CUMA HUTBESİ
Efendimizi Örnek Almak
05 Eylül 2024Kıymetli Müslümanlar!
Bizleri yoktan var eden ve bu dünya hayatında bir an için dahi olsa yalnız bırakmayan yüce Mevla’mız; “İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.” diye buyurmaktadır. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber Efendimiz tüm nesiller için ebedî ve değişmez bir “rol model”dir. Onun güzel ahlakı, hayat tarzı, hadiseler ve meseleler karşısında almış olduğu tavır, tüm insanlık için zamanı ve mekânı aşan bir örnekliktir. Kur’ân-ı Kerîm’de “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” buyurularak bu hususa dikkat çekilmektedir.
Muhterem Kardeşlerim!
İyinin, doğrunun ve güzel olanın hayatlarımıza hâkim olması için gayret etmek, insanlığımızın ve Müslümanlığımızın gereğidir. “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” diyen Resûlullah (a.s.), Allah tarafından bizlere iyinin, güzelin ve doğrunun kıstaslarını bildirmek ve göstermekle vazifelendirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz Veda Hutbesi’nde, “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti.” diye buyurmuştur. Kur’an ve sünnet, İslam ümmetinin tarihinde rehber olduğu gibi yarınlarında da kılavuzluk yapmaya devam edecektir.
Değerli Müminler!
Sa’d b. Hişâm (r.a.) anlatıyor: “(Hz. Âişe’ye) ‘Ey müminlerin annesi, bana Resûlullah’ın ahlakını anlat.’ dedim. O da şöyle dedi: ‘Sen Kur’an okumuyor musun? Onun ahlakı Kur’an idi…’” Allah Resulü, âdeta yaşayan Kur’an’dı. Hayat rehberimiz olan Kur’ân-ı Kerîm’in ortaya koyduğu değerlerin ve ahlakın hayatın akışı içerisinde nasıl yaşanacağını Peygamberimizin sünnetinden öğreniyoruz. O sebeple, İslam’ın ana kaynakları tartışmasız hem Kur’an hem de sünnettir. İslami ilimlerde sünnet “Resûlullah’ın söz, fiil veya tasvipleri” şeklinde tanımlanır. Günümüzde mevcut olan, “sünnet-i seniyyeyi önemsizleştirme ve değerini düşürme gayretleri, mazide olduğu gibi gelecekte de başarısız olmaya mahkûmdur.
Kıymetli Cemaat!
Peygamberimizin sünnetlerini öğrenerek, hayatımızda tatbik etmeli ve çevremize de örnek olmalıyız. Onu önder olarak anmak, peygamber olarak bilmek yetmez. Onun gibi yaşamaya gayret göstermeliyiz. Onun gibi insanlığın huzuru ve selameti için mücadele etmeliyiz. Hz. Muhammed (s.a.v.) aile efradına karşı şefkat ve merhamet sahibiydi. Kadınlara son derece nazik davranır ve onlara yardım ederdi. Arkadaşları olan ashâb-ı kirâma karşı güvenilir bir dosttu. Peygamberimiz misafiri çok sever, onlara bizzat kendisi hizmet ederdi. Müslüman olmayanlardan kendisini ziyarete gelenlere de aynı şekilde davranırdı. O, hiç kimseye kötü söz söylememiş, kırıcı bir davranışta bulunmamış ve ömrü boyunca hiç kimseyi azarlamamıştır. Bir gün Mekke’nin fethinden sonra Peygamberimizin yanına gelen bir kişi korkusundan titremeye başlayınca Efendimiz ona, “Korkma, ben bir kral değilim. Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.” diyerek mütevazılığını göstermiştir. O, doğru sözlüydü. Verdiği sözden asla dönmez, yalancıları da sevmezdi. Kimseden intikam almaz, bağışlamayı severdi. Medine’ye hicret ederken, daha önce güvenini kazanmış olduğu Mekkelilerin emanetlerini sahiplerine teslim etmişti. Peygamberimiz, yaşamı boyunca her konuda örnek olmuş ve bunu sadece söz ile değil, davranışlarıyla da göstermiştir.
Rabbim cümlemizi Efendimizin ahlakıyla ahlaklanan ve onun yolunda gidenlerden eylesin. Amin!
1 Ahzâb suresi, 33:21
2 Ahzâb suresi, 33:45
3 Muvattâ, Husnü’l Huluk, 8; Müsned, XIV/513
4 Muvatta’, Kader, 3
5 İbn Hanbel, III, 155
6 İbn Mâce, Et’ime, 30
Hutbe-Norveççe
Hutbe-Danca
Hutbe-İsveççe