İRŞAD

Kur’an Âb-ı Hayattır

02 Ocak 2025
Istanbul, Turkey - June 1, 2018; An open page of Quran shows Surah Al-Baqarah on blue background. Quran is an Islamic holy book for muslim. selective focus.

Kutlu mevsim üç ayları, hayat kılavuzumuz Kur’ân-ı Kerîm ve anlamıyla buluşarak idrak etmeli, Efendimiz (s.a.v)’in tavsiyesine uyarak ona sımsıkı sarılmalıyız.

Evlerimizde mutlaka Kur’ân-ı Kerîm’i her gün okumalı, onu ve onun güzelliklerini ev ahalisine de anlatmalıyız. Bir ayette olsa, üç ayette olsa devamlı olarak mutlaka okumalıyız. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki, “Evlerinizde Kur’an’ı çok okuyunuz. Çünkü Kur’an okunmayan evin hayrı az, şerri çok olur ve o ailenin geçimi daraltılır.”

“KUR’AN’SIZ HAYAT ÖLÜDÜR”

Kur’an’sız bir hayat mü’min için ölü bir hayattır. Kur’an’ın okunmadığı bir ev kabir mesabesindedir. Ebû Mûsâ el-Eşarî -radıyallahu anh-’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Kur’an okuyan mü’min turunçgiller gibidir; kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir; kokusu yoktur ama tadı güzeldir. Kur’an okuyan münafık fesleğen gibidir; kokusu hoş fakat, tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık Ebû Cehil karpuzu gibidir; kokusu yoktur ve tadı da acıdır.”

YARATAN İLE İRTİBAT

Mü’min Kur’an’a pür dikkat olmalıdır, çünkü Kur’an okuyan kimse için Kur’an Rabb’ul âleminle kurduğu irtibat demektir. Âlemlerin Rabbi Allah ile her zaman irtibat içerisinde olmalıyız. Kur’an’ı hem okumalı hem anlamalı hem de anlatmalıyız.

KENDİMİZİ DENEYELİM!

Şöyle bir kendimizi denesek, bize bir gayrimüslim gelse, “Bana kitabınız Kur’an’dan on tane ayet oku ve izahını da yap” dese, hemen tereddüt etmeden ona okuma ve anlatma durumumuz olabilir mi? 

Olmuyor ise kendimize bakmalı, test etmeli, dikkatimizi Kur’an’a odaklanmalıyız. Çünkü Kur’an mü’min için en önemli yol göstericidir, hidayet rehberidir, şifa kaynağıdır, karanlığı aydınlatan bir nurdur, Hakk’ı batıldan ayıran önemli hususları bildiren Allah kelamıdır. 

HAYAT | 30 Ekim 2020 Kur’ân-ı Kerîm İle İlişkimiz

ONUNLA ALAKADAR OLMALIYIZ!

O öyle bir kitaptır ki, içerisinde şek şüphe olmayan, tabi olanları selamet yurduna çıkaran bir kitaptır. Onun için hayatımızın her gününde Kur’an’la belirli bir vakitte alakadar olmalı, onu okumalı anlamalı ve mutlaka tefsirine bakmalıyız.

Zira Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur, “Allah bu Kur’an’la bazı kavimleri yükseltir, bazılarını da alçaltır.” Toplumların incelmesi de bu Kur’an’a tabiî olmalarına bağlıdır. Tabi hem Kur’an’a tabiî olmak hem de Kur’an’ın hükümleriyle bir hayat sürmek en önemli husustur. Efendimiz (s.a.v.) Kur’an’ı hayatına tatbik etmiştir. Bundan dolayı onu örnek almak, onun sünnetine uymak demektir. Bu da Kur’an’ın emridir.  Bu yüzdendir ki, Necip Fazıl Kısakürek şöyle söylemiştir, “Efendim, Peygamberim; sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!..” Çünkü Efendimiz’in hayatı Kur’an idi, ahlakı Kur’an ahlakıydı.

“BAKIN, BAKIN KUR’AN YÜRÜYOR”

Ayşe validemize sorulur, “Resûlullah sallallahu aleyhi sellemin ahlakı ne idi? O şöyle söyler “O’nun ahlakı Kur’an ahlakıydı.” Bazen de Ayşe validemiz (r.a.) şöyle söylerdi “Bakın bakın Kur’an yürüyor!” Herkes o tarafa bakar bir de ne görsünler, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yürüyor. Çünkü o, Kur’an ile hemhâl olmuş, bütün Kur’an’ı hayatına uygulamış, en önemli güzel örneklerle donanmış, örnek alınması gereken bir kişiydi.

“BENİM DIŞIMDAKİLERDEN DİNLEMEYİ SEVİYORUM”

Bir gün Efendimiz (s.a.v.) İbn-i Mesûd (r.a.)’a “Bana Kur’an oku” dedi. İbn-i Mesûd radiyallahu anhuma, Resûlullah’a, “Hem Kur’an sana indirildi, hem de ben sana Kur’an mı okuyacağım? Yapamam!” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem “Oku ey İbn’i Mesûd, oku. Ben onu benim dışımdakilerden dinlemeyi çok seviyorum” dedi.

İbn’i Mesûd (r.a.) diyor ki, Nisa suresinden başladım. Resûlullah (s.a.v) büyük bir huşuyla dinliyordu, ne zaman ki 41. ayet-i celile olan “Her ümmetin amellerinin bozukluklarına peygamberlerini şahit tuttuğumuz gibi seni de ümmetine şahit tuttuğumuz gün hâlleri nice olur” ayet-i celilesine gelmiştim ki, Allah Resûlü şöyle buyurdu “Dur ya İbn-i Mesûd, dilini tut artık okuma” dedi. 

Baktım ki, Allah Resûlü’nün yüzü kızarmış gözleri dolmuş ve ellerini açmış şöyle dua ediyordu “Ümmetim! Ümmetim! Ya Rabbi” diyordu ve ekliyordu “Ya Rabbim içlerinde yaşadığım sürece onlara şahitlik ederim, ne zaman ki benim canımı alırsan benden şahitlik isteme, Sen onları murâkabe et” diyordu.

ÜMMETİ İÇİN ÜZÜLEN BİR PEYGAMBER

O Peygamber ki, ümmeti için üzülüyor. Bizlerin durumunu düşünüyor ve o gün bizim gibi eksikliklerle gelen insanlara, ümmetine nasıl şahitlik edeceğinin muhasebesini yapıyordu. Onun içindir ki Kur’an’a çok önem vermeli, onu hayatımıza tatbik etmeli, okumalı günlük onunla irtibatta olmalıyız. 

Efendimiz Resûlullah (s.a.v.) ki, kendisine Kur’an indirildiği hâlde onu başkasından dinlemeyi de sevip, arzulayan bir kimseydi. Efendimiz’in bir hadisi ile yazımı sonlandırmak istiyorum: 

Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yalnız şu iki kimseye gıpta edilmelidir: Biri, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” 

İstiğfar ve dualarımız ümmet ve ümmetin mustazafları içindir. (camiahaber)

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com