İRŞAD
Berat Kandiliniz Mübarek Olsun!
13 Şubat 2025
Bu gece bereketli ve feyizli bir gecedir. Zira bu gece Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağımızı umarız. Bu yüzden bu gece Berat gecesi olarak anılmaktadır.
Berat kelimesi, Arapçadan Türkçeye geçmiş bir kelimedir ve “temize çıkmak”, “aklanmak”, “temiz ve suçsuz” olmak anlamlarına gelir. Dolayısıyla, insanın günahlarından beri olması için bu önemli gecede ibadet ve taatta bulunması, dua etmesi, istiğfarda bulunması önemlidir.
Bu mübarek gecenin ikliminden sonuna kadar istifade etmek ne kadar güzeldir. Allah Teâlâ öyle buyurmaktadır, “Kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok mağfiret sahibi ve esirgeyici bulacaktır.[1]
“YOK MU BENDEN AF İSTEYEN?”
Berat Kandili (gecesi) Şaban ayının onbeşinci gecesidir ki, Resûlü Ekrem Muhammed (s.a.v.) bu gece için şöyle buyurmaktadır, “Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.”[2]
NE GÜZEL MÜJDE!
Yine Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) bu gecenin önemi hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah Teâlâ -rahmetiyle- şâbanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.”[3]
Bizler için Resûlullah (s.a.v.)’in bu müjdesi ne kadar önemlidir. Ümmeti Muhammed’in fertleri o kadar çok affedilecek ki, koyunları çok fazla olan Kelb kabilesinin koyunlarının tüylerinden daha fazla insan affa mazhar olacaktır. Bu ne güzel bir müjde, ne güzel bir haberdir.
RIZKIMIZIN HELALİNDEN BOL OLMASI İÇİN DUA ETMELİYİZ
Bu gece rızkımızın helalinden bol olması için Allah’a dua etmeli ve de yine başımıza gelen musibetlerden kurtulmak, hastalıklardan, dertlerden sıkıntılardan, felaketlerden uzak kalmak için Cenâb-ı Hakk’a yalvarmak zorundayız. Âlemlerin Rabbi Allah, kullarının kendisinden af dilemesinden sevinç duyar, memnun olur, kulunu affetmek ona vereceği en büyük güzellik ve özellik olur.
“HOŞÇA BAK ZÂTINA…”
İnsan Allah’u Teâlâ’ya ibadet maksadıyla yaratılmış ve ona taatta bulunduğu sürece şeref kazanmış, en aziz varlıktır. Onun için insan, Allah katında basit bir varlık değildir. Tam aksine, Rabbini tanıdığı sürece, önemli bir şahsiyettir. Şeyh Gâlib diyor ki, “Hoşca bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen. Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.” Yani, “Ey insan, kendine iyi bak, değerini iyi bil; zira sen bu âlemin özü ve kâinâtin göz bebeğisin.”
Allah’u Teâlâ kulunu, yani insanı eşrefi mahlukat olarak yaratmıştır. Bu noktayı ifade ederken Cenâb-ı Hak Zülcelâl Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır, “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ödül vardır.”[4]
İnsan en güzel bir biçimde Allah’u Teâlâ tarafından yaratılmış, sonra da aşağıların aşağısına indirilmiştir. İman edip, imanı salih amel ile süslemesi, insanın en yüce noktaya yeniden çıkmasına sebep olmaktadır. Bundan dolayıdır ki, bu geceleri salih amellerle geçirmemiz elzemdir.
BOL BOL İSTİĞFAR
Yine bu gecelerde istiğfar çok mühimdir. Çok çeşitli sahabelerden bize ulaştırılan hadis-i şerîfin bazı rivayetlerinde, devesini kaybeden adamın düştüğü ümitsizlik çarpıcı ifadelerle anlatılmaktadır. Devesini bulmak için tepeden tepeye koştuğu, hiçbir yerde bulamadığı, sonunda, artık ‘devemi bulamayacağım, bu ıssız çölde açlık ve susuzluktan ölüp gidecegim’ diye bir gölgeliğe çekildiği, elbisesiyle yüzünü örtüp beklediği tasvir edilmektedir.
İnsan, âdeta her şeyini kaybedip ölümü beklediği bir anda nasıl ki yeniden hayata dönebilirse, o hayata dönüş kendisini ne kadar sevindirdiğini ortaya koymaktadır. Müslim’in bir rivayeti şöyle geçmektedir:
“Herhangi birinizin tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu hoşnutluk, ıssız çölde giderken üzerindeki yiyecek ve içecegiyle birlikte devesini elinden kaçıran, arayıp taramaları sonuç vermeyince deveyi bulma ümidini büsbütün kaybederek bir ağacın gölgesine uzanıp yatan, derken yanına devesinin geldiğini görerek yularına yapışan ve aşırı derecede sevincinden ne söyledigini bilmeyerek: Allahım! Sen benim kulumsun; ben de senin Rabbinim, diyen kimsenin sevincinden çok daha fazladır.”[5]
Adam çölde devesini kaybetti üzerinde bütün yiyeceği ve içeceği de onunla beraberdi, sağa gitti aradı bulamadı sola gitti aradı bulamadı. Çaresiz bir şekilde oturdu, örtüsünü yüzüne çekip ölümü beklemeye başladı. Tam o sırada devenin ipini elinin içinde hissetti ve öyle bir sevindi ki, ‘Sen benim Rabbimsin, ben senin kulunum’ diyeceğine aksini söyledi. İşte bu adamın sevincinden, Allah’u Teâlâ’nın kulunun tövbesine olan memnuniyeti daha fazladır.
BU GECEDEN İSTİFADE EDEMEYENLER..Bu mübarek gecenin feyzinden ve bereketinden istifade edemeyecek olanlarda var. Bunlar şu şekildedir:[6]
1-Allah’a şirk (ortak) koşanlar.
2-Ana-babalarına isyan eden, onlara asi olanlar.
3-Alkollü içecekleri içmeye devam edenler.
4-Büyücülük yapıp gaipten haber verme işiyle meşgul olanlar. (Müneccimler)
5-Müslümanlara (İslam’a) kin ve düşmanlık besleyenler.
6-Adam öldürüp, yaptığı bu büyük günahtan pişmanlık duymayanlar.
7- Gururlu ve kibirli olanlar. (Kendini beğenenler, başka Müslümanları tahkir edip küçük görenler)
8-Akrabalarla ilişkileri kesenler. (Sıla-i rahim yapmayanlar)
BERATİMİZİ ALANLARDAN OLALIM!
Allah’u Teâlâ hiçbir Muhammed ümmetine bu hâllerden birisine düşmeyi göstermesin. Cümlesini bu saydığımız sıkıntılı hâllerden muhafaza eylesin. Bu Berat gecesinde hepimizi bu tehlikelerden beri eylesin, bu mübarek Berat gecesinde bu hususlardan beraat nasip eylesin.
Bu gece beraatini elinden alanlardan olmayı cümlemize nasip eylesin. Ümmeti Muhammed’in müstazaflarına yardım ve inayet eylesin, nusret buyursun ve kurtuluş bahşeylesin. Dünyada zulmedenlerin zulümlerini son buldursun, kötü emellilerin emellerine ulaşmalarına, Cenâb-ı Hak Teâlâ fırsat vermesin.
Ümmet-i Muhammed’in tümüne hem her türlü zulümden, kötülükten beraat, hem de cümlemize günahlarımızdan beri olmayı nasip eylesin, Beraat geceniz mübarek olsun.
[1] Nisâ suresi, 4:110.
[2] İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 191.
[3] Tirmizî, “Ṣavm”, 39.
[4] Tîn suresi, 95:4-5-6.
[5] Müslim, Tevbe 7. Ayrica bk.Tirmizî, Kiyâmet 49, Daavât 99; ibni Mâce, Zühd 30.
[6] Elmalılı, Hak Dini Kuran Dili VI/4293.