GENEL BAŞKANLIK
Protesto: Halep bizim utancımızdır
14 Aralık 2016İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Halep’teki insanlık dramına seyirci kalmayarak Avrupa’nın birçok şehrinde protesto mitingleri düzenliyor, yetkilileri İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin gerekliliklerini yerine getirmeye davet ediyor. Gösterilerde okunacak bildiride şu ifadeler yer alıyor:
Halep bizim utancımızdır
Halep’te insanlık öldü. Henüz hayatta olanlar da ölmeyi bekliyorlar. Hiçbir şey yapmadan olup biteni izleyen bizler, neyi bekliyoruz? Bu eylemsizlik hâli hangi değerlerimizle, hangi insan hakları idealiyle uyuşuyor?
Halep’te yaşananların kelimelerle açıklanır bir yanı yok. Ama kelimelerden öte bir eylem de göremiyoruz. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu “insanlığın bittiği nokta” diyor. Haber kanalları saat başı “kelimelerle ifade edilemeyecek bir vahşet”ten söz ediyor.
Ama bunlar bizim çaresizliğimizi ifade eden kelimelerden daha fazlası değil. Bunlar bizim utancımızı örtsün diye serdedilen kelimeler. Bu kelimeler ne acil yardım bekleyen zor durumdaki insanlara bir faydası sağlıyor ne de vicdanımızı rahatlatıyor. Halep’teki insanlık dramı karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor. İnsanlar somut yardım ve desteğe muhtaç.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve uluslararası bütün güçler bu sorumluluktan hiçbir zaman kurtulamayacaktır. Bu onların görevidir. Ama evrensel insan haklarını hatırlatmak ve bunların uygulanması için çaba sarf etmek fert olarak bizlerin de görevidir.
Halep’te yaşanmış olanlar ve hâlen yaşananlar hepimiz için utanç lekesidir. Halep’te anne babalar çocuklarının ölümüne şahit oluyor. Halep’te çocuklar anne babalarının ölümlerine şahit olmanın acısına katlanmak zorunda kalıyor. Tüm bunların yanında bir de çok ağır koşullarla mücadele etmek durumundalar. İnsanlar yemek olmadan, temiz su olmadan, buz gibi soğukta dışarıda sabahlamak zorundalar. Neredeyse ölenlere gıpta edecek durumdalar.
Peki Suriye’de savaş başladığından bu yana biz ne yaptık? Hükûmetimiz ve uluslararası temsilcilerimiz ne yaptılar? Nasihatler verdiler, tartışmalar, görüşmeler, müzakereler yaptılar; ama o zor durumdaki insanların selameti için değil, tam aksi için. Duvarlar ördüler ve kaçış yollarını tıkadılar ki bu insanlar bize gelmesin.
Uygulanan bu politika tam bir utanç vesilesidir. Bizim hissettiğimiz de budur. Kendimiz, hükûmetimiz ve uluslararası temsilcilerimiz adına utanıyoruz. Halep’teki savaş ne kadar vahşi ve acımasızsa, elimiz kolumuz bağlı bir şekilde olan biteni seyredişimiz de o kadar vahşi ve acımasız.
Evrensel insan haklarımızı geri istiyoruz. Tüm insanlar aynı insanlık değerine ve insanlık haklarına sahip olarak özgür doğmuşlardır. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi bu cümleyle başlar. Bu cümlenin uygulanması ve hayata geçirilmesi hem bizim için hem de hükûmetimiz ve temsilcilerimiz için bir samimiyet testidir.
Halep yangın yerine dönmüş durumda. Myanmar’da, Afganistan’da ve dünyanın birçok farklı bölgesinde insanlık bir sınav veriyor. Milyonlarca insan savaşlar, yoksulluk ve açlık sebebiyle yurtlarını terk etmiş durumda. Kaçamayanlar ise ölümü bekliyorlar. Bizler, hükûmetlerimiz ve temsilcilerimiz bir şeyler yapmak zorundayız.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim!