BASIN AÇIKLAMASI
”Dinî gözlem” araştırması: Kavramları doğru seçmek ve kullanmak durumundayız!
01 Mayıs 2013“Almanya’daki Müslümanların hemen hemen %80’i demokratik hükümet şeklini olumlu değerlendiriyor. Bu oran demokratik sistemin kabul gördüğünü açıkça ifade ediyor. Ancak, ankete katılan Almanların %51’i İslam’ı aslında bir tehdit olarak gördüklerini ifade ediyor. Çok az sayıda Müslümanın yaşadığı Doğu Almanya’da ise bu görüşte olanların oranı %57’ye çıkıyor.
Araştırmaya göre bunun sebebi gayet nettir: İslam’ın bu şekilde algılanması kişisel ilişkilere değil, basma kalıp klişelere dayanmaktadır. Zira bu araştırmayla ilgili bilgiler göstermektedir ki, farklı dinlere mensup kişilerle kurulan ilişkiler daha yüksek oranda bir karşılıklı anlayışı da beraberinde getirmektedir.
Buradan ise iki sonuç çıkmaktadır: Birincisi, daha fazla bir araya gelme ve böylece karşılıklı tanışmayı geliştiren ve teşvik eden imkânları oluşturma zorunluluğu; ikincisi, her şeyden önce medya ve içişleri bakanlıklarının yeni bir düşünce yapısına sahip olmalarının gerekliliği.
Dinî bir cemaat olarak bizler, yıllardan beri, insanların bir araya gelerek tanışıp kaynaşabildikleri bu tür buluşma mekanları oluşturmuş durumdayız. Örneğin, her yıl 3 Ekim tarihinde, düzenli olarak yapılan Açık Cami Günleri’nin yanı sıra, cemiyetlerimiz yerel olarak pek çok programla böyle imkânlar oluşturmak için yoğun çaba harcıyor.
Ancak bu yöndeki çabalara medyanın da katkı sağlaması gerekmektedir. Zira araştırma, ortaya çıkan bu çarpık İslam algısının medya aracılığı ile yaygınlaştırıldığını göstermektedir. Ayrıca rapor, Alman medyasındaki İslam ve Müslümanlarla ilgili haberlerde sıklıkla şiddet görüntülerinin hakim olduğunu ve bu haberlerin çoğunlukla tek yanlı olarak işlendiğini göstermektedir.
İşte bu bağlamda, hem federal hem de eyalet içişleri bakanlıklarının İslam ve Müslümanlarla ilgili olarak kullandıkları dilin medya tarafından da benimsenerek kullanılması çok elim sonuçlar doğurmaktadır. Eskiden olduğu gibi, “İslamcılık” veya “İslamcı” benzeri olumsuzluk yüklü terimler genel görüntüye hakim olmaktadır. Bu terimlerde “İslam” kelimesinin yer alması bile tek başına, pek çok insanın temelde “İslam”ı ve dolayısıyla Müslümanları bir tehdit olarak görmesine yol açmaktadır.
Bunun için hepimizin ortak hedefi, uyumlu ve birbirine hoşgörü ile yaklaşan insanlardan müteşekkil bir toplumun inşası olmalıdır. Buna ulaşabilmek için ise, toplumun kaynaşmasına engel teşkil eden faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Bu yüzden, kullanılan terim ve kavramlar masaya yatırılıp birlikte yaşamı engelleyen değil, aksine, teşvik eden bir dil geliştirilmelidir.”