CUMA HUTBESİ
Hutbe – Miraç Gecesi 2005
26 Ağustos 2005Muhterem mü’minler !
Önümüzdeki Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece Mirac Gecesine ulaşmış olacağız. Bizleri İlahi lutfun coştuğu mübarek Mi’rac Gecesine kavuşturan yüce Rabbimize sonsuz şükrediyor, Mirac Kandilinin İslam Alemine ve tüm insanlığa hayırlara getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Aziz müslümanlar!
Sevgili Peygamberimiz bu gecede çok önemli hadiselere şahitlik etmiş ve Kur’an’da bu gece “İsra/Gece Yolculuğu” olarak anlatılmıştır.
Sevgili Peygamberimizin Medine’ye hicretinden bir buçuk yıl önce gerçekleşen İsra ve Mi’rac mucizesi iki aşamada gerçekleşmiştir. Birinci aşama İsra, “gece yürüyüşü”dür ki, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın, bir gece Mekke’de bulunan Mescid-i Haram’dan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya kadar yaptığı yolculuktur. Mi’rac ise, sırlarla dolu yolculuğun ikinci aşamasıdır ve göğe yükselmek demektir.
Kur’an-ı Kerim yolculuğun birinci aşaması olan Mekke’den Kudüs’e gidişi şöyle anlatır: “Kulu Muhammed’i bir gece Mescid-i Haram’dan kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Doğrusu O, her şeyi en mükemmel bir şekilde işitir ve görür.” (İsra Suresi 1)
Sevgili Peygamberimiz, Kudüs’ten Cebrail eşliğinde göklere Cebrail (a.s.)’in eşliğinde göklere yükseltilmiş ve orada bazı Peygamberlerle karşılaşmıştır. Rasulullah, meleklerin dahi aşamadığı sınırlardan girmeye müsaade olunmuş ve Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkmıştır. Bu safhada vaki olan hadiseler Peygamberimizin hadislerinde anlatılmış ve Necm suresindeki ayetlerde “Mirac/Göğe Yükseliş” ile ilgili sırlara işaret edilmiştir.
Değerli müslümanlar !
“İlahi kudretin karekterini ve nübüvvetin tabiatını kavrayanlar, bu olayın hiç bir tarafında gariplik görmezler. İnsanın idrak kabiliyetine ve havsalasına göre zor ve imkansız gibi gözüken işlerin hepsi Allah’ın gücü karşısında son derece kolaydır. Bunlar insanların gördükleri ve alışageldikleri ölçülere göre farklılıklar arzetse de Allah’ın kudreti her şeye yeter. Çünkü Allah’ın gücüne ve kudretine göre gerçekleşen olaylar, insanlar arasında bilinegelen ölçülere göre değerlendirilemez. Bu hususta mühim olan şey, bunun nasıllığı ve nerede cereyan ettiği değil; Efendimizin Allah’a yücelişi, ve Mi’rac’da sunulan muhtevadır.”
İsra ve Mi’rac olayının, en önemli sonuçlarından birisi namazdır. Nasıl ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Mi’rac’ta, arada hiç bir vasıta olmaksızın Allah’la buluştu ise, mü’min de namazda vasıtasız olarak doğrudan Rabbinin huzuruna çıkma imkanına sahiptir.
Hutbemizi, bu mübarek geceyi haber veren İsra Suresinin 22 ila 39. ayetlerinde zikredilen ilahi prensipleri hatırlatarak bitiriyorum: “Allah’a ortak koşmayınız; annenize ve babanıza hürmette kusur etmeyiniz; hak edenlere haklarını veriniz; israftan kaçınınız; aşırılığa kaçmayınız ve orta yolu tutunuz; çocuklarınızı seviniz ve onları öldürmeyiniz; zinaya yaklaşmayınız; haksız yere kimseyi öldürmeyiniz; yetime en iyi muamelede bulununuz; ölçü ve tartılarda hile yapmayınız; bilmediğiniz şeylerin ardına körü körüne düşmeyiniz ve yeryüzünde kibir ve gururla hareket etmeyiniz.”
Bütün İslam aleminin miracını tebrik ediyor; hepinize dünya ve ahiret mutluluğu diliyorum.
IGMG İRŞAD BAŞKANLIÄžI