BASIN AÇIKLAMASI
“Sağcı terör ve sebeplerinin eksiksiz bir şekilde aydınlatılması gerekiyor”
17 Kasım 2011Teröristlerin on kişiyi öldürmeleri, banka soymaları ve bunun üzerine on üç yıldan uzun bir süre boyunca yakalanamamaları Almanya’da olması ihtimal dışı olaylardan addedilirdi. Özellikle de uluslararası terörizme karşı gösterilen yoğun ve şiddetli mücadele bu düşünceyi pekiştiren bir unsurdu.
Ancak söz konusu olan, evinizde yetişen terörizm olduğunda, maalesef başka kıstasların geçerli olduğu gözleniyor. Sadece Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi’nde, sözkonusu terör grubu ve ilişkili oldukları çevreler ile ilgili bilgiler, 24 dosya doldurmuş olmasına karşın, şimdiye kadar bilinen suçlu ve şüphelilerin ancak 13 yıl sonra ortaya çıkarılması, durumu özetleyerek daha fazla söze gerek bırakmıyor. Yine, Anayasayı Koruma Dairesi’nin ırkçı organizasyonlara ajanları aracılığıyla maddi ve kişisel destek sağlaması da aynı şekilde konu hakkında daha fazla yoruma gereksiz kılıyor. Paralel şekilde, katledilenlerin kriminalleştirilmeye çalışılması ise işin endişe verici diğer bir boyutunu oluşturuyor. Hatırlanacağı üzere, öldürülen kişilerin arkasından, mafyaya karışmalarından kumar borcuna kadar birçok suçlamalarda bulunulmuştu. Geçen tüm yıllar boyunca, benzeri olayların ırkçı bir arka plana sahip olması ihtimali üzerine hiçbir şekilde durulmamış olması durumu bütünüyle özetler niteliktedir.
Gelinen durumda, elden sadece geride kalanlara başsağlığı ve sabır dilemek geliyor.
Esas itibariyle, NPD’nin yasaklanma sürecinde aşırı sağ kesim içine birçok ajanın sızdırılmış olduğunu tüm kamuoyu öğrenmişti. NPD’li her 7 yöneticiden birinin, iç istihbaratın ajanlarından biri olduğu ortaya çıkmıştı. Üstelik bazıları söylem ve eylemleri dolayısıyla yasaklama kararına gerekçe teşkil eden kişilerdi. Bu bağlamda doğrudan şu sorular akla geliyor; acaba Anayasayı Koruma Dairesi’ne bağlı bu ajanların söz konusu terör olaylarında ne gibi rolleri vardı? Bu olaylara bizzat katıldılar mı, destek oldular mı ya da Neo-nazilari gizlediler mi? Veyahut olayları hafife mi aldılar, görmezden mi geldiler?
Bu olayların ve bu olayların her türlü arka planının, olaylara yardımcı olmuş kurum ve kişilerin eksiksiz bir şekilde aydınlatılmasının zamanı gelmiştir. Akabinde, yaşananlardan gerekli sonuçlar çıkarılmalıdır. Ancak bu şekilde, hali hazırda derinden sarsılmış olan güven ilişkisinin daha fazla zedelenmesinin önüne geçilebilir. Aksi halde bu olaylar, arkasında tedavisi mümkün olmayan izler bırakacaktır.
Bununla birlikte sadece kamuoyuna yansıyan suçlara odaklanılmaması ve NPD içerisinde ve çevresindeki fikrî tahrikçilerin üzerine gidilmesiyle olayın kapatılmaması gerekmektedir. Salt aksiyonizmi hedefleyen bir tartışma, kendisini NPD’nin yasaklanması yönündeki taleplere odaklamakta, ancak ortalığı kasıp kavuran sağ popülizm tehlikesinin ırkçılığın asıl kaynağı olduğu gerçeğinin tartışma platformlarına taşınmasını engellemektedir. Yapılan çok sayıda araştırma senelerdir, ırkçı stereotiplerin giderek toplum içine yayıldığına ve daha normal karşılandığına yönelik uyarılarda bulunurken, diğer taraftan bu söylemler İslam’a yönelik doğal eleştiriler olarak görülüp, cesaretlendirilmektedir. Böylece giderek daha fazla nefret ve dışlama zemini oluşturulmaktadır. Sayısız gencin bu atmosferde kolayca radikalleşebilmesi ise, sağ popülizm bağlamında hiçbir şekilde dikkate alınıp tartışılmamaktadır.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, en azından politikacı ve gazetecilerden entegrasyon tartışmalarıyla ilgili yaptıkları açıklamalarda objektif kalmaları ve her şeyden önce tonlarını iyi ayarlamalarını ümit etmek zorundayız. Zira, genelleştirici dışlamalar, gruplara yönelik suçlamalar veya azınlıklarla ilgili tehlike çığırtkanlığı Almanya’da ırkçı terörizme zemin hazırlayan unsurlardır ve çoğulcu toplumda bunların yeri yoktur.”