"Avusturya, Müslümanların entegrasyon ve katılımları konusunda sahip olduğu Avrupa genelindeki benzersiz koşullarını büyük ölçüde, 1912 yılında yürürlüğe giren İslam Yasası'na borçludur.

Viyana'daki iki günlük ziyaretimiz esnasında, Avusturya hükümetinin önde gelen temsilcileriyle birarada bulunduğumuz ortamda, geride bıraktığımız 100 sene içerisinde İslam Cemaati ile Avusturya hükümeti arasında var olan birlik ve beraberliğin büyüdüğünü ve bu beraberliğin dini cemaatlerle olan münasebet ve ve kültürlerarası meselelerde önemli bir avantaj sağladığını gözlemledik.

Birçok Avrupa ülkesinde Müslümanlar her şeyden çok güvenlik politikaları bağlamında konumlandırılırken, Avusturya'da yaşayan Müslümanlar devlet tarafından saygı ve değer görmektedir. Avusturya Cumhurbaşkanı, Müslümanların temsilcilerini yıldönümü kutlamalarında bizzat karşılamakta herhangi bir sakınca görmeyip, İslam'ı Avusturya'nın tabii bir parçası olarak algıladığını göstermiştir. Bu nedenle Avusturyalı Müslümanların Avrupa çapında sağlanan yegâne katılım imkanları ile gurur duymaları ve düzenlenen bu kutlama töreninde Cumhurbaşkanı, bakanlar ve kiliselerin temsilcileri ile biraraya gelmeleri şaşırılacak bir durum değildir. Aslında tabii olan böylesi bir duruma diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların da ulaşması için yapılacak çok şey vardır. Bu ortamın diğer Avrupa ülkelerinde bulunmaması, temel hukukî koşulların mevcut olmamasından ziyade, politik iradenin eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Dr. Fischer, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Dr. Spindelegger, Eğitim Başkanı Dr. Schmied, Entegrasyon Müsteşarı Kurz ve Avusturya İslam Cemaati Başkanı Dr. Sanaç'e gösterdikleri misafirperverlik için özellikle teşekkür ediyorum. Avusturya'da İslam yasasını yenileme girişiminin politik anlamda sorumlu kişiler ile büyük bir görüş ve fikir birliği içerisinde yapılacağından kuşkum yok. Diğer Avrupa ülkelerinde de, Viyana'da yapılan kutlama töreni esnasında hükümet temsilcileri ile görüşmelerimde gözlemlediğim, Müslümanlara karşı kendinden emin ve açık bir tutumun oluşmasını içtenlikle diliyorum. Bu çerçevede, Avusturya Başbakan Yardımcısı Dr. Spindelegger'in sözlerine eklemek istediğim bir şey yok: “Bizler birlikteyiz ve ihtiyacımız olan karşıtlık değil, bir arada olmaktır.”