Muhterem kardeşlerim,

Allah-u Teala’ya sonsuz hamd ve sena olsun ki, maneviyatı yoğun, bereketli bir Ramazan ayı geçirdik ve bayramımızı yaptık. Ramazan ayında topluca kıldığımız teravih namazlarıyla, okunan mukabelelerle camilerimiz şenlendi; gönüllerimiz huzur buldu. Yine bu mübarek ayda Rabbimizin bahşettiği nimetlerin şükrünü eda etmek üzere Zekat ve Fitrelerimizi de verdik.

Şimdi ise, önümüzdeki aylar içinde hac ve kurban ibadetini yerine getirmeye çalışacağız. Bu münasebetle bu haftaki hutbemizde Haccın hikmetini düşünmemize yardımcı olması bakımından bazı hatırlatmalarda bulunacağız. Öncelikle belirtmeliyiz ki, Hacc, Mekke-i Mükerreme’deki Kabe ve çevresinde, topluca yapılan dünyanın en büyük ibadetidir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke’deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir. Onda apaçık deliller, İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren güvene erer. Ona bir yol bulabilenlerin Beyt’i haccetmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona muhtaç)dir.” (Al-i İmran 96-97)

Aziz kardeşlerim!

Kabe öyle bir yerdir ki, oraya vardığınızda, dünyanın bir ucunda namaz kılarken yöneldiğiniz yönün burada bittiğini görürsünüz. Belki de bütün yönler oradan başlıyor. Kabe dünya kurulduğundan beri, özellikle de peygamberler ve kurtarıcalar halkasının en sonuncusu olan Hazreti Muhammed’den (s.a.v.) beri, her an, her dakika, insanların etrafında döndüğü, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar Yüce Yaratıcıya “Allahu Ekber!!!” “Allah en büyüktür” zikriyle yöneldiği merkezdir.

Değerli kardeşlerim!

Hacc, milyonlar içinde, milyonlarca insanla, adeta mahşerde gibi her şeyin sahibi ve yaratıcısı Allah’la tek başınıza kaldığınız ve kulluk şuuruna ulaşmanıza; güzel insan olmanıza vesile muhteşem bir ibadettir.

Nitekim, mü’min, ihram giyerek Hacca niyet ederken, kendine şu yasakları bir kez daha koyar ve Rabbine söz verir: İnsanlara sövmemeye, hakaret etmemeye, insanları küçük düşürücü davranışlarda bulunmamaya ve onlara zarar vermemeye; dedi-kodu, gıybet etmemeye, gereksiz yere mücadele ve münakaşa yapmamaya; yeşil otları koparmamaya, çevreyi tahrip etmemeye, zararsız canlıları öldürmemeye; avlanmamaya, avcıya yardımcı olmamaya; cinsel ilişki ve bu ilişkiye götürecek olan davranışlar ve konuşmalarda bulunmamaya. Bu sözleri verdiği halde, Hacceden mü’min eğer bu yasaklardan birini işlerse, Allah adına, fakirler için ceza olarak Kurban kesmek ve sadaka vermek mecburiyetindedir.

Görüldüğü gibi Hacc, insanın kulluk şuuruna varabilmesi için güzel bir vesiledir.

Aziz müslümanlar!

Allah’ın bizim kulluğumuza ihtiyacı yok; ancak, bizim O’na kul olmaya çok ihtiyacımız var. Böyle güzel bir ibadet kendisine farz olduğu halde ihmal eden, yapamayan ve farz ibadetini yaptığı halde yine de hacca gitmek isteyen kardeşlerimize çağrıda bulunarak, hacc ibadetine niyetlenmek için çok az bir zaman kaldı. Acele etsinler, kontenjanlarımız dolmak üzeredir. Öyleyse, cemiyetlerimizden alacağınız formu doldurarak müracaat edebilir ve bu yıl hacca gidebilirsiniz. Yüce Mevlam’dan tüm ibadetlerinizin kabulünü diliyor, içinde bulunduğumuz bu Şevval ayında Rasulullah’ın sav ”Şevvalde altı gün oruç tutunuz” tavsiyesini hatırlatıyoruz.

IGMG İRŞAD BAŞKANLIÄžI