İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Ali Mete Avusturya’da aşırı sağcı FPÖ’nün hükûmeti kurmakla görevlendirilmesi münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Avusturya’daki gibi siyasi koşullar Almanya için tam bir felaket olabilir. Seçimlerden hemen önce Almanya’daki demokratik güçleri kendilerine çeki düzen vermeye ve siyasi merkezi güçlendirmeye çağırıyoruz.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avusturya’da FPÖ’nün hükûmet kurma görevi alması siyasi bir kırılma noktasıdır. İlk kez, Avusturya’da bir sağ popülist parti başbakanlık makamını üstlenebilir. Bu gelişme sadece Avusturya için değil, Almanya için de alarm verici niteliktedir.

Avusturya’da demokratik partiler git gide birbirini daha fazla engellemiş ve istikrarlı çoğunluklar oluşturmayı başaramamıştır. Bu siyasi çıkmaz, FPÖ’nün elini güçlendirmiştir. Benzer bir gelişme Almanya’da da kendini göstermektedir: Demokratik partiler arasındaki cepheler giderek sertleşiyor. Yapıcı iş birliği yerine, ideolojik ayrışmalar giderek daha fazla vurgulanıyor ve olası koalisyonların önü kapatılıyor. Eğer bu dinamik devam ederse, Almanya’da da demokratik çoğunlukların artık güvence altına alınamadığı bir durum ortaya çıkabilir. Bu durumdan kazanç sağlayacak olan, Avusturya’da olduğu gibi, demokrasi değil, aşırı sağ popülist partiler olacaktır.

Avusturya’daki siyasi koşullar, tarihsel ve siyasi olarak Almanya’ya birebir aktarılabilir olmasa da bu gelişmeler yine de bir alarm vericidir. Nitekim, demokratik merkez zayıfladığı anda, sağ popülist güçlerin ne kadar hızlı bir şekilde bundan faydalanabileceğini göstermektedir. İslam Toplumu Millî Görüş bu nedenle Almanya’daki tüm demokratik partilere a kendilerine çeki düzen vermeleri ve demokratik merkezi güçlendirmeleri çağrısında bulunmaktadır.

Sadece milliyetçi değil, aynı zamanda anayasaya aykırı pozisyonları da içeren programları savunan aşırı sağın güçlenmesi, Almanya için, FPÖ’nün Avusturya’daki başarısından çok daha ciddi sonuçlar doğuracaktır. Retorikleri ve politikaları toplumsal uyumu tehlikeye atmakta, azınlık haklarını sorgulamakta ve toplumu daha da bölmektedir.

Avusturya’daki mevcut gelişmeler, Almanya’da bizler için bir uyanış çağrısı olmalıdır. Demokratik kültürümüzü korumak ve güçlendirmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Bununla birlikte siyasette retorik bir değişim de gereklidir: Özellikle göç konularında daha az popülizm. Sağ popülist güçlerin güçlenmesi kaçınılmaz bir kader değil, siyasi kararların bir sonucudur.”