İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete 9 Şubat 2024 tarihinde yapılacak AB Tedarik Zinciri Yasası oylaması münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Alman Hükûmeti’nin planlanan AB Tedarik Zinciri Yasası’nı veto edeceğini açıklaması son derece talihsizdir ve hayal kırıklığına sebebiyet vermiştir.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:

“Almanya, AB Tedarik Zinciri Yasası’nın müzakere edilmesine yardımcı olmuş, şirketler için gerekliliklerin azaltılmasında kilit bir rol oynamıştır. Çekimser kalarak yasayı fiilen bloke etmek son derece talihsizdir ve hayal kırıklığına sebebiyet vermiştir. Ortaya çıkan durumu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalmaktadır.

Yasa, Avrupalı şirketlerin tedarik zincirlerinde insan hakları ve çevre standartlarına uymalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Dünyanın birçok bölgesinde emeğin kitlesel sömürüsü ve iklim değişikliğinin insanlar ve doğa üzerindeki yıkıcı sonuçları göz önüne alındığında, konunun aciliyeti ve önemi çok net bir şekilde ortadadır. Yoksulluk ve açlık yaygınlaşmaya devam etmekte, giderek daha fazla insan bu sebeple evlerini terk etmeye, çocuklarını çalıştırmaya mecbur kalmaktadır.

Dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip, dünyanın önde gelen ihracatçılarından olan bir ülkenin, şirketlerin kârı uğruna insan haklarının korunmasını feda ediyor olması oldukça rahatsız edicidir. Hâlbuki Almanya’nın uluslararası ekonomideki üstün konumu göz önünde bulundurulduğunda, dünyaya iyi bir örnek teşkil etmesi gerekirdi. Veto kararı bunun tam aksine hizmet edecektir.

Bununla birlikte veto kararı sadece Almanya’nın uluslararası itibarı açısından değil, aynı zamanda kendi vatandaşlarına karşı sorumluluğu açısından da önem arz edecektir. İnsanların süpermarket ya da büyük mağazalardan gönül rahatlığıyla alışveriş yapma hakları vardır. Veto durumunda tüketiciler her alışverişlerinde kafalarındaki soru işaretleri ile baş başa kalacaklardır. Uzun vadede ise duruma alışacak ve hassasiyetlerini kaybedeceklerdir.

İslam Toplumu Millî Görüş olarak, Federal Hükûmet’e planlanan vetoyu acilen yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulunuyoruz. Bir ülkenin büyüklüğü ve gücü, tam da zayıfları korumak söz konusu olduğunda sorumluluk üstlenmesiyle ortaya çıkar.”