İRŞAD
Bayram Hutbesi: Ramazan Bayramı
01 Mayıs 2022Muhterem Müslümanlar!
Allah’a hamdolsun ki, ramazan ayını ibadet ve taatler ile geçirmiş ve bugün bayrama ulaşmış bulunuyoruz. Bir ay boyunca, Rabbimizin rızası için oruçlarımızı tuttuk, camilerimizde topluca teravih namazları kıldık. Mukabelelerimizi okuduk. Kardeşlik ve dayanışma duygularını güçlendiren, muhtaçların yaralarını saran zekâtlarımızı ve fitrelerimizi ödedik. Ramazan ayının manevi atmosferinde, bir ve beraber olmanın mutluluğunu yaşadık. Ramazan ayı boyunca ibadetlerimizi yerine getirmenin gayretinde olduk. Ecrini Allah’tan ummanın sevinciyle hep birlikte bayram sabahına erdik. Bayramlar neşe, sevinç ve Allah’ı zikretme günleridir. İnsanın kendisiyle, insanlık ile ve hatta tüm âlem ile barışık olduğu coşkun günlerdir.
Aziz Kardeşlerim!
Diğer taraftan, dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen savaş, çatışma, şiddet ve yoksulluk nedeniyle yurtlarını terk eden mültecilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Küresel düzeyde yaşanan bu üzücü duruma, biz Müslümanların kayıtsız kalması düşünülemez. Bayramda da olsak, bu acılara ortak olmalı ve mağdurlara destek olmalıyız. Tüm mültecilere elimizden geldiğince, Hasene vasıtasıyla destek vermeliyiz. Savaşların durdurulması ve insanların yurtlarından çıkarılmasına mâni olmak için, sorumluluk sahibi ülkeleri ve kurumları harekete geçmeye, vicdan sahibi insanları sesini yükseltmeye çağırıyoruz. Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de; “Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir.”[1] diye buyurulmaktadır.
Mensubu olduğumuz İslam dini, tüm insanlığın barış ve huzuru için gayret göstermemizi bizden istemektedir.
Kıymetli Cemaat!
Bu bayram günlerinde, medeni ilişkilerin bir gereği olarak komşularımızdan güleryüzümüzü ve ikramımızı esirgememeliyiz. Bayram sevincimize onları da ortak etmeliyiz. Büyüklerimizi, anne-baba ve akrabalarımızı ziyaret etmeliyiz. Memleketlerimizdeki akrabaları da ihmal etmemeli, telefon yoluyla da olsa bayramlarını tebrik etmeyi unutmamalıyız. Özellikle bayramların çocuklarımızın dünyasında apayrı bir yeri olduğunu hatırdan çıkarmamalıyız. Onları hediyelerimizle sevindirmeli, bayram neşesini yaşamaları için erkenden kaldırıp bayram namazına camiye götürülmeliyiz. Ramazan ayında tuttuğumuz orucun kazandırdığı hassasiyetleri devam ettirmeli, gıybet, iftira, tecessüs, suizan gibi kötü hasletlerden uzak durmaya devam etmeliyiz. Hak Teâlâ, Kur’ân-ı Azîmüşşân’da; “Ey iman edenler! Allah’tan korkun, Ona yaklaşmaya vesile arayın ve Onun yolunda çaba harcayın ki kurtuluşa eresiniz.”[2] diye emretmektedir. Hayatın her döneminde ve her alanında, Allah’a yakınlaşmak için ibadetlerimizde hassas olmalıyız. Rızasını kazanmak için salih amellerde bulunmalıyız.
Değerli Müminler!
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) “Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve haset etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helal değildir.”[3] diye buyurmuştur. Bayram günlerini fırsat bilerek, dargınlıkta israr eden kardeşlerimizi barıştıralım ve kaynaştıralım. Unutmayalım ki, birlikte rahmet ayrılıkta ise azap vardır.
Rabbim bizlerin ve tüm İslam âleminin bayramını hayırlı eylesin. Yeryüzündeki tüm mazlum ve mağdurların yüzünün güldüğü bayramlara insanlığı kavuştursun. Amin!
[1] Yûnus suresi, 10:25
[2] Mâide suresi, 5:35
[3] Buhârî, Edeb, 57, 58, 62; Müslim, Birr, 23, 24, 28