CUMA HUTBESİ
Hutbe: Allah bizi kardeşler kılmıştır
12 Mayıs 2016Muhterem Müslümanlar!
Rabbimiz bizlere iman ve İslam gibi değerini tespit edemeyeceğimiz nimetler ihsan etmiş, bu ihsanı ile de soyumuz-sopumuz ne olursa olsun bizleri hep birden kardeşler kılmıştır.
Hucurât suresinde “Muhakkak ki müminler kardeştir. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki size rahmet edilsin.”[1] buyuran Rabbimiz, bu kardeşliğin üzerinde özellikle durmuştur. Âyet-i kerîmeye göre, kardeşlikte en önemli husus iman bağıdır. Bu bağ, takvaya ve nihayetinde Allah’ın rahmetine ulaştırır. Müminlerin arasını düzeltmek ve kardeşlik takvadan sayılmıştır. Bununla birlikte, aramızda kardeşlik yoksa Allah’tan korktuğumuzu iddia etmemizin de bir anlamı olmayacaktır. İşte bu yüzden, imanda kardeşlik kanda kardeşliğin de önündedir.
Değerli Kardeşlerim!
Bir Müslüman topluluk arasında aslolan muhabbetin, barışın, yardımlaşma ve dayanışmanın egemen olmasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Hiçbiriniz kendi nefsi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz.”[2] buyurarak kardeşliğin ne derece önemli olduğunu en çarpıcı şekilde ifade etmiştir.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bu hakikatler ışığında tekrar düşünecek olursak, bizler kendi konumumuzu nereye yerleştiriyoruz? Kardeşlik dairesinde bir yerimiz var mıdır? Kardeşlerimizle bozuşmamak, hasbelkader bozuştuğumuzda ise barışmak için çabalıyor muyuz? Bu sorulara hemen evet diyemiyorsak Allah’a karşı olan takvamız da sağlam olmayacaktır.
Bilelim ki, yeryüzünün neresinde yaşıyor, hangi dili konuşuyor, hangi kavme mensup veya hangi renge sahip olurlarsa olsunlar bütün müminler kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin kardeşidirler.
Aziz Kardeşlerim!
Müminlerin kardeşlerine karşı görevlerinden birisi de kuşkusuz, “emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker”dir. Yani, İslam’ın güzel gördüğü şeylerin yapılmasını emrederek bu yolda müminleri teşvik etmek; İslam’ın çirkin gördüğü, yapılmasını yasak ettiği şeylerin yapılmaması için de mümin kardeşlerini uyarmak, o çirkin yollardan uzaklaşmaları için onlarla yardımlaşmaktır. Mümin, İslam’ın güzelliklerinin yayılmasını, başka insanlar tarafından paylaşılmasını ister. Mümin; kötülüklerin, çirkin yolların, fuhşiyatın ortadan kalkması için mücadele eder. Bunlar bizim kardeşliğimizin gereği olan vazifelerimizdir. Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere müminler topluluğu kardeşler topluluğudur ve o topluluk iyiliklerin önünü açar, kötülüklerin de önünü kapatır. İşte ümmet ancak herkes bunun farkında olursa sağlam bir yapıya kavuşabilir.
Kardeş olmak; arkadaş ve sadık dost olmak, sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak demektir. Kardeş olmak; karşılıklı sevmek, saymak, merhamet etmek, yardımlaşmak ve dayanışma içerisinde olmak demektir. Bunlar olmadan kardeşlik iddiasının bir anlamı olmaz. Kısacası İslam kardeşliği bir yaşam biçimidir. Bunu en veciz şekilde açıklayan şu âyet-i kerîme ile hutbemizi bitirelim: “Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmetiyle mağfiret edecektir. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir.”[3]
[1] Hucurât suresi, 49:10
[2] Buhârî, İman, 6. H. No: 13
[3] Tevbe suresi, 9:71