BASIN AÇIKLAMASI
Üçüncü: “Yüzme dersinden muaf tutulmanın reddedilmesi anayasa hukuku açısından kabul edilemez”
08 Mayıs 2008Düsseldorf İdare Mahkemesi Remscheid’dan 12 yaşındaki bir Müslüman kızın karma yüzme dersinden muaf tutulma başvurusunu reddetti. (Az.: 18 K 30108). Mahkeme kararında öğrencinin korunmaya değer dini hassasiyetlerini karşılamak için çok çeşitli kıyafet imkanlarının olduğunu belirtirken, sözkonusu imkanların kullanılması halinde din özgürlüğünün ihlali – şayet böyle bir durum tespit edilebilecek olsa dahi – ihtimalinin en aza indirgenmiş olacağı, böylece karşılaştırıldığında devletin eğitim görevinin öncelik kazanacağını savundu.
IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü mahkeme kararını eleştirirken, özellikle daha önceki yüksek mahkeme içtihatlarına dikkat çekti ve Federal İdare Mahkemesi’nin 1993 yılındaki kararına atıfta bulundu (Az.: 6 C 8/91). Hakimlerin gerekçelerinin inandırıcı olmadığını ifade eden Üçüncü, “Hakimler bir yandan öğrencinin dini özgürlüğünün ihlal edildiğini kabul ederken, diğer taraftan ortaya koydukları çözüm yollarının dine uygunluğunu dikkate almadan sözkonusu ihlalin uygun bir kıyafet seçimi ile aşılabileceğini savunmaktalar. Suyun içinde zaten vücud hatlarının belli olmadığı, kenarda da bornoz giyilebileceği ve suya dalma ve çıkma zamanlarının da kabullenilmesi yönündeki açıklamalarda, temel hak sahibi davacının vicdani mağduriyetini yeterince tetkik edilmediğini göstermektedir” dedi.
Mahkemenin kararın etkilerini ve ciddiyetini kavrayacak durumda olmamasının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını kaydeden Üçüncü, “Önerilen çözümler göstermektedir ki, mahkeme Müslümanların kıyafet düzenlemelerinin mantığını kavrama çabasına girmemiştir ve bunları sadece dış görünüş olarak algılamıştır” dedi.
İdare Mahkemesi’nin varolan içtihadları hiçbir şekilde dikkate almamasını da anlayamadığını, tüm bu tartışmalı konuların Federal İdare Mahkemesi’nin kararında açıklığa kavuşturulduğunu belirten Üçüncü, “Başka bir kararı haklı çıkaracak, değişik şartlar sözkonusu değildir. Mahkeme hem vicdanî mağduriyeti kabul etmekte, hemde organizasyonel sorunlardan dolayı cinsiyetlere göre ayrı bir yüzme dersi imkanı sunulmasını okuldan beklenemiyeceğini söylemekte. Oysa Eğitim Bakanlığı’nın şartlar doğrultusunda personel planlama isteksizliğinin birilerinin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının gerekçesi olması kabul edilemez” dedi.
Genel olarak Eğitim Bakanlığı veya özelde okulun karma olmayan ders için yeterli personel hazır bulunduramaması veya bulundurmak istememesi hallerinde Federal İdare Mahkemesi’nin kararının gayet açık olduğunu ifade eden Üçüncü, bununda “Müslüman kızın karma yüzme dersinden muaf tutulma zorunluluğu “ olduğunu kaydetti.