CUMA HUTBESİ
Hutbe: Çocuklarımıza Karşı Davranışlarımız
20 Aralık 2017Değerli Müslümanlar!
Çocuk deyince aklınıza ne gelmelidir? Afacanlık mı? Kırıp-dökme mi? Rahatsızlık verici gürültüler mi? Hayır, bunların hiçbiri değil. Aklınıza saflık gelmeli, berraklık gelmeli, doğallık gelmeli, canlılıkla dolu, cıvıl cıvıl bir hayat gelmelidir.
Eğer bulunduğunuz yerlerde çocuklar yoksa, oranın sonu gelmiş demektir. Orada insan da, insanlık da bitmiş demektir. Zira çocuk ümittir. O geleceğin teminatıdır.
Çocuklar hayatın en müstesna süsü, bereketi ve zenginliğidir. Mutluluk ancak onlarla elde edilebilir. Hiçbir çocuk doğuştan yalan bilmez, sahtekârlık bilmez, aldatma bilmez, kin ve düşmanlık bilmez. Bunlar ancak kötü terbiye sonrası ortaya çıkar.
Aziz Kardeşlerim!
Onları görmez misiniz? Kendi aralarında büyük kavgalar etseler bile, barışmaları kavgalarından çok daha kısa sürer. Bundan dolayı çocuklardan öğreneceğimiz birçok şey vardır.
Çocuklarımızı fıtratları bozulmayacak şekilde yetiştirmemiz şarttır. Yani onları doğuştan gelen temizlikleriyle, o saflıklarıyla hayata hazırlamalıyız. Bundan dolayı onları cami ve cemaatle haşır neşir etmeliyiz. Büyükler onların varlığından huzur duymalı, onlar da büyüklerden terbiye ve tecrübe almalıdır.
Muhterem Cemaat!
Rabbimiz, “Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.”[1] buyurarak çocukları bizim imtihan aracımız kılmıştır. Elbette ki, bu imtihanı kazanacaklara da müjdeler vermiştir. Çocuklarımızla imtihanımızdaki sorumuzun cevabını da sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), “Çocuklarınıza, (malınızı ve sevginizi) ikram edin, onları güzel terbiye edin.”[2] buyurarak vermiştir.
Muhterem Müminler!
Unutmamalı ki, insan rahat ettiği mekânı kendine yer edinir. Bu anlamda çocuklarımız camilerimizde rahat etmeliler. Sakın ha onlara suçlayıcı gözle bakmayınız.
Yine unutmamalı ki, çocuklar sosyal gelişimini doğru olarak ancak bu cemaat içerisinde tamamlayabilir. Çocuk yaramazlık yapmaz, çocukluk yapar. Onların davranışları hoşunuza gitmediğinde onlara yaramaz demeyin, sadece çocuk deyin. Bu davranışınız onları size daha çok sevdirecektir.
Cemaat ve onların büyükleri olarak çocuklara karşı görevlerimiz arasında şunlar bulunmalıdır:
- Onlara sabır ve sevgi göstermeliyiz.
- Müsamahakâr ve anlayışlı olmalıyız.
- Onları doğruya yönlendirmeliyiz
- Onlarla hoşsohbet olmalıyız.
- Namaz kılarken her birimiz bir çocuğu yanımıza alarak onun gelişmesine refakat etmeliyiz.
- Çocuklara argo sözlerle hitap etmemeliyiz.
- Onları bağıra çağıra değil, örnek davranışlarımızla terbiye etmeliyiz. Çünkü çocuklar büyüklerinden sadece yiyecek ve içecek almazlar, daha çok onların davranışlarını alırlar.
- Hiçbir çocuğu başkasının çocuğu olarak görmemeli, hepimizin evlatları olarak onlara sosyal bir sorumluluk duygusu içinde yaklaşmalıyız.
İşte camiler bu anlamda çok büyük bir görev üstlenmektedir. Bundan dolayı, camilerimizi sürekli açık tutmalı, çocuklarla doldurmalı, onların yaşayacağı alanlar olarak kurgulamalıyız.
Rabbim evlatlarımızla olan imtihanımızı kolay eylesin!
[1] Tegâbün suresi, 64:15
[2] İbn Mace, Edeb, 15; H. No: 3671