Hasene insani yardım derneği 2025 yılı Kumanya Kampanyası için bir tanıtım filmi hazırladı. Filmde, köylerine daha önce gelen yardım görevlilerinin yolunu bekleyen ancak, bu yardım görevlilerinin gelmedikleri ortaya çıkınca da kendileri bir yardım kampanyası başlatan 4 çocuğun hikayesi anlatılıyor.

Camia olarak Hasene derneği başkanı Bekir Altaş ile Kumanya Kampanyası tanıtım filmine dair konuştuk.

Filmin çekimi ile ilgili tecrübelerini de filmin yapımcısı Ekrem Aydın anlattı. Zorlu bir yolculuktan sonra, fimde oynayacak çocukların seçimi ile ilgili bilgi veren Ekrem Aydın, özellikle filmde rol alan Fatma isimli kız çocuğunun hikayesini anlattı. Fatma’yı çekimlerin yapıldığı köyden otele dönerken yol kenarında gördüklerini anlatan Aydın, aslında Fatma’nın ailesinin başka bir köyde yaşadığını ve o köyde okul olmadığı için bu köyde dedesi ile yaşamak zorunda kaldığını anlattı.

Hasene Başkanı Bekir Altaş film çekim ekibinin köy ile ilgili bilgileri verdikten sonra Hasene olarak köyle ilgili proje hazırlıklarına başladıklarını söyledi. Bu projelerin başında okul ve cami yaptırma projeleri yer alıyor.

Hasene kumanya tanıtım filmi izleyenleri etkilerken Hasene Başkanı Bekir Altaş’a bu film projesinin başlama fikrini sorduk. Altaş şu cevapları verdi:

“Biz Hasene ailesi olarak, yalnızca ihtiyaçları karşılamayı değil, aynı zamanda insana dokunan, insan onurunu ve değerini gözeten bir yaklaşımı önemsiyoruz. Bu film fikri de tam olarak bu anlayışı anlatma ihtiyacından doğdu. Yardımların sadece bir elden diğerine geçen bir şey olmadığını, aslında bir gönül köprüsü oluşturduğunu vurgulamak istedik. Hem yardım ulaştırdığımız insanlara hem de topluma bu mesajı samimi bir şekilde iletmeyi hedefledik.”

Filmde duygusal ajitasyondan uzak, daha pozitif bir dil kullanmayı tercih etmişsiniz. Bunun özel bir nedeni var mıydı?

Yardım tanıtım filmlerinde genelde acı ve yoksulluk ön planda tutulur. Bu, izleyiciyi harekete geçirmek için etkili bir yöntem olsa da, bazen yardım edilen insanların onurunu zedeleyebilir. Biz ise farklı bir yol izlemek istedik. Yardım ettiğimiz insanların güçlü, onurlu ve hayat dolu bireyler olduğunu göstermek bizim için çok önemliydi. Bu yüzden filmimizde daha sıcak, pozitif ve hatta yer yer mizahi bir dil kullanarak onların değerini ve hikayelerini ön plana çıkardık.

Mizah gibi alışılmadık bir unsuru insani yardım temalı bir filme dahil etmek cesur bir karar. Bu yaklaşımı benimserken endişeleriniz oldu mu?

Elbette bu farklı bir yaklaşımdı ve doğru anlaşılması için çok dikkatli davrandık. Mizah, insanları birbirine bağlayan ve rahatlatan güçlü bir araçtır. Biz de bunu avantaja çevirdik. Bölgenin kültürünü ve mizah anlayışını göz önünde bulundurarak, izleyicilere “Bu insanlar bizden biri” dedirtecek bir samimiyet oluşturmaya çalıştık. Çünkü yardım ettiğimiz insanlar yalnızca “yardım alan” değil; aynı zamanda toplumun değerli bireyleri, kendi hikayeleri ve kültürleriyle zenginleşmiş insanlar.

Ne yazık ki bazı bölgeler sadece yoksulluk ya da zorluklarla anılıyor. Ancak bu oldukça yüzeysel bir bakış açısı. Yardım götürdüğümüz yerler; zengin kültürleri, güçlü insanları ve umut dolu hikayeleriyle aslında çok daha fazlasını barındırıyor. Filmimizle bu yaşam dolu yanları göstermek istedik. Böylece hem yardımın yukarıdan aşağıya yapılan tek taraflı bir hareket olmadığını anlatmayı hem de bölgeye dair algıyı dönüştürmeye katkı sunmayı hedefledik.

Bu filmle izleyicilere vermek istediğiniz ana mesaj nedir?

Vermek istediğimiz en önemli mesaj şu: Yardım etmek, yalnızca maddi destek sağlamak değil; sevgi, saygı ve samimiyetle kurulan bir insanlık köprüsüdür. Yardım ettiğimiz insanlar sadece ihtiyaç sahipleri değil; kendi hikayeleri, değerleri ve onurlarıyla toplumumuzun önemli parçalarıdır. Filmimizin her karesiyle bunu anlatmaya çalıştık; onları anlamak, kültürlerine saygı duymak ve dayanışmayı güçlendirmek bizim için en büyük öncelikti. (camiahaber)