CUMA HUTBESİ
Hutbe: Geleceğimizin Teminatı “İnfak”
03 Kasım 2022Aziz Kardeşlerim
Bir gün Hz. Ömer (r.a.) Hayber’de kendisine ait yüz hayvanını satarak hurma bahçesi satın almıştı. Bu, onu o kadar mutlu etmişti ki soluğu hemen Peygamber Efendimizin huzurunda alarak Peygamberimize “Ey Allah’ın Resulü, ben bu malımla Allah’ın rızasını kazanmak istiyorum. Onu nasıl değerlendirmemi istersiniz.” diye sordu. Bunun üzerine Efendimiz (a.s.) “İstersen bahçenin aslını infak et, böylece satılması ve hibe edilmesi imkânsız olsun, her mahsulü de fakirlere muhtaçlara infak olsun.” demişti. Bu tavsiyeyi emir telakki eden Hz. Ömer efendimiz hurma bahçesini Allah yolunda infak etmiş, yıllarca kesilmeyen bir sevabın kaynağını oluşturmuştu.[1] Sevgili Peygamberimiz bu düsturu her fırsatta müminlere tebliğ etmişti. Bir gün Peygamberimiz ashabı ile birlikteyken “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.”[2] ayetini okuduğunda sahabeden Ebû Talha hemen Beyruhâ adlı hurma bahçesini Allah yolunda infak etmiş, Peygamberimizin takdirini kazanmıştı.
Değerli Kardeşlerim!
Dinimizde infak etmek, Allah’a gereği gibi kulluk yapmanın, Allah yolunda nefsi ve malı arındırmanın bir gereğidir. Lügatte sarf etmek, harcamak ve malı elden çıkarmak anlamına gelen infak kavramı İslam medeniyetinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Şüphesiz infak etmenin insan üzerinde de psikolojik yönden olumlu etkisi bulunmaktadır. Özellikle manevi buhranın çoğaldığı, kıtlık korkusunun yürekleri sardığı bu günlerde müminler infak ederek ihlas, takva, fedakârlık ve adanmışlık ile kulluklarını sağlamlaştırırlar. Rızkın Allah’tan geldiğine iman edenler olarak bizler rızıklarımızdan da Allah yolunda infak etmenin bilincinde olmalıyız. Böylelikle dünya hayatının vesveselerine, süslenmişliğine, nefse ve onun verdiği sıkıntılara sırt çevirip Allah’a yönelir ve karşılığını ancak Ondan bekler, yalnız Ona teslim oluruz. Nitekim Kur’ân-ı Ker’îm’de Yüce Mevlamız “(Onlar) gayba iman ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar.”[3] diye buyurmuş, müminliğimizin gereği olarak infak etmenin öneminden bahsetmiştir.
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) de “İnsan ölünce şu üçü dışında amelleri(nin sevabı) kesilir: sadaka-i câriye (faydası süregelen hayır), faydalanılan ilim, arkasından dua eden hayırlı evlât.”[4] diyerek, infak eden kişinin sevabının öldükten sonra da kesilmeyeceğine vurgu yapmıştır.
Muhterem Kardeşlerim!
Hayırlı nesillerin yetişmesinde, topluma faydalı insanların çoğalmasında Allah yolunda edilen infakın büyük bir rolü olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Allah yolunda, insanlığın yararına yapılan infakın, toplumların varlıklarını sürdürmeleri açısından da önemlidir. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma hem toplumsal hayatın kalitesini yükseltir hem de genel huzura büyük ölçüde zemin hazırlar. Bugün yetiştirdiğimiz bir talebe gün gelecek yüzlerce talebenin hocası olacak, toplumun önderi olacaktır. Bugün ektiğimiz infak tohumları gün gelecek tüm dünyada meyvelerini verecektir. Bulunduğumuz bu güzide kurumların yaşatılması ve ayakta kalıp çoğalması için infak eylemi olmazsa olmaz bir gereklilik, imanî bir sorumluluktur. Bu vesileyle sağlam temeller atarak ümmetin yarınlarına hizmet etmemiz gerekmektedir.
Sevgili Kardeşlerim!
Yıllardır siz cemaatimizin ve mensuplarımızın katkılarıyla nice infak projelerini başarıyla tamamladık, nice kurumlarımızdan hayırlı, bilinçli ve şuurlu nesiller yetişti. Nice evlatlarımız, mühendislerimiz, hafızlarımız, öğretmenlerimiz sizin destek ve dualarınızla yetiştiler. Külliyelerimizden hafızlık kurumlarımıza, eğitim kurumlarımızdan sosyal kurumlarımıza kadar sayısız projelerde sizin azminiz ve katkınız var. Bu iyiliklerin çoğalması ve gelişmesi için geleceğimizin teminatı olan bu hayır kurumlarımızın inşasını bu yıl da devam ettirmemiz gerekmektedir. O hâlde kesilmeyen bu infak pınarına siz kardeşlerimizi ortak etmek istiyoruz.
Mevlam bizleri kendi yolunda infak eden, karşılığını yalnızca kendisinden bekleyen kullarından eylesin. Amin!
[1] Buhârî, Vesâyâ, 22
[2] Âl-i İmrân suresi, 3:92
[3] Bakara suresi, 2:2
[4] Müslim, Vasiyye, 14