CUMA HUTBESİ
Hayatımızı Tövbeyle Arındırmak
26 Ocak 2023Muhterem Müslümanlar!
İçinde yaşadığımız dönem cismin ve bedenin yüceltildiği, ruhun ve maneviyatın görmezden gelindiği bir dönemdir. Elbette dinimizin gereği olarak, bedenimizin sağlığına ve temizliğine gereken ehemmiyeti vermek durumundayız. Ancak ruhumuzun kirlerden arınmasına ve bu yolla huzura kavuşmasına yönelik gereken ihtimamı da göstermeliyiz. Ruhumuzun yıpranması ve örselenmesine sebep olan en önemli amil ise, hayatın akışı içerisinde farkında olarak veya olmayarak işlediğimiz günahlardır. Bizler günah ve eksikliklerden bütünüyle kaçınma imkanına sahip olmayan, Mevla’mızın aciz kullarıyız. Allah’a, insanlara ve Rabbimizin bize emanet olarak verdiği aleme karşı görevlerimizi hakkıyla yerine getirememenin vermiş olduğu eksiklik dahi, şuur sahibi bir mümin için günah olarak yeter. Bu sebeple, her birerimiz Rabbimizin mağfiretine sürekli sığınmak durumundayız. Yüce Allah, kitabımız Kuran-ı Kerim’de; “Ey müminler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.”[1] diye buyurmaktadır.
Aziz Müminler!
Tertemiz olarak bu dünyaya gönderilmiş olan ruhumuzu, sahibi olan Mevla’mıza tekrar safiyetini koruyarak teslim etmektir. Varlığımızın asli yönünü teşkil eden ruhumuzun, her daim arınmaya, temizlenmeye ve terbiye edilmeye ihtiyacı vardır. Bunun en etkili yolu da, Allah’a inanıp güvenmemiz, O’nun Rahman ve Rahim olan ismine sığınmamız ve yarattığı kullarına hiçbir zaman kapatmadığı tövbe kapısının eşiğinden ayrılmamamızdır. Ayrıca bilinmelidir ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura erer. Dolayısıyla kalbimizi, dilimizi zikir üzere sabit kılmamız gerekmektedir. Bir mümin, işlediği günahlar sebebiyle Hak Teala’nın mağfiretinden asla ümidini kesmez ve “Allah tövbeleri kabul edendir, çok merhametlidir.”[2] ayet-i kerimesine sonsuz derecede iman eder.
Kıymetli Kardeşlerim!
Kurtuluşumuzun yegane yolu, aciz bir kul olduğumuzun idrakiyle, bizim ve tüm mevcudatın sahibi olan Allah’a yönelmemizdir. O’na yönelmenin en bariz göstergesi, emir ve yasaklarını hayat prensibimiz olarak kabul etmek ve günahlarımız sebebiyle tövbe etmektir. O’na ortak koşmaz ve şirk bataklığına düşmez isek, diğer işlediğimiz tüm günahların bağışlanmasını ümit edebiliriz. Rabbimiz; “Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah’a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.”[3] diye buyurmaktadır. Unutmamalıyız ki, samimi bir tevbenin kabul olunması için pişmanlık duyulması, yapılan fiile asla geri dönülmemesi, Allah’tan af ve mağfiret dilenmesi ve Allah’tan günahlarımızı örtmesi için dua edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte salih amellerle tevbemizi süslemeliyiz.
Değerli Cemaat!
Özellikle Ramazan ayının yaklaştığı bu güzide günlerde ruhumuzu Ramazan’a hazırlamalı ve bilip bilmediğimiz tüm günahlardan tövbe etmeliyiz. Rabbimiz ile olan bağımızı, dua ve tövbeyle güçlendirmeliyiz. Yüce Alllah; “Şu da bilinmeli ki, ben tövbe edip yürekten inanan ve iyi işler yapan, sonra da doğru yolda sebat eden kimselere karşı çok bağışlayıcıyım.”[4] diye bizleri müjdelemektedir. Ancak tövbeyi de samimiyetle yapmalı ve tövbe ettiğimiz günahtan uzak durmaya çalışmalıyız. Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Günahtan tövbe etmek, günahı terk edip bir daha ona dönmemektir.”[5]
Rabbimiz bizleri her anımızda dili tövbe etmeye meyilli olan, Allah’ı zikreden ve O’nun mağfiretine mazhar olan kullarından eylesin. Amin!
[1] Nûr suresi, 24:31
[2] Tevbe suresi 9:104
[3] Nisâ Suresi 4:116
[4] Tâhâ suresi 20:82
[5] İbn Hanbel, I, 446