BASIN AÇIKLAMASI
Üçüncü, okulda namaz yasağı kararını; “Yüksek İdare Mahkemesi dini kamusal alandan uzaklaştırarak insanları tek tipliliğe zorlamaktadır” şeklinde yorumladı
29 Mayıs 2010İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü, Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi’nin (OVG) okulda namaz kılınmasını yasaklayan kararını talihsiz bir karar olarak nitelerken, “Derslerinden uzak kalmamalarına ve okul düzenine herhangi bir şekilde zarar vermemelerine rağmen öğrencilerin namaz kılmalarının yasaklanması hiçbir şekilde izah edilemez” dedi.
Berlin-Brandenburg Yüksek İdare Mahkemesi’nin (OVG), Berlin Diesterweg Gymnasium’unda okuyan 16 yaşındaki Müslüman bir öğrencinin, ders arasında öğle namazını kılamayacağı yönünde verdiği karar üzerine, “OVG bu kararıyla dini kamusal alanın biraz daha dışına itmiştir” diyen Üçüncü, kararı ayrıca “Mahkemenin kararı önyargı ve korku içermektedir. Özgürlükçü hukuk anlayışına açık bir şekilde ters düşen bu karar aynı zamanda insanları, toplumun yaşam biçimi ile uzaktan yakından alakası olmayan tek tipliliğe mecbur etmektedir “ sözleriyle eleştirdi.
Mahkemenin okullardaki çok dinliliğe atıfta bulunduğunu belirten Üçüncü, ancak bu durumun mahkeme tarafından bir zenginlik olarak değil, aksine yasaklarla önüne geçilmesi gereken bir çatışma potansiyeli olarak görülmesini eleştirdi ve, “Okullar giderek daha fazla çoğulcu bir toplumu yansıtıyor” tespitinde bulundu.
Üçüncü ayrıca, “Okullar, hem öğrenciler ve ailelerin hem de öğretmenler ve okul idaresinin çoğulculuğu öğrendiği ve yaşadığı yerlerdir. Fakat bunun için her farklılığı tehditkâr bir çatışma potansiyeli olarak görmek değil, aksine zenginlik olarak kabul etmeye hazır olmak gerekir” dedi.
Öte yandan davacının okulda bir ibadet mekânı talep etmeyip, sadece namaz kılmak istediği gerçeğinin basının da dikkatinden kaçtığını, idare mahkemesinin namaz yeri ile ilgili okul ve okul dairesinin uzlaşmaz tavırları nedeniyle namaz yasağı kararı verdiğini belirten Üçüncü, “Bu açıdan bakıldığında, Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararında karşılıklı hoşgörü ve saygıya dayanan eğitim yöntemlerinin öneminin öne sürülmüş olması gülünç bir durumdur. Zira hoşgörü ve kabullenmenin noksan olduğu asıl yer okul idaresidir” sözleriyle eleştirisini sürdürdü.
Kamu idaresinin avukatının namazı “siyasi karakterli toplu bir ayin” olarak tanımlamasına da dikkat çekip yakışıksız olarak niteleyen Üçüncü, benzer bir üslubun başörtüsünün siyasallaştırılıp dışlanması sürecinde de görüldüğünü hatırlattı.
“OVG’nin almış olduğu karar, kamu idaresinin tarafsızlığının yanlış yorumlanmasıdır. Bu kararda kamu idaresinin tarafsızlığı, öğrencinin dini tarafsızlığa zorlanması şeklinde ortaya çıkmıştır. Hâlbuki din ve dünya görüşü açısından tarafsız olması gereken vatandaş değil kamu idaresidir” diyen Üçüncü son olarak “Okulun tavrı ve OVG’nin almış olduğu karar Almanya`nın seküler devlet prensibine ters düşerken, söz konusu karar dini kamusal alanın biraz daha dışına itmektedir. Karar, Almanya’ya özgü sekülerliğin bir tezahürü değil, Fransa’nın laikliğine doğru bir yöneliştir” uyarısında bulundu.