CUMA HUTBESİ
Hutbe – Allah Korkusu ve Neticeleri
14 Kasım 2008Muhterem kardeşlerim,
Cenab-ı Hak, “Ey inananlar, Allah’tan korkun ve kişi, yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın. Allah’tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” [59:18] buyuruyor ve kendisinden korkmamızı ve ahiret gününe hazırlık yapmamızı emrediyor. Yapmamamız gerekip de yaptığımız; yapmamız gerekip te yapmadığımız herşeyden de haberinin var olduğunu beyan buyuruyor. Ya Sin Suresinin 65. ayetinde ise, Allah’ın bu bilgisinin yanında kıyamet günü insan vücudunun kendi azaları bile, o insanın aleyhinde veya lehinde şu şekilde şehadet edeceği ifade buyuruluyor: “Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.” [36:65] Bunun yanında meleklerin, göklerin, yeryüzünün, gece ve gündüzün – iyilik olsun, kötülük olsun – insanoğlunun işlediği her şeye şahitlik edeceklerini yine Kur’an’ımızdan biliyoruz. Yeryüzü, günah işlemekten sakınarak iyiliğe koşan, zahid ve mümin insanların bu iyiliğine şahitlik ederek: “Bu adam üzerimde namaz kıldı, oruç tuttu, hacca gitti, cihad etti” diyecek; günahtan (sakınarak) iyiliğe koşan mümin kul da bu şahitlige sevinecektir. Buna karşılık aynı yeryüzü, kâfir ve günahkârların aleyhinde de şahitlik ederek: “Bu adam üzerimde Allah (cc)’a şirk koştu, zina etti, içki içti, haram yedi” diyecektir. Onun içindir ki, her mümin gereği gibi Allah’tan korkmalıdır.
Aziz kardeşlerim,
Allah’tan gereği gibi korkmayı emreden şu ayet-i kerimeden: “Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” [3:102] hareketle nasıl Allah’tan sakınmamız gerektiğini İslam alimleri bir cümle ile şöylece özetliyorlar: Gereği gibi Allah’tan korkmanın manası, “Son nefesinize kadar Allah’a bağlı ve itaatkâr olun” demektir. Buna göre bütün azalarımızla Allah’a bağlı kalmamız ve herşeyimizle O’na itaat etmemiz Allah’tan gereği gibi korkmamız demektir ki, büyük İslam Hukukçusu Ebu’l Leys Es-Semerkandi Hazretlerinin şu hikmet dolu izahından da bunu anlamaktayız.
Es-Semerkandi Hazretleri der ki: “Allah korkusunun, yedi alâmeti vardir: Birinci alâmet dilde belirir: Allah korkusu taşıyan kul dilini yaÂlandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkor. Bunların yerine onu zikirle, Kur’an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgul eder. İkinci alâmet kalpte belirir: Allah korkusu taşıyan kul, başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve hased barındırmaz. Özellikle hasedin salih amelleri yiyip bitiriceğini bilir. Nitekim Peygamber Efendimiz (as), şöyle buyurur: ‘Hasedden sakınınız, zira ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, hased de iyilikleri yer ve bitirir.’ (Buhari ve Müslim) Üçüncü alâmet gözde belirir: Allah (cc) korkusu taşıyan kul, haram olan bir şeye bakmaz. Dünyaya aç ve muhteris bir şekilde yönelmez, ibret almak amacıyla hareket eder, helâl olmayan şeylerden bakışlarını uzak tutar. Dördüncü alâmet karında belirir: Allah (cc) korkusu taşıyan kul, midesine haram lokma indirmez, bir başkasının hakkına tecavüz etmez. Beşinci alâmet ellerde belirir: Allah (cc) korkusu taşıyan kimse, ellerini harama değil, kendi hakkı olan şeye uzatır. Altıncı alâmet ayaklarda belirir: Allah korkusu taşıyan kimse, günah işlenen yere değil, Allah emrine uygun, hak ve doğru hedeflere doğru yürür, ilim ve güzel amel meclislerine koşar. Yedinci alamet amellerde belirir: Allah korkusu taşıyan kimse ibadetini sırf Allah rızası için yapar, riyadan ve gösterişten kaçınır, böylece ‘Rabb´in katında Ahiret, günahlardan korkanlar içindir’ [43:35] ayetinde övülen kullardan olur.”
Öyle ise değerli kardeşlerim,
her nerede ve hangi şartlarda olursak olalım, Rabbimizin gözetiminde olduğumuzu unutmayalım, gereği gibi Allah’tan korkan kullardan olalım ve hesabını veremeyeceğimiz bir pozisyona düşmekten sakınalım.
IGMG İrşad Başkanlığı