İRŞAD

Bayram Hutbesi: Ramazanın Bize Yüklediği Görev

29 Mart 2025
Rahle Kur'an

Kıymetli Kardeşlerim!

Biz kullarını 11 ayın sultanı ramazan-ı şerifin eğitiminden geçirerek, kul olmanın şuurunu ve ibadetin huzurunu bizlere yaşatan, bizleri bayram sabahına kavuşturan Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd-ü senalar olsun. Bayramları Yüce Allah’ı anma, birlik, beraberlik, sevinç ve neşe günleri ilan eden Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e ve bütün peygamberlere salat ve selam olsun.  Tuttuğumuz oruçlarımızla, kıldığımız namazlarımızla, tilavet ettiğimiz hatimlerimizle, fitre ve zekâtlarımızla kulluğun tadına/lezzetine erdiğimiz bir ramazan-ı şerifi daha geride bırakmanın hüznü içindeyiz. Aynı zamanda huzur, neşe, sevinç, birlik ve dayanışma günleri olan bayrama kavuşmanın da sevincini yaşıyoruz. Ancak; bir yandan neşe ve sevinç duyarken diğer yandan zulüm altında inleyen kardeşlerimizin acısıyla da hüzünlüyüz. Dünyanın birçok yerinde, özelikle Gazze’deki Müslüman kardeşlerimiz sadece bayram sevincinden mahrum olmakla kalmıyor, aynı zamanda dünyanın gözü önünde, en ağır silahlarla yapılan katliamların gölgesinde, açlıkla, susuzlukla ve her türlü yoklukla, hayata tutunmanın mücadelesini veriyor. Anne babalar, bombalar altında can veren masum çocuklarının acısıyla feryat ediyorlar. Bize düşen, mazlumların, masumların acılarını el birliğiyle dindirmek ve umutlarını diri tutmak için gayret göstermektir. Zalimlerin karşısında, mazlum ve mustazafların yanında yer almaya ve her türlü kötülükle mücadele etmeye gayret etmeliyiz. Unutmayalım ki, bu hepimiz için hem insani hem İslami hem de vicdani bir sorumluluktur.

Muhterem Müslümanlar!

Bugün, yeryüzünü ifsat edenlerin değil, imar ve ıslah edenlerin bayramıdır. Salaha ve felaha erenlerin, nefsini tezkiye edenlerin bayramıdır. Cana kıyanların, kan akıtanların, korku salanların değil, huzur bahşedenlerin, yaşatmaya gayret edenlerin bayramıdır. Bugün yoksula, yetime, dula, kimsesize, çaresize, güçsüze, garibe, fakire, miskine ve muhacire karşı sorumluluk hissetmenin bayramıdır. Başkalarına hayat hakkı tanımayan, yok ederek var olmaya çalışanlara karşı, hak ve hakikate, adalet ve fazilete çağıranların bayramıdır.

Değerli Müminler!

Bayramlar ülkeleri, dilleri ve renkleri farklı olsa da inançları ve idealleri bir olan müminler arasında sevgi ve muhabbetin coştuğu günlerdir. İslam’ın çatısı altında aynı kıbleye yönelen Müslümanların birlik ve beraberliğinin zirve yaptığı vakitlerdir. Bayramlar iyiliklerimizle insanların gönlünü aldığımız, maddi ve manevi yardımlarımızla ihtiyaç sahiplerinin yüzlerini güldürdüğümüz zamanlardır. Gelin hep birlikte dargınlıkları, küskünlükleri, kin ve öfkeyi bir tarafa bırakalım, af ve bağışlama yolunu tutalım. Gönüllerimizi birbirimize açalım, muhabbetle kucaklaşalım ve bayramlaşalım. Varlık sebebimiz olan anne babalarımıza, hayatın çilesini birlikte omuzladığımız eşlerimize, evlerimizin canlı bayramları olan çocuklarımıza bayramın coşkusunu tattıralım. Dünya telaşından kimi zaman ihmal etiğimiz büyüklerimizi, akrabalarımızı, dostlarımızı, arkadaşlarımızı ve komşularımızı hatırlayalım. Yetimlerin başını okşayalım, kimsesizlerin kapısını çalalım, muhtaçların yüzünü güldürelim, hastaları, yaşlıları ve kabirleri ziyaret edelim.

Muhterem Müslümanlar!

İkame edeceğimiz bayram namazıyla bütünleşelim, irad etmekte olduğumuz bayram hutbemizle aydınlanalım ve bayram tekbiriyle de tazelenelim/yenilenelim. Ümmetin hiçbir ferdi bundan mahrum olmasın. Yüce Rabbimizin, “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[1] emrine uyarak, ramazan boyunca elde ettiğimiz manevi kazanımları ömür boyu devam ettirelim. Allah’ın koyduğu helal-haram sınırlarına riayet edelim. Hutbemizin başında okuduğumuz ayet ve hadisle bitirelim. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.”[2] Peygamberimiz (s.a.v.) ise şöyle buyuruyor: “Kim ramazan orucunu tutar ve ona şevvalden de altı gün eklerse, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur.”[3] Ramazan Bayramınızı tebrik eder, İslam âlemi ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini dileriz.

[1] Hicr suresi, 15:99

[2] Şems suresi, 91:7-10

[3] Müslim, Sıyâm, 204

Hutbe-Türkçe

Hutbe-Almanca

Hutbe-İngilizce

Hutbe-Fransızca

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com