CUMA HUTBESİ
Dijital Bağımlılık ve Sosyal Medya Ahlakımız
22 Ağustos 2024Kıymetli Müslümanlar!
İletişim araçları ve ortamı anlamına gelen medya, özellikle internet çağının başlamasıyla insanlar üzerindeki etkisini büyük oranda artırmıştır. Eskiden gazete, radyo ve televizyon gibi kısıtlı araçlarla kitlelere yönelik etkinliğe sahip olan medya, özellikle akıllı telefonların icadından sonra, her bir bireyin hayatı üzerinde âdeta kaçınılması zor bir tahakküm oluşturmaya başlamıştır. Yapılan araştırmalara göre, internet ve sosyal medya müptelası hâline gelmiş olan insanların sayısı gittikçe artmaktadır.
Aziz Cemaat!
Bizler üzerinde bu kadar etkili olan ve hayatımızı şekillendirmede belirleyici hâle gelmiş bulunan sosyal medya mecrasında şuurlu hareket etmek durumundayız. Öncelikle, bağımlılık oluşturacak ve değerli zamanımızı çalacak bir kullanım tarzından uzak durmamız gerekmektedir. Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) “Malayaniyi (yani faydasız söz ve lüzumsuz işleri) terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır.”[1] diye buyurarak, boş işler ile vakit geçirmeyi hoş bulmadığını beyan etmiştir. Ne yazık ki özellikle gençlerimizin sosyal medya platformlarında vakitlerini gereğinden fazla ve lüzumsuzca harcadıklarına şahit oluyoruz. Oysa zaman, bize verilen en büyük nimetlerden birisidir ve zamanı en faydalı biçimde tanzim etmemiz elzemdir.
Değerli Müminler!
Bilinçli bir Müslüman, kendisine ulaşan haberleri, doğruluk ve hakikat süzgecinden geçirmek ile mükelleftir. Bu hususta âlemlerin Rabbi olan yüce Mevla’mız Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”[2] Bu mevzuyla ilgili olarak aklımızda bulundurmamız gereken, sosyal medyanın kontrolsüz haberlerin yayıldığı ve gerekli kontrolün sağlanamadığı bir platform olduğudur. Bu mecrada her türlü yanlış bilgi, kitlelerin manipülasyonu gayesiyle kullanıma sokulabilmektedir. Burada yalan haberler çok hızlı bir şekilde yaygınlaşabilmektedir. Unutmamalıyız ki, yüce Peygamberimiz “Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!”[3] diye buyurmuştur. Bizler hiçbir surette yalan ve yanlışların zihnimizde yer etmesine izin vermemeli ve bunun yaygınlaştırılmasına alet olmamalıyız.
Muhterem Kardeşlerim!
Elbette bir Müslüman’ın iletişim vasıtalarına topyekûn karşı olması veya bunları kullanmayı reddetmesi düşünülemez. Sosyal medyanın müspet tarafları da olduğu malumdur. Bizlere düşen, hakikatin ve iyinin bu vasıtayla yaygınlaşmasını gerçekleştirmektir. Gerçek hayatta gerçek kişilerle olduğu kadar, sanal âlemdeki tutum ve davranışlarımızda da İslami ölçüler dairesinde kalmalıyız. Ahlaklı olma sorumluluğumuz gerçek-sanal ayırt etmeksizin her zaman geçerlidir. Kendini Müslüman olarak tanımlayan herkes, internette veya sosyal medyada da güzel ahlak timsali olmalıdır. İslam’ın insanlığa yönelik mesajını yaymak, sohbetlere katılmak, sağlıklı bilgilere ulaşmak ve daha birçok faydalı iş için sosyal medya ve internetten istifade etmek artık neredeyse kaçınılmaz hâle gelmiştir ve bundan faydalanılmalıdır.
Yüce Rabbimiz bizleri sosyal medya ve interneti razı olacağı şekilde kullanan kullarından eylesin. Amin!
[1] Tirmizî, Zühd, 11
[2] İsrâ suresi, 17:36
[3] Müslim, Mukaddime 5