CUMA HUTBESİ
İlim ve İman Anlayışımız
09 Aralık 2021Muhterem Müminler!
Hiç şüphesiz, İslam dininin en temel özelliklerin biri, akla, ilme, öğrenmeye, araştırmaya, düşünmeye ve tefekkür etmeye verdiği değerdir. Yüce Mevlamız, “Hiç düşünmezler mi!”[1], “Peki görmüyorlar mı”[2] ve “Kur’an’ı okuyup düşünmezler mi?”[3] gibi soruları sormak suretiyle insanları düşünmeye teşvik etmektedir. Zira İslam dini, insanları cehaletin karanlıklarından hakikatin aydınlığına kavuşması için indirilmiştir.
Aziz Cemaat!
Dinimiz, ilme ne kadar önem gösterdiğini şu hadîs-i şeriften çok net bir şekilde anlamaktayız: “Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeyler, (ilim öğreten) âlim ve okuyan öğrenci bundan müstesnadır.”[4]
Bu hadiste Allah’tan alıkoyan bütün dünyalıklar lanetlenmiş ve dünya ve ahiret saadetine nail olmak için Allah’ı anmak, o’nun razı olduğu amelleri işlemek ve bizi sürekli kendine yaklaştıracak ilmi talep etmenin şart olduğu vurgulanmıştır.[5]
Değerli Cemaat!
Yüz çevirip Allah’ın kainattaki ayetlerini düşünmeyip akletmeyenler Kur’ân-ı Kerîm’in birçok yerinde azarlanmaktadır. O kadar ki, imanı içselleştirmiş olan Müminlerden bile tefekkür edip imanlarını kesin delillerle takviye etmeleri istenmiştir. Nisa suresinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba (istikametle) iman edin.”[6]
Zira kulun, tefekkür etmeden şüphelere karşı bir kalkan oluşturacak tahkiki imana ulaşması zordur. Bu çerçevede Zümer suresinde, “‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.”[7] buyurarak Rabbimiz, ilim sahibi olanların üstünlüğünü açıkça ifade etmiştir.
Muhterem Müslümanlar!
Toplumun ıslahı için indirilen Kur’an ayetleri ve barındırdıkları ilmin yeri ise raflar değil, alimlerin göğüsleridir. Buna dair Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “O, kendilerine ilim verilenlerin kalplerindeki apaçık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkâr eder.”[8]
Peygamber Efendimiz ﷺ’in zamanından günümüze kadar ümmetimizin alimleri farklı vasıtalarla ilmi muhafaza edip yaymak için üstün gayretler göstermiştir.
Resûl-i Ekrem ﷺ ayrıca: Ya âlim ol, ya talebe ol, ya da dinleyen ol, ya seven ol, beşinci olma helak olursun.”[9] buyurarak ilimle meşgul olmanın öneminin altını tekrar çizmiştir. Ümmetimiz, bu nebevi uyarıya uygun düşerek ilme ve alimlere karşı hep saygı ve hürmet beslemiştir.
Bize düşen, kendimizin ve aile fertlerimizin gelişmesini sağlayacak imkanları tespit edip onlardan istifade etmektir. Çocuklarımızı hafta sonu eğitimlerine kaydedelim ve başarılı olmaları için gerekeni yapalım. Gençlerimizi, orta öğretim, yıldız eğitim ve muhtelif gençlik programlarına yönlendirelim. İslami İlimler kursları, Erkam sohbetleri, Qalam eğitim akademisi, ilim seminerleri ve benzer çalışmaların vasıtasıyla beşikten mezara kadar süren ilim yolculuğumuza devam edelim.
Rabbimiz bizim de ilmimizi ve ilim ile alimlere karşı beslediğimiz saygıyı arttırsın. Bizi, tefekkür edip imanlarını pekiştiren güçlü kullarından eylesin. Amin
[1] Yâsîn suresi, 36:68
[2] Tâhâ suresi, 20:89
[3] Muhammed suresi, 47:24
[4] Tirmizî, Zühd, 14, H.No: 2322
[5] Bkz. Mubârekfûrî: Tuhfetü’l-Ahvezî (1990), 6/504-505
[6] Nisâ suresi, 4:136
[7] Zümer suresi, 39:9
[8] Ankebût suresi, 29:49
[9] İbn-i Bette: El-İbâne, 1/341, H. No: 210