bunu istemeleri gerekir. Çünkü bütün kutsal metinlerde evlenmenin cinsel arzuları disiplin altına alan ve iffeti koruyan işlevine vurgu yapılmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm bunu birçok kez açıkça ifade ettiği gibi, bir örneğini de Hz. Yûsûf (a.s.) üzerinden vermiştir. Her kulun nefsiyle sınandığı gibi Hz. Yûsûf (a.s.) da sınanmıştır ve Allah’ın yardımıyla bu sınavı başarıyla geçmiştir.

Hz. Peygamber şehvet gücüne karşı evliliğin önemini şöyle ifade eder: “Kişi evlendiği zaman imanın yarısını tamamlamış olur. Geriye kalan yarısı için de Allah’a karşı gelmekten sakınsın.”[1] Görüldüğü gibi Efendimiz (s.a.v.) nefsî arzuların en yoğun ve en güçlü olduğu dönemden geçen gençlere seslenerek imkânı iyi olanların evlenmelerini özellikle istemiş, sağlığı ve mali imkânları yerinde olanların evlenmekten kaçınmalarını sünnete muhalefet saymıştır.

Aziz Cemaat!

Evliliği teşvik etmek ve kolaylaştırmak Müslümanlar olarak bizim görevimizdir. Bugün biliyoruz ki, Müslüman ailelerin içerisinde baskın görüş olan; kariyer yapma baskısı, iş hayatında iyi bir konum elde etme ve mümin kızlarımız için kendi ayakları üzerinde durana kadar okuma ve yükselme hususları evliliği en çok geciktiren faktörlerdendir. Gençlerimiz okuma sürelerini uzatırlarken evlilik yaşı gecikmekte ve yeni kurulan Müslüman aileler de bu sebeple azalmaktadır. İlimin her yaşta ve herkes için farz olduğu aşikâr bir husustur. Zira Rabbimiz “Kulları içinden ancak âlimler Allah´tan (gereğince) korkarlar.”[2] buyurmaktadır. Fakat her konuda olduğu gibi, burada da altın dengeyi gözetmeliyiz. Aileler olarak gençlerimizin evlilik yaşı geldiğinde kariyer ve evlilik arasında kalmamaları için onları evliliğe teşvik etmeli ve okumanın asıl amacının Allah’a iyi bir kul olmak olduğunu daima hatırlatmalıyız. Yoğun olarak bencilliğe sevk edecek şekilde bir bireyselliğin savunulduğu günümüz dünyasında ilim gençlerimizin sosyal, duygusal ve kalbi ihtiyaçlarını göz ardı edecek şekilde olmamalıdır. İyi bir iş sahibi olmak ve topluma faydalı olmak için çalışan gençlerimizi evlenirken hem maddi hem de manevi olarak desteklemeli, kendi içlerinde oluşan ikilemleri ve maddi sıkıntılarını gidermek için uğraş vermeliyiz.

Aile kurmanın hayatın önemli bir parçası olduğunu ve bunun da Allah’ın rızasına erişmek için önemli bir adım olduğunu daima hatırlatmalıyız. Gençlerimize doğru eş seçiminde de yardımcı olmalı ve onları bu hususta yalnız bırakmamalıyız.

Kıymetli Kardeşlerim!

Evliliğe yönelen gençlerimiz için yapılan düğünlerde ve diğer merasimlerde israf sınırlarını çokça aşan masraflar aile ilişkilerinin erkenden gerilmesine yol açmaktadır. Bir hadisinde Hz. Peygamber (s.a.v.) bereket bakımından kadınların en iyisinin masrafı en az olanlar[3] olduğunu ifade etmiştir. Dolayısıyla aile kurumunun asaletini ve nikâhın büyülü yapısını gölgeleyecek ölçüde kıran kırana lüks ve şatafatlı düğünlerde israf ve savurganlığa gitmek evliliğin bereketini giderecek bir eylemdir. Gençler evliliklerinde Allah’ın rızasına odaklanmak yerine geride kalan borçları kapatma yükü ve gerginliğine girmektedir. Evlenip evlendirirken Müslümanlar olarak bu eylemin her aşamasında gözetmemiz gereken en önemli ölçümüz, takva ölçüsü olmalıdır. Kıyafet, verilen yemek, altın, fotoğraf çekimi ve bunun gibi diğer tüm masraflar bir değer biçme unsuru olarak görülmemelidir. Günümüz dünyasında büyük bir yanlış olarak yerleşen, “ne kadar masraf, o kadar kıymet ve önem” algısını yıkmak en büyük görevimizdir. Zira Peygamber Efendimiz sadeliği överek şöyle buyurmuştur: “Siz işitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır; sade hayat sürmek imandandır.”[4] O’nun bizden talebi, evlenecek gençlerde aranacak tek ölçünün dindarlık ve emanet ehli, yani sorumluluk bilinci taşımak olduğunu belirlemiştir: “Kızınıza talip olanın, dindar ve emanet ehli birisi olduğundan emin iseniz hemen onunla evlendirin. Eğer ilişkilerinizi böyle kurmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesadın fitilini ateşlemiş olursunuz.”[5]

Değerli Müslümanlar!

Bugün kariyer tutkusu ile birlikte ilmin amacından soyutlanması, buna ilaveten düğün masrafları evlilikleri zorlaştırmaktayız. Fakat takva sahibi inananlar olarak evlilik müessesine ait her prosedürü kolaylaştırmalıyız ve evlenecek olan gençlerimizi desteklemeliyiz. Zira mutluluğun kaynağı güzellik, yakışıklılık, zenginlik, meslek, kariyer ya da statü gibi dünyevi özellikler değildir. Mutluluk ve kalıcılığı sağlayan sadece dindarlık ve sorumluluk bilinci ile temellendirilmiş bir ahlaka sahip olmaktır. İşte bu tür gençlerin işini kolaylaştırmak bizim görevimizdir. Başlarken zikrettiğimiz ayet de bu hususa değinmektedir: “İçinizdeki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir.”[6]

[1] Taberâni: El-Mu’cemu’l-Evsat, H.No:7647.
[2] Fâtır suresi, 35:28.
[3] Bkz. Ebû Dâvûd, 2/591.
[4] Ebû Dâvûd, Tereccül 2.
[5] İbn Mace,Sünen, Nikâh, 46.
[6] Nûr suresi, 24:32.

Hutbe-Evliliğin Önünü Açmak

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com