İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, AfD’den bazı siyasilerin aşırı sağcı Kimlikçiler Hareketi (Identitäre Bewegung) ve iş dünyasından bazı temsilcilerle buluşarak ‘yeniden göç’ ve asimilasyon planları hakkında görüşmelerin ifşa edilmesi münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Demokratik partilerin AfD ile aralarına sadece sözde mesafe koymaları yeterli değildir, bunu içerik olarak da yapmaları gerekir; özellikle de insan hakları söz konusu olduğunda. Özgürlükçü demokratik temel düzen bununla ayakta durur veya bununla yıkılır.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ortaya çıkan son haberlerle birlikte, AfD’nin zihniyetine dair kalan tüm şüpheler de artık ortadan kalkmalıdır. Tüm demokratik partileri bundan böyle kendi politikalarını eleştirel bir gözle yeniden incelemeye ve yeniden düzenlemeye davet ediyoruz. Bu durum özellikle mülteci politikası için geçerlidir.

Her şeyden önce, bütün yükü mültecilerin omuzlarına bindiren siyasi retoriğe bir son verilmelidir. Bu konu seçimlerde doğrudan AfD’nin işine yaramaktadır ve finans politikalarına muhalefet edilirken araçsallaştırılmamalıdır. Federal hükûmet ve eyalet hükûmetleri de koruma arayan insanların dengeli bir şekilde dağılımını sağlamalı, kapasitelerini artırmalı, yerel altyapıya yatırım yapmalı ve sivil toplumu güçlendirmelidir.

Evrensel insan haklarının altının oyulmasına yönelik taleplere de artık son verilmelidir. Üst sınır ya da iltica prosedürlerinin Avrupa dışına taşınması gibi tartışmalar AfD’nin ekmeğine yağ sürmektedir. Sığınma hakkı, tarifsiz acılar çekilerek edinilmiş bir haktır ve tabii olarak anayasanın bir parçasıdır. Bu hakkı yok sayan herkes demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün temel direklerini kesip atmış olur.

Kısacası, demokratik partiler AfD ile aralarına sadece sözde değil, özde de mesafe koymalıdır. Aşırı sağ cenahtan bir şeyler devşirmeye çalışmak, insan haklarını göreceleştirmek, dinî ya da etnik azınlıklara karşı korku ve ön yargı uyandıran her açıklama AfD’ye seçim desteği anlamına gelir.

Mevcut anketler ışığında, İslam Toplumu Millî Görüş olarak büyük bir endişe taşımaktayız. Bazı eyaletlerde açıkça İslam düşmanı olan AfD en büyük siyasi güç hâline gelebilir. Durum ciddidir, Almanya’daki Müslüman yaşamı hiç bu kadar tehdit altında olmamıştır. Siyasi olarak AfD’nin ekmeğine yağ sürmeye devam eden herkes de bu suça ortak olmaktadır.”