İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezi’nin (Dezim) duyurduğu Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık Monitörü sonuçları sebebiyle bir açıklama yaptı. “Müslüman karşıtı ırkçılık alelade bir mesele değil. Yeni bir araştırma Almanya’da ön yargı ve ötekileştirmenin ne kadar köklü olduğunu ortaya koyuyor. Devlet kurumlarına duyulan güven azalıyor. Devlet harekete geçmeli.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:

“Almanya’da yaşayan Müslümanlar ortalamadan daha fazla oranda ayrımcılığa uğruyorlar. Bu acı hakikati, en son açıklanan Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık Monitörü gözler önüne seriyor. Bu durumdan bilhassa kadınlar olumsuz etkileniyor. Araştırmaya göre, Müslüman kadınların yüzde 61’i bir yıl içinde ayda en az bir kez ayrımcılığa uğradıkları hissine kapılıyorlar. Bu da onları durumdan en çok etkilenen gruplardan biri hâline getiriyor.

Bu rakam sadece istatistiksel bir veri olmaktan öte, Müslüman kadınların düzenli olarak ön yargı, ayrımcılık ve ötekileştirme ile muhatap olduğu gerçeğinin bir ifadesidir. İster iş yerinde, ister ev ararken ya da kamusal alanlarda olsun, ırkçılık çok sayıda Müslüman kadının günlük yaşamında karşılaştığı bir olgu.

Sürekli ayrımcılığa maruz kalan kimseler doğal olarak devlet kurumlarına olan güvenlerini de giderek kaybederler. Araştırma, 2022’den bu yana ırkçılıktan etkilenenler arasında federal hükûmete duyulan güvenin yüzde 20’ye varan oranlarda azaldığını gösteriyor. Bu düşüş özellikle düzenli olarak ayrımcılığa maruz kalan Müslüman kadınlar arasında daha da keskin.

Rakamların ortaya çıkardığı bir diğer hakikat de ırkçılığın sadece bireyler tarafından değil, aynı zamanda yapısal mekanizmalar yoluyla da uygulandığı. Müslüman kadınların yaşadıkları tecrübeler artık münferit vakalar olarak görülmemelidir. Bu araştırma, mağdurların zaten yıllardır dile getirdiklerini bir kez daha ortaya koyuyor: Müslümanlar Almanya’da yapısal olarak mağdur ediliyor. Siyasiler sembolik önlemlerin arkasına saklanmamalı, Müslüman karşıtı ırkçılıkla mücadele için somut adımlar atmalıdır.

İslam Toplumu Millî Görüş olarak çağrıda bulunuyoruz: Irkçı eylemlerin tutarlı bir şekilde cezalandırılması suretiyle ayrımcılığa karşı daha iyi bir koruma sağlanmalıdır. Aynı zamanda, uzun vadede kurumsal ırkçılıkla mücadele etmek için devlet yetkilileri ve emniyet personelleri arasında derin bir duyarlılık oluşturmak şarttır. Ayrıca toplumda mağdurların deneyimlerini önemsizleştirmek yerine ciddiye alan bir bakış açısı değişikliği olmalıdır. Ayrımcılık sadece mağdurları ilgilendiren bir mesele değil, toplumsal bir sorundur. Almanya’nın bu sorunu kabul etmekle kalmayıp nihayet kararlı adımlar atmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir.”