Evimizden çok uzakta, zamanın daha yavaş geçtiği hissedilen Afrika’da bulunuyoruz ve bazılarımızın aklına şu soru geliyor; acaba kurban, Afrika, Asya veya başka yerlerde Müslüman kardeşleri ile paylaşımda bulunan Avrupalı bir Müslüman için ne manaya geliyor ve kurban kampanyasının gerçekleştiği ülkelerde örneğin burada Nijerya’da yaşayan insanlar için ne manaya geliyor.

Aslında IGMG Kurban Kampanyası’nın ve Kurban Bayramı’nın, ümmet bilinci içerisinde birlikte olmanın verdiği güzel duyguları insanların yüzünden okuyabiliyorsunuz. Biz bu duyguları insanların yüzlerindeki ifadelerden okuma imkânı bulduk. Avrupa’daki Müslümanları temsil eden ekibimiz burada sevgiyle ve misafirperverlikle karşılandı. Bütün davetleri kabul etseydik kampanyayı yürütecek zaman bulamayabilirdik herhalde. Futbol stadyumunun önünde kıldığımız Bayram Namazı’na dönelim.

Burada Kurban Bayramı bir masal gibi

Meydana vardığımızda binlerde insan kalabalığı Bayram Namazı için saf düzenini almışlardı. Kano Valisi İbrahim Shekarau ve Bakanlarla birlikte bizde misafir olarak ilk safta yerimizi aldık. Bu esnada hoparlörden Kur’an-ı Kerim okunuyordu. Namaza başlamak için Kano Emirini bekledik. Her tarafımız tertemiz bayramlık elbiseleriyle saf halini alan binlerce Müslümanla doluydu. Ortam sanki 1001 gece masalları gibiydi.

Bayram Namazı’nı kıldıktan sonra vali ve diğer bakanlarla ile birlikte sokaklardan geçerken, yol kenarlarında harika elbiseleriyle el sallayan, gülümseyen, alkışlayan binlerce insan gördük. Daha sonra misafir olarak Emirin sarayına konuk olduk ve bakanlarla birlikte terastan at yarışları izledik. Sanki burada yaşamak dünyanın başka yerlerinde yaşamaktan daha kolay galiba diye düşünüyorken, oradan ayrılınca yine Nijerya’nın yoksulluğuyla karşılaştık. Yol kenarların da bayram günü geçimini sağlayabilmek için bir şeyler satan seyyar satıcılar vardı. Öyle ki Kano şehrinde bir ailenin ortalama geliri 6000 Naira. Bu da yaklaşık 25 euro yapıyor.

Eğitim çoğu aile için bir lüks

Partner kuruluşumuz henüz biz gelmeden önce kurbanların çoğunu satın almış ve onlar için bir otlak hazırlamıştı. Kampanyanın nakliye ve hayvan yemi gibi masraflarını Kano Valisi üstlenmişti. Burada birkaç günde uygun fiyata yüksek sayıda kurbanlık bulmak çok da kolay değilmiş. Bu tecrübeyi bayram günü genel merkeze çok sayıda kurban bağışı yapılmasıyla bizden daha fazla kurban kesmemiz talep edildiğinde yaşadık.

Bayram Namazı’ndan sonra ekibimiz kurban kesim ve dağıtımları takip etmek üzere iki gruba ayrılmıştı. Bunun yanında kampanyamızın bir diğer önemli ayağını da Kano’daki okullar oluşturuyordu. Burada eğitimin durumu hakkında bilgi sahibi olabilecektik. Ziyaret ettiğimiz bir ilkokulun 2800 öğrencisi vardı. Ancak bu kadar öğrencinin yalnızca 48 öğretmeni vardı. Sınıflarda ne sandalye ne de masa mevcuttu. Çocuklar betonun üzerine oturuyorlardı. Yalnızca öğretmen için tahtadan bir iskemle vardı. Çocuklar ilkokulda İngilizce, matematik ve kendi dillerini öğreniyorlar. Okul müdürü ailelerin çoğunun ilkokul sonrası eğitimi karşılayamadıklarını anlattı bize. Bu nedenle ilkokul, çoğu çocuk için yaşama atılmanın tek hazırlık aşamasını oluşturuyor.

İkinci grubumuz engelli çocuklar merkezini ziyaret etti. Arkadaşlarımızı orada bazı çocukların kitap süslemesi yaptıklarını anlattılar. Ekibimizin bir üyesi buranın sosyal bakanlığının tespit ettiği ailelere kurban etlerini dağıttı. Burada hem sosyal bakanlık ile ve hem de sivil kuruluşlarla birlikte çalışmamız geniş bir dağıtım yelpazesi sundu bizlere. Önümüzdeki iki bayram gününde ekibimiz çalışmalarını üç farklı bölgede ve köylerde devam ettirecek. Gelişmeleri bir dahaki yazımızda rapor etmeye devam edeceğiz. (ya)