İRŞAD
Almanya’da Gassallık: “Ölünce Beni Kim Yıkayacak?”
13 Şubat 2025
Almanya’da yaşayan Yasin ve Şenay Çelebi çifti, yıllardır cenazeleri yıkıyor, hazırlıyor ve son yolculuklarına uğurluyor. Ölümle her gün yüzleşen çift, mesleklerinin en zorlu yanlarını ve unutamadıkları anları Camia Haber’e anlattı.
Cenazeleri yıkıyor, hazırlıyor ve son yolculuklarına uğurluyorlar. Almanya’da yaşayan Yasin ve Şenay Çelebi çifti, ölümle iç içe bir meslek olan gassallık yapıyor. Peki, bu meslekle nasıl tanıştılar? En çok hangi anlar onları etkiledi? Camia Haber olarak bu özel ve bir o kadar da zorlu mesleği icra eden Çelebi çiftiyle konuştuk.
Yasin Çelebi, 1974 doğumlu ve aslen Nevşehirli. 1996 yılından beri Almanya’da yaşıyor ve 2011 yılından beri gassallık yapıyor. İlk cenazesini yıkadığı anı unutamadığını söyleyen Çelebi, “İlk cenazem 8 yaşında bir kız çocuğuydu. Babasının feryadını duyunca kendimi onun yerine koydum ve bu beni çok etkiledi. Daha sonra oğlum yaşlarında bir genci yıkamak zorunda kaldım. Empati yapmaya devam edersem bu mesleği sürdüremeyeceğimi anladım ve bir noktadan sonra işimi duygularımı katmadan yapmaya başladım.” diye belirtti.
En çok zorlandığı anları ise şöyle anlattı: “En zor anlarım, tanıdıklarımı yıkadığım zamanlar oldu. Arkadaşlarımın cenazelerini hazırlamak, onlara son kez dokunmak gerçekten çok ağırdı. Trenin önüne atlayarak intihar eden birinin cenazesini yıkamak da unutamadığım anılardan biriydi.”

“Ölümün Kokusu Var”
Gassallık denildiğinde akla gelen en zorlayıcı durumlardan biri de cenazelerin yaydığı kokular. Çelebi, bu konuda ise şunları söyledi: “Evet, bazı cenazelerin kokusu gerçekten çok ağır olabiliyor. Özellikle uzun süre beklemiş bedenler daha fazla koku yayıyor. Asılarak ya da boğularak vefat etmiş ve uzun süre beklemiş kişilerin cenazeleri de bazen zorlayıcı olabiliyor. Bu gibi durumlarda maskelerle kokuyu duymamaya çalışıyoruz.”
Şenay Çelebi de Almanya doğumlu. Eşiyle birlikte gassallık yapıyor. Bu mesleğe adım atması ise camide çalıştığı döneme denk gelmiş. Çelebi, “Camide bir abimiz bu işi yapıyordu ve işi devralmamızı istedi. Gassallığı camide bir ablamızdan öğrendim. İlk dönemlerde korku hissediyordum ama zamanla alıştım. Gassal olarak o büyük sorumluluğu almak gerçekten ağır bir yük. Fakat hocalarım beni çok iyi hazırladı.” diye belirtti.
Unutulmaz Bir Hikaye: Pamuk Fidanı
Şenay Çelebi, yıllardır unutamadığı bir cenaze anısını ise şu sözlerle paylaştı: “Aile ile birlikte bir cenazeyi yıkıyorduk. Vefat eden teyzenin kızı, annesinin pamuğunu önceden hazırladığını söyledi. Meğer annesi yıllardır bir pamuk fidanı yetiştirmeye çalışıyormuş ama bir türlü çıkmamış. Tam vefat ettiği sene pamuk vermiş. Bu olay beni ve orada bulunan arkadaşlarımızı çok etkilemişti.”
“Beni Kim Yıkayacak?”
Ölümle her gün yüzleşen gassallar, kendi ölümleri üzerine de daha fazla düşünme fırsatı buluyor. Şenay Çelebi de “Beni kim yıkayacak?” sorusunu kendine sık sık sorduğunu söylerken, “Senelerdir kendime bu soruyu soruyorum. Etrafımdaki insanlara bakıyorum, kim yapabilir diye gözlemliyorum. Ama bu, sadece Allah’ın bildiği bir şey.” diye belirtti.
Cenazelerin Nakil İşlemleri Nasıl Yapılıyor?
Almanya’da defin işlemleri, katı kurallara tabi. Cenazeler hemen defnedilemiyor. Yasin Çelebi, Almanya’daki defin prosedürlerini şu şekilde anlattı: “Almanya’da 48 saat kuralı var. Bir cenaze, ölümünden en erken 48 saat sonra defnedilebiliyor. Tatil günlerine denk geldiğinde ise bu süre daha da uzayabiliyor. Hafta sonu vefat eden bir kişi ancak birkaç gün sonra defnedilebiliyor.”
Ayrıca, Almanya’da defin kurallarının şehirden şehire bile değişiklik gösterebildiğini vurgulayan Çelebi, UKBA Cenaze Yardımlaşma Derneği ile birlikte çalıştıklarını söyledi. “UKBA sadece Türkler için değil, tüm Müslümanlar için hizmet veriyor. Dünyanın her yerine Müslüman cenazeleri gönderebiliyoruz.” diye kaydetti.
Almanya’da mı, Türkiye’de mi Defin Tercih Ediliyor?
Gassallık yapan Çelebi çiftine göre, Avrupa’da yaşayan Müslümanların defin tercihleri farklılık gösteriyor. Türklerin yüzde 70’i cenazesini Türkiye’ye göndermeyi tercih ederken, yüzde 30’u Almanya’da defnedilmeyi seçiyor. Balkan kökenlilerde de benzer bir oran var. Arapların yüzde 90’ı cenazesini Almanya’da bırakıyor. Afrika kökenliler de genellikle finansal nedenlerden ötürü burada defnedilmeyi tercih ediyor.
Almanya’da defin işlemlerinin pahalı olmasının yanı sıra mezarlık yerlerinin süreli olması da önemli bir etken. Yasin Çelebi bununla alakalı da konuşurken, “Almanya’da mezarlıklar genellikle 15, 20 veya 25 yıllığına veriliyor. Bu süre dolunca çoğu yer mezarlık süresini uzatmıyor. Mezar taşı kaldırılıyor, alan yeşillendiriliyor ve bir süre sonra yeniden kullanıma açılıyor. İnsanlar da doğal olarak böyle bir son istemiyor ve cenazelerini memleketlerine göndermeyi tercih ediyorlar.” diye aktardı.
Defin Masrafları: Almanya mı, Türkiye mi Daha Uygun?
Yasin Çelebi bu soruya ise şöyle cevap verdi: “Almanya’daki defin işlemleri pahalı. Türkiye’ye bir cenaze ve bir refakatçi gittiğinde toplam maliyet daha uygun olabiliyor. Ama refakatçi sayısı arttıkça maliyet değişiyor. Ayrıca, Almanya’da cenaze işlemlerinde çok fazla bürokratik prosedür var. Hatta mezarlıklar, cenaze firmalarının sigortasının olup olmadığını bile soruyor.” (camiahaber)