olmaya davet eden Davutoğlu, özellikle Müslümanların örnek olmaları ve barış içinde yaşamaya katkı sağlamaları gerektiğini ifade etmiştir. Bu bağlamda, özellikle de Neonazi terörü çerçevesinde 'Almanlar' ifadelerinin kullanılmamasına dikkat çeken Davutoğlu, 'Tüm Almanlar ırkçı değildir. Irkçı olanlar, sadece bir avuç aşırı sağcı gruptur' ifadelerini kullandı.

'Hristiyan terörü' ya da 'Alman terörü” denilemiyeceği gibi, 'İslamcı terör' kavramından da sözedilemeyeceğini ifade etmiştir. Bunu Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich'e de söylediğini belirten Sayın Davutoğlu, bu nedenle Müslümanların bir grup yüzünden çoğunluğu itham etme hatasını işlememelerini, ırkçı suçları işleyenlerin de zaten bunu istediklerini hatırlattı.

Konuşmasının büyük bir bölümünü özeleştiriye ayıran ve önemli uyarılarda bulunan Ahmet Davutoğlu; Neonazi terörü sözkonusu olduğunda, Türkiye, Türk konsoloslukları ve Almanya'daki sivil toplumun da şu soruyu kendilerine sormaları gerektiğini ifade etmiştir: 'Uzun yıllar boyunca bizler neredeydik?' Suçu sadece resmî makamlarda aramanın yanlış olduğunu ifade eden sayın Davutoğlu, 'Biz de görmezden geldik ve mağdur aileleri yalnız bıraktık. Müslümanlar olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmedik. Ailelere yaptığım ziyaretlerde bunu daha açık bir şekilde gördüm' dedi.

Hatalıların sadece 'onlar' ya da 'biz' değil, aksine hepimizin olduğunu vurgulayan ve şimdi bu olayların aydınlatılması için hepimizin gayret etmesi gerektiğini de ifade eden Sayın Davutoğlu, Federal Almanya Cumhurbaşkanı ve Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich'in de bu konuda istekli olduklarını, ırkçı terör ile mücadele konusunda varolan bu hassasiyetin hep beraber hareket etmek için bir fırsat olduğunu dile getirdi.

Teşkilatımız, İslam Toplumu Millî Görüş de aynı fikirdedir. Cinayetlerin aydınlatılması ve ırkçılıkla daha ciddî bir mücadeleye girilmesi için hepimiz katkı sağlamalıyız. Çünkü bizler çocuklarımıza barış içinde yaşayabilecekleri bir toplum bırakmak istiyoruz.”