Muhterem Müslümanlar,

Allah’ımız yarattığı her kuluna sayısı belli bir ömür takdir buyurmuştur. İnsanı akıl nimetiyle diğer canlılardan ayrı tutmuş ve erginlik çağından itibaren de ölünceye kadar yaptığı, yapması gerekip te ihmal ederek yapmadığı, herşeyden onu sorumlu kılmıştır. Ancak insanı sadece aklıyla da başbaşa bırakmamış ve kendisine rehberlik edecek kitaplar ve bu kitapları beyan edecek Peygamberler göndermiştir. İş böyle olunca akl-ı selim sahibi insana düşen, hayatını ve bu hayat içerisinde yapıp-yapmadıklarını düşünerek değerlendirmektir. Ben kimim, neyim ve sonum ne olacak? sorularına doğru cevaplar aramalıdır. Küçücük bir hücre iken, ana rahminde oluşum ve bir insan olarak dünyaya geliş, zayıf ve cılız çocukluk yılları, daha sonra bileği bükülmez bir delikanlı, olgunluk dönemi, ilk yıllardaki gibi zayıf ve bitkin yaşlılık dönemi ve nihayet ölümün kapıyı çaldığı son saat, bunların hepsi birer birer film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçmelidir. Son saatin ne zaman olacağını bilemiyoruz. Onun için de her an onunla karşılaşacağımızı düşünerek hazırlıklı olmak zorundayız.

Değerli kardeşlerim,

Bir yılı daha geride bıraktığımız ve yeni bir yıla adım attığımız bu günlerde, Hz. Ömer (ra) efendimizin “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz” uyarısında olduğu gibi kendi kendimizi bir daha hesaba çekmeliyiz. Mutlaka gerçekleşecek olan ölümü ve kıyameti hatırdan çıkarmayarak, davranışlarımıza yön vermeliyiz. Öne alınması veya ertelenmesi mümkün olmayan ecel yakamıza yapışmadan önce düşünmeliyiz. Ölüm ve ahiret hesaplaşmasına hazır mıyız? Bir sene önce aramızda olduğu halde bu gün beraber olamadığımız kardeşlerimizi hatırlamalı ve kim bilir bir sene daha ömrümüz var mı, yok mu hesap etmeliyiz. Şu anda ruhumuzu teslim etsek, geçen zaman içinde yaptıklarımızla Allah’ın huzuruna çıkabilecek durumda mıyız? Böyle olunca hiç zaman kaybetmeden kendimize gelelim ve nefislerimizi muhasebeye çekelim. Zira bizi bekleyen kesin bir hesap vardır ki, onu Hakim-i Mutlak Allahu zülcelal yapacaktır. Bu hususta bizi uyaran Allah Rasulü Hz. Muhammed Mustafa (sav) şöyle buyurmaktadır: “Kişi tüm yaptıklarından sorgulanıp hesaba çekilmedikçe mahşer yerinden ayrılamayacaktır” (Tirmizi, Kıyamet 1)

Aziz kardeşlerim,

Yapacağımız bu muhasebemizde şu zamana kadar, gerek kendimiz, aile fertlerimiz, akraba ve komşularımız için, gerekse yaşadığımız toplum için ne gibi güzel işler yaptık? Yahut kendimize, topluma, insanlara ne gibi zararlarımız dokunduğunu değerlendirmeye tabi tutmamız gerekir. Bundan sonra da iyiliklerimizi çoğaltmak ve yanlışlıklarımızı düzeltmek için kendimize bir rota çizmemiz yerinde olur. Bütün bir hayatımızı, gözümüzün önüne koyarak değerlendirmeliyiz ve dinimizin haram ve yasak kıldığı birtakım günahları işlediysek onlara tövbe etmeli ve bu günahlardan vazgeçmeliyiz. Yeni yılda yeni yeni çılgınlıkların yerine, Allah’a karşı ifa etmek zorunda olduğumuz görevlerimizde, ibadetlerimizde eksikliklerimiz ve kusurlarımız varsa onları telafi etme cihetine gitmeliyiz. Ömrümüzün sayılı olan günlerini, Allah’ın haram ve yasaklarında değil, razı olduğu iş ve ibadetlerle geçirmeye çalışmalıyız. Aile, eş-dost ve akrabalarımızı, bilhassa gençliğimizi çağın manevi kir ve hastalıklarından uzak tutmanın çarelerini aramalıyız. Hutbemizi bir ayet mealiyle bitirirken, yeni yılda yeni ve hayırlı güzel ameller ve neticede kolay hesaplar nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.

Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” [59:18]

IGMG İrşad Başkanlığı