Cemiyet Haberleri
“Gelecek sizlersiniz, sizler geleceksiniz”
02 Nisan 2007İslam Toplumu Milli Görüş Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Başkanlığı’nın düzenlediği Üniversiteliler Günü yaklaşık 1600 öğrencinin katılımıyla Almanya’nın Hagen şehrinde gerçekleştirildi. “Gelenekten geleceğe” sloganıyla hazırlanan Üniversiteliler Günü’nde geleneksel el sanatları olan ebru, tezhip, minyatür ve hat sanatlarının örnekleri sergilenirken, İstanbul Sazendeleri grubunun sunduğu enstrümantal sanat müziği örnekleri ise izleyenleri coşturdu. Göksel Baktagir yönetimindeki Sazendeler ayrıca Türk tasavvuf musikisi sanatçısı Veysel Dağsaldı’ya da eşlik ettiler. Veysel Dağsaldı ayrıca solo olarak sunduğu örneklerle de izleyicilerin büyük takdirini topladı. Dağsaldı ayrıca Osmanlı şairlerinden Nabi’nin Peygamber Efendimiz için yazdığı naatı seslendirdi ve bu naatın hikâyesini anlattı.
Üniversiteliler Günü Avrupa Tilavet Yarışması birincilerinden Sezai Çakan’ın Kur’an tilavetiyle başladı. IGMG Gençlik Teşkilatı ve Üniversiteliler Başkanlığı’nın yapmış olduğu hizmetlerin multivizyon gösterisiyle sunulduğu programda teşkilatta daha önce hizmette bulunanlarla, çeşitli üniversitelerde görevli öğretim üyelerinin üniversitelilere gerek üniversite yaşamlarıyla gerekse genel anlamda yaptıkları öğüt ve tavsiyelerde aktarıldı.
Üniversiteliler Başkanı Celal Tüter’in “Gelenekten Geleceğe” sloganının seçmekteki gayelerini anlattığı konuşmasından sonra Gençlik Teşkilatı Başkanı Mesut Gülbahar bu anlamda İslam ilim tarihinde önemli bir yeri bulunan ilim, irfan ve hikmet sahibi İmam Gazali’nin “geçmişe dayanarak geleceği elde etmek lazımdır” sözünü hatırlattı ve geleceğin gelenekler üzerine kurulmasının önemine işaret etti.
IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü Batı toplumlarında İslam ve Müslümanlara karşı ortaya konulan açık tepkilere rağmen Müslümanların sükûnetle ama kendilerine yakışır bir tepki vermeleri gerektiğine işaret etti. Üçüncü Avrupa’da oluşturulan güvenlik tedbirlerinin, topluma Müslümanlar arasında marjinal bir topluluğun İslam’ı istismar ettiği imajını vermeye çalıştığını, ama bunula birlikte yetkililerin, Müslümanların çoğunluğunun da barış ve huzur ortamı içerisinde yaşamak istediğini söylemeyi de ihmal etmediklerine vurgu yaparken Hollanda ve İngiltere de doğup büyüyen ve görünürde yerel toplumlara uyum sağlamış olan gençlerin eylemleri karşısında da İslam’a ve Müslümanlara yönelik hızlandırılmış bir aydınlanma baskısında da bulunduklarını söyledi. Bu talebin “ya kabul et, ya da terk et” sloganından hareketle Müslümanlar adına İslam dininin yorumlandığını ve dinin çağdaş ya da çağdışı dini kurallar olarak sınıflandırıldığına dikkat çeken Üçüncü Müslümanların ılımlı İslam veya Euro-Islam diye nitelendirilen bu oluşuma karşı net tavır almalarını istedi. “Eğer bizler Müslüman isek ve başlıca vasıflarımız Kur’an’a ve Sünnete kesin bağlılıksa, bu konudaki ciddiyetimizi gerek kadınlar gerek erkekler olarak ortaya koymalıyız” diyen Üçüncü dolayısıyla Avrupa da yaşayan Müslümanların buradaki yaşamları üzerine yapılan din anlayışları tartışmalarının içinin sadece ve sadece Müslümanların yapabileceğini bu tartışmaları başkasına bırakma gibi ne niyetleri ne de hakları olamayacağını söyledi. “Onlar bizi istemiyorsa, biz onları hiç istemiyoruz” anlayışının Müslümanların anlayışı olamayacağını da vurgulayan Üçüncü Müslümanların katılımcı bir anlayışla toplumsal sorumluluklarının gereğini de yerine getirmelerini istedi. Üçüncü konuşmasını şöyle bitirdi. “Yaşadığımız toplulukların gelişiminde bir katkımız olmayacaksa yaşadığımız onca sıkıntıya hiç değmez. Eğer kendimizi bu toplumların vazgeçilmez bir parçası olarak algılıyorsak, o zaman bunu, kültürel zenginliğimiz ve medeniyet anlayışımızdan beslenen katkılarla pekiştirmeliyiz. Toplumda yaşanan sayısız olumsuzlukların yanında da olumlu gelişmeleri mutlaka görmeliyiz.
IGMG Genel Başkanı Yavuz Çelik Karahan konuşmasında Müslümanların Avrupa da kalıcı olduklarını vurguladı ve bu kalıcılığın temellerinde kendi öz kültürlerinden kaynaklanan esaslar üzerine kurulmasını istedi. Karahan üniversitelilerin düşünen ve düşünce üreten kimseler olmasını isteyerek şöyle dedi, “Bizler, eğer, “E Felâ yetefekkerûn, “E Felâ yetezekkerûn” düşünmezler mi, anmazlar ve anlamaya çalışmazlar mı? ilahî sorularında cevabını bulan, düşünüp anlamaya çalışan, yaratılış hikmetlerini öğrenen ve Mü’min, Müslüman bir kul olarak görevlerini yerine getiren öğrenciler, araştırıcılar ve soruşturucular değilsek, bu topluluğun bir anlamı kalmaz. İşte o zaman, eğer bizi biz edeni, Allah ile aramızdaki bağı unutarak gidiyorsak üniversiteye, endüstri sonrası toplumun insanı öncelemeyen bireylerinden başka bir şey olamayız.”
Peygamber Efendimizin tavsiyelerinden örnekler vererek gençlerin kimseye karşı kalbinde kötülük tutmamasını, büyüklerine hürmet ve küçüklerine de merhamet etmesini istedi. Avrupa da yaşayan üniversitelilerin İslam Ümmetinin sorunlarına da bigane kalamayacağını vurgulayan Yavuz Çelik Karahan “bu sorunların çözümüne de kafa yormak bizim görevimizdir” dedi. Karahan bu inançla çalışacak olan Üniversitelileri şöyle tanımladı: “Gelecek sizlersiniz, sizler geleceksiniz”.
Prof. Dr. Numan Kurtulmuş İslam Dünyasının Avrupa’da yaşayan öğrencilerden neler beklediğini anlattığı konuşmasında Müslüman öğrencilerin mutlaka içinde yaşadıkları ülkenin diline ilaveten hangi dil olursa olsun birde bir başka batı dili ve bir doğu dili öğrenerek dünyada olup bitenleri değerlendirmelerini istedi. Bilgi sahibi olmanın bir sorumluk meselesi olduğuna da dikkat çeken Kurtulmuş gençlerin dünyaya, ahirete, kendilerine, ailelerine ve topluma vakit ayırarak sorumluluklarını yüklenmelerini istedi. Bilgi sahibi olmanın yanında irfan ve hikmet sahibi olmanın da gereğine işaret den Kurtulmuş hikmet sahibi olmayı öğrenilen bilgiyi aksiyon haline getirerek insanların hayrına sunulması olarak tanımladı. Bilgi teknolojilerinin çok iyi kullanılmasını da isteyen Kurtulmuş üniversitelilerin entelektüel alt yapılarını geliştirecek araştırmalar yapmalarını ve bu araştırmaları da topluma sunabilme kabiliyeti kazanabilmelerini istedi. Bugün dünyanın barışa da susadığına değinen Numan Kurtulmuş barış için İslam tarihinde büyük takdirle karşılanan Kudüs’teki farklı çok kültürlü çok dinli uygulamanın örnek teşkil ettiğini belirtti ve şöyle dedi: “Herkes inancında hür ve inancına göre yaşayabilmelidir. İnandığı şekilde örgütlenebilmeli, inancına göre eğitim alabilmeli ve inancını başkalarına tebliğ edebilmelidir. İstediği gibi serbest ticaret yapabilmeli ama farklı değişik inanç ve yaşam şekillerine de saygı göstermelidir. Bunun için adalete de önem vermelidir.” Müslümanların bugünkü yapılan tartışmalara göre doğu veya batı diye bir problemi olmadığına işaret eden Kurtulmuş Müslümanların İslam’a ve kendilerine yapılan tanımlara da karşı da savunmacı ve tepkici olmaması gerektiğini söyleyerek 1400 yıllık tarih boyunca doğrusuyla yanlışıyla bu tarihi savunabileceğini ve hesabını verebileceklerini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti 54. Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan da toplantıya bir video mesajıyla katılarak gençlerin yaşadıkları toplumlarda ifsat edici değil ıslah ve düzeltici olarak görevlerini yükümlenmelerini istedi. Müslümanların her işe başlarken Cenabı Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatlarını kullanarak başladığına işaret eden Erbakan Cenabı Allah’ın Kahhar ve İntikam sahibi sıfatlarının da bulunmasına rağmen bu şekilde başlanılmasının Müslümanların da merhamet sahibi olması gerektiğinin bir işareti olduğunu söyledi. Erbakan üniversiteli gençlerin sağlam bir itikat ve inanca sahip olarak iç ve dış temizliğe de dikkat etmelerini istediği konuşmasında ibadetlerini ihmal etmemelerini, ahlak sahibi bir insan olarak kendi nefislerini de terbiye ederek bütün insanlığın saadeti için çalışmalarını istedi.
Sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç de yaptığı konuşmasında üniversiteli gençlerin özellikle Musevi ve Hrıstiyanlarla olan ilişkilerinde geçmişteki peygamberlerden örnekler vererek bu Peygamberlerin yaşadığı şekilde ortak yönlerin öne çıkarılmasının karşılıklı anlayış ve barışa katkıda bulunulması gerektiğini vurguladı.
IGMG Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Başkanlığı Avrupa’daki başarılı öğrencileri teşkilatımızın kurucularından ve ilk Genel Başkanı Dr. Zeynel Abidin adına başarı plaketi ile ödüllendirdi. Toplantıda ayrıca Avrupa çapında faaliyet gösteren pek çok İslami kuruluş açtıkları stantlarda yaptıkları hizmet ve faaliyetleri tanıtma fırsatı buldular.