CUMA HUTBESİ
Hutbe – Amellerimizi ihlasla eda edelim
03 Haziran 2011Değerli Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz Allah Teala, kendisi için ve ancak kendisinin rızası gözetilerek, ihlasla yapılan amellerden başkasını kabul etmez.” (Nesai, Cihat 24: Ahmet b. Hanbel 4/126) Hepimizin hedefi arzusu kulluk imtihanını başarı ile vermektir. Bu imtihan ancak, içinde Allah’ın rızası olan ibadetler ile kazanılır. Bunun için ibadetler sadece Allah’a has kılınmalı ve ihlasla yapılmalıdır. Allah’a has kılınmayan ibadetin içinde riya/gösteriş vardır, riya gizli şirktir. Şirk ise, bütün amelleri iptal eder. Şeytan, sadece Allah için yapılan ihlaslı ibadetleri ifsad edemez. Cüneyd-i Bağdadi diyor ki: “İhlas, Allah ile kul arasında olan bir şeydir. Onu melek bilemez ki, yazsın; şeytan da bilemez ki, onu ifsad etsin.”
Muhterem kardeşlerim!
İbadetlerin ihlaslı olması için manevi kir ve hastalıklardan arınmış selim bir kalbe sahip olmak gerekir. Bunun için devamlı kalp tasfiyesi ve nefs tezkiyesi yapılmalıdır. Bağdatlı Ruhi şöyle diyor:
Ne mühendis, ne müderris, ne hekim isterler
Yevme la yenfeu da kalb-i selim isterler
Sanma ey hace ki senden zer-u sim isterler
Yevme la yenfeu da kalb-i selim isterler
Yine büyükler demişlerdir ki; “Kalbinin yönü Ahiret’e yönelik olanın, ameli de ihlaslı olur. Ameli ihlaslı olanın kalbi selim olur.”
Muhterem kardeşlerim!
Peygamberimiz (sav), ashabına, kıyamet gününde ihlassız amel sahibi üç tip insandan bahsediyor. Bu hadisi rivayet eden Hz. Ebu Hureyre (ra) diyor ki; Hz. Peygamber (sav) uyluğuma kuvvetlice vurdu ve “Kıyamet gününde cehennem ateşi şu üç kişi ile tutuşturulur” dedi: “Bunlardan birincisi, ilim sahibi insandır. Mahşer alanında toplanan herkesin önünde Allah ona şöyle nida eder: ‘Sen bildiğinle neler yaptın, nasıl amel ettin?’ O da, ‘Ey Rabbim! Ben gece-gündüz demeden ilmimle amel ettim’ diye cevap verir. Bunun üzerine Allah (cc), ‘Yalan söylüyorsun’ der. Melekler de, ‘Sen, insanların sana alim demelerini istiyordun’ derler. Allah, meleklerine emreder: ‘Bunu sürükleyerek atın cehenneme!’ Melekler verilen emri yerine getirirler. İkinci hesaba çekilecek kişi ise, zengin bir kimsedir. Allah ona da: ‘Ben sana pek çok nimet lütfettim, onları nasıl ve nerede kullandın?’ diye sorar. O, ‘Ey Rabbim! Ben gece-gündüz onları senin yolunda harcadım’ diye cevap verir. Niyetleri en iyi bilen Allah (cc), ona: ‘Yalan söylüyorsun’ der. Bunun üzerine melekler, ‘Senin maksadın kendine cömert dedirtmek idi, bu da söylendi’ diye gerekçeyi açıklarlar. Allah meleklerine: ‘Sürükleyerek bunu da atın cehenneme!’ buyurur. Görevli melekler, hemen emri yerine getirirler. Üçüncü olarak ise, -görünürde- Allah yolunda savaşırken öldürülen bir kimse mahşer halkının önüne getirilir. Allah ona da, ‘Sen ne iş yaptın?’ diye sorar. O, ‘Ey Rabbim! Sen cihadı emrettin, ben de cihat esnasında öldürüldüm’ diye cevap verir. Bunun üzerine Allah Teala, ‘Yalan söylüyorsun’ der. Melekler de: ‘Senin maksadın kendine kahraman, cesur dedirtmek idi ve nitekim onlar da söylendi’ diyerek gerekçeyi ortaya koyarlar. Allah meleklerine emreder, ‘Bunu da sürükleyerek cehenneme atın’ buyurur. Melekler de emri hemen yerine getirir.” (Tirmizî, Zühd, 48; Kenzu’l-ummal, H No:7469)
Aziz kardeşlerim!
Muteber sahih hadis kitaplarında geçen bu hadis-i şerif bize bütün açıklığı ile her işin mutlaka Allah’ın rızası gözetilerek yapılması gereğini bildiriyor. Yüce Rabbimiz’den bizleri sadece kendi rızasına uygun işler yapmaya muvaffak kılmasını diliyor, bugün girmiş bulunduğumuz mübarek üç ayların rahmet ve bereketinden istifade eden kullarından olmamızı niyaz ediyorum. Ne mutlu bu maneviyat mevsiminde ibadetlerini ihlasla yerine getirip, Rabbimizin rızasını kazananlara!
IGMG İrşad Başkanlığı