CUMA HUTBESİ
Hayırlı Bir Dönüşüm: Ramazan Muhasebesi
13 Mart 2025
Kıymetli Müminler!
Kur’an’ın ifadesiyle “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”[1] Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin “Kim inanarak, mükâfatını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları affolunur.”[2] buyurduğu ve pek çok kıymeti içinde barındıran bu güzel iklimin ikinci haftasını idrak etmekteyiz. Bu ulvi ayda tuttuğumuz oruçlarla günahlarımızdan arınırız. Kur’an tilavetleriyle ruh dünyamız gelişir ve güzelleşir. Vahyi hayatımıza tatbik ettiğimiz için söylem ve eylemlerimiz istikamet bulur. İftar ile sevinir, teravih namazı ile rahatlar, sahur ve teheccüd namazıyla bereketleniriz.
On bir ayın sultanı ramazan-ı şerif mümine kâmil mümin olmayı ve mümince yaşamayı öğretir. Dünyada nasıl yaşanılması gerekiyorsa, cennet nasıl kazanılacaksa ve Yüce Allah’ın rızası nasıl elde edilecekse ramazan ayı mümine onu öğretir. Bugünden geriye doğru bir muhasebe yapalım: Tuttuğumuz oruçlar, oruca başladığımız ilk günden bugüne hayatımızda olumlu bir değişim ve dönüşüm meydana getirdi mi? Kur’an ve sünnetin reddettiği olumsuzluklardan hangilerini terk edebildik, hayatımızdan çıkarabildik? Ya da iyilik namına hayatımıza neleri ilave edebildik? Kur’an ayı olan ramazan-ı şerifi Kur’an’la yaşayabiliyor muyuz? Onun emir ve yasaklarını söylem ve eylemlerimize uygulayabiliyor muyuz? Kulluğumuz, akrabalığımız, arkadaşlığımız komşuluğumuz, ticaretimiz, aile hayatımız, patronluğumuz, işçiliğimiz, idareciliğimiz, yöneticiliğimiz Allah’ın rızasına uygun mu? Hayatımızı, yaşantımızı Kur’an ve sünnet çerçevesinde bu mübarek ayda yeniden test edelim. Ne derece uyumlu ya da uyumsuz olduğumuzu anlamaya çalışalım, eksiklerimizi giderelim, iyiliklerimizi de artırmaya gayret gösterelim. Bu manevi iklim, hayatımızda bir milat olsun.
Değerli Müslümanlar!
Yüce Allah (c.c.) nefislerimizle olan mücadelemiz hususunda bizlere kolaylık ve sebat ihsan ve ikram eylesin. Nefis kötülüğü emreder. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah (c.c.) Hz. Yûsuf (a.s)’ın dilinden, “Ben nefsimi temize çıkaramam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, pek merhamet edendir.”[3] buyurmaktadır. Kul, nefsin olumsuz arzularından kurtulabilmesi için özel gayretlerinin yanında daima Allah’ın yardımına muhtaç olduğunu asla unutmamalıdır. Efendimiz (s.a.v.)’in ifadesi ile “Oruç kalkandır…”[4] Oruç ibadeti oruçluyu nefsin süfli arzularından korur. Oruç, nefsi terbiye edip kötülüklerden arındırdığı gibi ruhu da olgunlaştırır ve kişiye irade gücü kazandırır, ahlakı güzelleştirir, sağlığı korur, merhamet duygularını geliştirir.
Muhterem Kardeşlerim!
Oruç ibadetinin sahibine kazandırdığı güzelliklerden biri de muhtaç olanın halet-i ruhiyesini kendi nefsinde yaşamasıdır. Midesini, olumsuz arzularını kontrol altına alan oruçlu, duygu ve düşüncelerini de kontrol altına alır, düzenler ve terbiye eder. Bu bağlamda ramazan ayının toplumsal faydalarını, paylaşmayı ve yardımlaşmayı da derinlemesine anlamaya ve yaşamaya çalışalım. Muhakkak bir hedef belirleyelim. Bu hedefler maddi, manevi, kişisel ve sosyal olarak belirlenebilir. Bu hedeflerimizi günlük veya haftalık olarak gözden geçirelim ve kendimizi muhasebe edelim, kendimize hesap verelim. Cemaatle namaz kılma, Kur’an tilaveti, muhtaçlara, cemiyete/camiye, hayır kuramlarına yardım etme, mazlumun yanında olma, akraba, komşu, arkadaş, hasta ziyareti, davet ve tebliğ gibi görevlerimizde ne durumda olduğumuzun muhasebesini yapmalı, eksikliklerimizi hemen gidermeliyiz.
Hutbemizi Hz. Ömer’in sözüyle bitirelim: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın! Çünkü kıyamet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktır.”[5]
[1] Bakara suresi, 2:185
[2] Buhârî, Savm, 6, II, 228
[3] Yûsuf suresi, 12:53
[4] Buhârî, Savm, 2, II, 226
[5] Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 25