CUMA HUTBESİ
Hutbe: İlmin Önemi
11 Ağustos 2022Muhterem Kardeşlerim!
Yüce dinimiz İslam’ın en çok önem verdiği hususlardan birisi de şüphesiz ki ilimdir. Dinimizin asli kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm’de, ilim kökünden türeyen kelimelerin yaklaşık 750 yerde geçtiği görülmektedir. Bu sayı, ilmin ve ilmî faaliyetlerin Kur’an mesajı bakımından değerini ortaya koymaktadır. Rabbimiz, farklı âyet-i kerîmelerde; “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”[1], “Allah içinizden iman edenlerle ilme nail olanların derecelerini yükseltir.”[2], “Kulları içinde Allah’tan gerektiği şekilde ilim sahipleri korkar!”[3] diye buyurarak, ilmin ve âlimin değerini açıkça beyan etmiştir.
Değerli Müminler!
Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın isimlerinden birisi de el-Alîm’dir. Bu isim “gizli, açık, geçmiş, gelecek, her şeyi en ince detaylarına kadar bilen” manasına gelmektedir. Mevlamızın ilmini Kur’ân-ı Kerîm şu veciz ifadeyle açıklamaktadır: “Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Rabbimiz, biz kullarının da ilme gereken ilgi ve itibarı göstermesini istemiştir. Hatta Resûlullah (s.a.v.)’e hitaben; “Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. ‘Rabbim! İlmimi arttır.’ de.”[4] diyerek, Müslümanların ilme talip olmaları gerektiği mesajını vermiştir. İslami zaviyeden bakıldığında, ilmin asli gayesi “Marifetullah”tır.
Yani, kadir-i mutlak olan Allah’ı hakkıyla bilmek ve tanımaktır. Rabbimiz bizleri, kendisini hakkıyla tanıyan bahtiyar kullarından eylesin.
Aziz Müslümanlar!
Elbette insana ve topluma faydası olan her türlü bilgi kıymetlidir. İnsanlığın ilerlemesine katkı sağlayan ve toplumların felahına vesile olan her türlü ilme ve ilmî birikime, Müslümanlar tarih boyunca itibar etmişlerdir. Ancak, insanlığın hayrına olmayan bilgiden uzak durmaya gayret göstermişlerdir. Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.); “Allah’ım! Huşu duymayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım. ”[5] diye niyazda bulunmuştur. İslam ahlakına sahip olan bir Müslüman, hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı konularda konuşmaktan imtina eder ve asla bilgiçlik taslamaz. Bilgiçlik taslamak niyetiyle ilme talip olmaz. Kendisine faydası olan ilmin taliplisi olur ve o ilim ile amil olur. Ve Allah’ın ilmi karşısında, kendi ilminin denizde damla mesabesinde dahi olmadığı bilinciyle, insanlara karşı mütevazı olur.
Kıymetli Cemaat!
Müslüman nesillerin modern eğitim kurumlarında eğitim almaları elbette önem arz etmektedir. Ancak bunu Allah’ın rızası doğrultusunda ilim öğrenmek, rızık kazanmak ve insanlara faydalı olmak için yapmalıdırlar. Bu dünyamızı mamur etmeye yönelik ilimlerin yanında, ahiretimizi kurtaracak olan İslami ilimleri de yavrularımıza kazandırmanın derdinde olmalıyız. Bu sebeple, özellikle azınlıkta olduğumuz coğrafyalarda hizmet veren camilerimizin eğitim programlarına çocuklarımızın devamlılığını sağlamalıyız.
Hak Teâlâ bizleri ilme ehemmiyet veren ve ilmiyle amil olan kullarından eylesin. Amin!
[1] Zümer suresi, 39:9
[2] Mücâdele suresi, 58:11
[3] Fâtır suresi, 35:28
[4] Tâhâ suresi, 20:114
[5] Tirmizî, Deavât, 68