“KRM’nin, yasa tasarısıyla ilgili eleştirdiği birçok noktanın doğruluğu uzmanlarca onaylanmış oldu. Çok sayıda uzman yasa taslağının, anayasal din hukuku açısından sorunlu olduğunu ve sürecin sonunda anayasaya aykırı bir yasanın ortaya çıkacağı uyarısında bulunmuşlardı. Taslak taraftarları ise doğru bir adım attıklarını öne sürmelerine rağmen, hukuki sakıncaları giderecek argümanlar getiremediler.

Müslüman dini cemaatlerin yasa taslağındaki statüsü özellikle eleştirilmişti. Bu noktada dini cemaatler hukukuna aykırı bir statünün geliştirilmesine karşı uyarıda bulunulmuş, dini cemaatler olmaksızın din dersinin mümkün olmayacağı belirtilmişti. Eyalet Hükümeti’nin dini cemaatlere karşı ve Anayasa’nın 7. maddesi 3. fıkrası uyarınca kusursuz bir din dersinin hazırlanmasına yönelik mesafeli tutumuna uzmanlarca anlam verilemiyordu. Cami cemiyetlerinin dini cemaat statüsü zaten tartışma götürmez. Çatı kuruluşları ya cami cemiyetlerinin ortak teşekkülü olmaları sebebiyle veya bunları temsilen muhatap olabilirler. Her iki durumda da Eyalet Hükümeti, bu muhataplar ile somut ve anayasaya uygun bir din dersi hazırlayabilir.

Aksi halde öne sürülen yasa taslağına göre hazırlanacak din dersinin anayasanın öngördüğü şekilde bir İslam din dersi olabilmesi şüphelidir. Müslüman cemaatlerin sürece dâhil edilmemeleri nedeniyle hazırlanacak ders, şimdiye kadar da uygulanan İslam bilgisi dersinin devamı mahiyetinde olacaktır.Yasa tasarısında öngörülen kurul, bu şekliyle İslami dini cemaatlerin kendilerine ilişkin konularda karar verme hakkına ciddi bir müdahale anlamına gelir. Özellikle dini cemaatlere mensup olmayan kişilerin, oluşturulan kurulda bulunmalarının meşru gösterilmesi endişe vericidir, zira bu kişiler dini cemaatlerden yetkili değildirler.

Ayrıca üyeler ve dini cemaat temsilcileri arasında muhtemel bir uzlaşmazlıkta, Eğitim Bakanlığı aracılığıyla devletin İslam nedir, ne değildir, konularına karar verme durumunda kalacağı uyarısında da bulunulmuştu. Uzmanlara göre bu da anayasanın öngördüğü tarafsızlık ilkesinin ciddi bir ihlali anlamına gelmektedir.

Tüm bu sebeplerden dolayı Eyalet Hükümeti’ni yasa tasarısına ilişkin eleştirileri ciddiye almaya ve Müslüman dini cemaatlerle yapıcı bir diyalog sürecine girmeye çağırıyoruz. Uzmanların endişe ve eleştirileri önemli, açık ve net iken, eleştirilere ikna edici cevaplar da verilememiştir.

KRM çatısı altında bir araya gelen ve ortak bir muhatap teşkil eden büyük Müslüman dini cemaatler, İslam din dersi ve diğer alanlarla ilgili devlet ve dini cemaatler arasında işbirliği için yıllardır hazır bekliyorlar. NRW Eyaleti hükümeti artık bu fırsatı dikkate alma iradesini göstermelidir. Bu sayede KRM’nin ehil ve güvenilir bir muhatap olduğunu göreceklerdir.”