CUMA HUTBESİ
Hutbe – Doğruluk İslam’ın emridir
21 Ocak 2011Muhterem müminler!
Doğruluk, dinimizin temelini oluşturan önemli ahlak değerlerinden birisidir. Çünkü dinimiz İslam, sahih iman, doğruluk, adalet ve merhamet temelleri ve ölçüleri üzerine bina edilmiştir. Bunların hepsi İslami değerler manzumesidir ki, fertlerin, ailelerin ve toplumların geleceğe yönelik atacakları adımlarda onların emniyet içerisinde hareket etmelerini sağlarlar. Toplumun bir bireyi olan insanın, diğer hemcinsleri ile bu ahlaki değerlere özen göstererek içinde bulunduğu topluma katkıda bulunması gerekmektedir. Doğruluk, insanlar arası ilişkilerde emniyet ve huzuru sağlamada da en temel değerlerdendir. Bundan dolayıdır ki, yüce dinimiz İslam, doğruluğu, güzel ahlakla yetişme istikametinde, insanı olgunlaştıran bir değer olarak kabul etmiş ve “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol“ (Hud Suresi, [11:112]) ayetiyle Peygamber (sav)’ın şahsında bütün Müslümanlara hitap ederek, inanç, söz ve davranışlarda doğruluktan ayrılmamayı emretmiştir.
Değerli kardeşlerim!
Ayette de görüldüğü gibi insanı dünya ve ahirette kurtuluşa ve ebedi mutluluğa kavuşturacak ahlaki bir değer olan doğruluk, bir peygamber sıfatı ve özelliğidir. Zira bütün peygamberler dosdoğru olarak sürdürmüş oldukları hayatlarıyla, insanlığı doğruluğa davet etmede önder ve örnek olmuşlardır. Bir Müslüman’a yakışan da peygamberini kendisine örnek alarak her zaman ve her yerde doğruluktan ayrılmamasıdır. Sevgili Peygamberimiz (sav), kendisinden öğüt isteyen, bir ashabına “Allah’a inandım de ve sonra dosdoğru ol” (Müslim, İman, 62) buyurmuş ve dinimizde iman ve doğruluğun ne büyük bir öneme haiz olduğunu açıkça ifade buyurmuştur. Konu ile alakalı bir başka hadis-i şerifte de şöyle buyurularak dikkatlerimiz çekilmiştir: “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Yalandan, eğrilikten sakının. Çünkü yalan insanı günaha, günah da cehenneme sürükler.” (Buhari, Edeb, 69)
Aziz kardeşlerim!
Müslüman, özünde, sözünde ve davranışlarında hem içinde yaşamış olduğu topluma hem de kendisine karşı doğru olursa, dini ve insani görevini ifa etmiş olur. Sözünde, işinde ve toplumla olan ilişkilerinde doğru ve dürüst olan insanların meydana getirdiği bir toplumda insanlar arası güven ortamı oluşur. Güven ortamının bulunduğu toplumda ise dostluk, kardeşlik, sevgi ve saygı gibi çok güzel erdemler ve hasletler ortaya çıkar. Böyle bir toplumda yaşayan insanlar huzurlu ve mutlu olurlar. Avrupa’da herbiri birer İslam temsilcisi olan Müslümanlar olarak bizler de özümüzle, sözümüzle, davranışlarımızla doğruluktan asla ayrılmayalım ve diğer insanlarla olan ilişkilerimizde dürüst olalım. “Bizi aldatan bizden değildir” düsturuyla hereket edelim. Hiç bir zaman unutmayalım ki, Allah’ın rahmeti ve bereketi, meleklerin istiğfarı, peygamberlerin şefaati ve insanlığın hayırla yadı ancak doğrular üzerine olacaktır. Hutbemizi sözlerin en doğrusu olan Kur’an-ı Kerim’den konu ile alakalı iki ayet-i kerime mealiyle bitirmek istiyoruz: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe Suresi, [9:119]) “Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki “korkmayın, üzülmeyin, size va’dedilen cennetle sevinin.” (Fussilet Suresi, [41:30])
IGMG İrşad Başkanlığı