“Rahmet ikliminden cennet esintileri sunarak, bize yaklaşan Ramazan ayının esenlik dolu gölgesini, üstümüzde iyice hissettiğimiz günlerdeyiz. Ramazan ayı onbir ayın sultanı olan muazzam bir aydır. Peygamber Efendimiz (as), Ramazan ayı için 'Ümmetimin ayıdır' buyurmuştur. Diğer taraftan Ramazan ayı 'Oruç' ayıdır. Çünkü İslam'ın beş büyük şartından birisi olan oruç ibadeti bu ayda, Ramazan ayında eda edilir. Ramazan ayı aynı zamanda Kur'an'ın kendisinde inmeye başlamış olması sebebiyle, “Kur'an ayı” olma özelliğini taşır. Bu önemli vasıflarının yanında Ramazan ayı, bilhassa sosyal ibadetlerin her zamankinden daha çok eda edildiği, bereketlerle dolu bir aydır. Ayrıca içinde bin aydan hayırlı olduğu Kur'an-ı Kerim tarafından bildirilen Kadir Gecesi de yine Ramazan ayının bir diğer bereketidir. Bu bereketli ayın son on gününde bir ibadet olan itikafa girilir. Farz namazlara ilave olarak adına teravih namazı dediğimiz bir sünnet namaz daha kılınır. Bu da mükafat üstüne mükafat demektir. Vücubiyyet şartlarını üzerinde taşıyan Müslümanlar üzerine bir vecibe olan, 'Fıtır' sadakası da yine bu ayda eda edilir.

İşte böyle mübarek, mukaddes ve muazzam bir aya girmek üzereyiz. Bu bir ay içerisinde bizim için hazırlanmış olan manevi sofradan nasiplerimizi almak için, madden ve manen kendimizi hazırlamalıyız.

Bu arada fert fert Müslümanlar olarak, düşünce yapımızla, ruhumuzla ve bütün benliğimizle Ramazan ayına girmeyi planlamalıyız. Böyle bir ruh hali ile oruç ayı Ramazan'a dahil olabilirsek, özellikle oruç ibadetinden beklediğimiz mükafatı, tam olarak alma imkanımız olacaktır. Ramazan ayına maneviyatı yükselmiş olarak girmek, orucun zahiri ve batıni şartlarının tamamını gözeterek bir oruç tutma bahtiyarlığına bizi ulaştırcaktır.

Aslında Müslümanlar, her zaman dikkatli bir ibadet hayatına sahip olmalılar. Ancak Ramazan ayında biraz daha dikkatli davranmak gerekir. Bunu da mümkün mertebe, cami ve cemaata devam ederek, ellerini ve dillerini boş iş ve sözlerden koruyarak; bol bol Kur'an-ı Kerim okuyarak; fakir fukaranın hakkı olan zekat, fıtra ve diğer mali yardımlarını mutlaka yerine getirerek, zamanları müsait olanlar itikafa girerek; İslam dünyasının ve insanlığın  barış ve huzura ermesi için dua ederek ve Allah'a yalvararak yapmalılar.

Onbir ayda bir gelen ve belki bir daha gelmesi mümkün olmayabilecek Ramazan ayının, her gününü hasbahçeden demet demet gül toplar gibi, ibadet çeşitleri ile süslemeliyiz. İbadetlerimizi de ihlas ve ihsan çerçevesinde yapmalıyız. Hata ve kusurlarımız varsa, tevbe ve istiğfarı elden bırakmamalıyız. Ramazan ayında da Müslümanlar olarak  yaşadığımız ortamlarda hoşgörü, sevgi, barış, ve dayanışma gibi güzelliklerin temsilcisi olmalıyız. 'İnsanların en hayırlıları, insanlara faydalı olanıdır' düsturuyla, tüm toplumu kuşatacak hayırlı ve faydalı işler yapmaya devam etmeliyiz.

'Şeytanların bile bağlandığı'  bu rahmet, af ve bereket ayında, şeytani düşüncelerden önce biz uzak duralım, sonra da bütün insanlığın huzuru için dualarımızı eksik etmeyelim. İşkence ve zulümlerin enva-ı çeşidine duçar olmuş, kardeşlerimizin kurtuluşuna dualar edelim. Cenab-ı Hak, tekrar bütün Ümmet-i Muhammed'in Ramazan aylarını berekeketli kılsın, tutacağımız oruçlarımızı vesair ibadetlerimizi dergahında kabul buyursun ve daha nice Ramazanlar görmeyi hepimize nasip eylesin.”

Yavuz Çelik KARAHAN
IGMG Genel Başkanı