BASIN AÇIKLAMASI
AB yargıçları hem Müslümanların hem de Yahudilerin hayatını zorlaştırıyor
14 Şubat 2024İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Belçika’da Yahudi ve İslami cemaatlerin kendi dinlerine göre kesim yapabilmelerini yasaklayan yasayı onaylaması münasebetiyle bir açıklama yaptı. “AB yargıçları aldıkları kararla Avrupa’daki Müslüman ve Yahudi yaşamını daha da zorlaştırmaktadır. Bu durumdan etkilenenler için kesim yasaklarının meşrulaştırılması hayal kırıklığına sebebiyet vermiştir ve bu kararı anlamak mümkün değildir. Ortaya çıkan tablo, hayvan refahının sadece bahane olarak kullanıldığı izlenimini vermektedir.” diyen Mete sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı Müslümanlar ve Yahudiler için büyük bir hayal kırıklığıdır. Yargıçlar Müslüman ve Yahudi inancına sahip milyonlarca AB vatandaşının Avrupa’daki yaşamını daha da zorlaştırmaktadır. Bu karar, Avrupa’da giderek artan din karşıtı hukuki içtihat çizgisi ile de bire bir örtüşmektedir. Önceki davaların çoğunda olduğu gibi, bu karar da öncelikle dinî azınlıkların aleyhinedir.
Yargıçlar kararı hayvan refahı konusu ile gerekçelendirmektedir. Hayvan refahı İslam’da da çok yüksek bir değerdir ve kesim sırasında ihlal edilmemelidir. İslam’a göre hayvan kesim sırasında ya da öncesinde gereksiz stres ya da acıya maruz bırakılmamalıdır. Hayvan refahı konusu İslam’da katı kurallarla güvence altına alınmıştır. Yargıçlar bunu tamamen göz ardı etmiş ve bunun yerine, sanki Müslümanlar ya da Yahudiler bu toplumun bir parçası değilmiş gibi, hayvan refahının toplumda giderek artan önemini tartışmışlardır. Kamusal ahlakın korunmasının ilk kez hayvan refahını da içerecek şekilde yorumlanması bir yeniliktir.
Müslümanlar açısından bu karar sadece üzücü değil, aynı zamanda anlaşılmazdır. AB yargıçlarının, endüstriyel et şirketlerine hayvanları yetiştirme ve öldürme konusunda mümkün olan en geniş serbestiyi tanımak söz konusu olduğunda hayvan refahını öncelemediklerine defalarca şahit olduk. Yine en küçük ekonomik dezavantajlar söz konusu olduğunda bile hayvan refahının dikkate alınmadığına geçmişten örnekler bulmak hiç de zor değil. Dinî azınlıkların ihtiyaçlarının söz konusu olduğu bu karar verilirken, hayvan refahının sadece bir bahane olarak kullanıldığı izlenimi oluşmaktadır.”