CUMA HUTBESİ
Hutbe: Peygamberlere İman Nasıl Olmalı?
01 Kasım 2018Değerli Müslümanlar!
Peygamberlik müessesesi İslam dininin temel taşlarından birisidir. Bizimle yüce Rabbimiz arasındaki bağı ayakta tutan ilahî hitapların ilk muhatabı peygamberlerdir. Onlar ilahî iradenin yeryüzündeki temsilcileridir. Rabbimiz bu hakikat ile ilgili olarak Bakara suresinde şöyle buyurmaktadır: “Peygamber, Rabbinden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. ‘Biz Allah’ın peygamberleri arasında ayrım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır.’ dediler.”[1]
Kıymetli Müminler!
Allah ile bizim aramızdaki bu bağ bizi dalaletten ve karanlıktan hakikate ve aydınlığa kavuşturmak için Rabbimizin belirlediği rahmânî bir metottur. Bunun en belirgin özelliği ise, Rabbimizin bizi insan olarak yaratmasına uygun olarak bize örnek alabileceğimiz, bizim aramızdan, bizim gibi yaşayan peygamberler göndermesidir. Bunun için de belirli zaman aralıklarında kendi mesajını kavrayabilmemizin yanı sıra bu mesajda emredilenleri yaşayabilmemiz için peygamberlerini görevlendirmiştir. Biz peygamberlerden yalnızca ilahî mesajı almayız, onların aracılığıyla bu mesajın nasıl doğru bir şekilde yaşanılması gerektiğini de öğreniriz. Nitekim hayatımızın herhangi bir safhasında karşılaştığımız zorluklar, sevinçler, zaferler, kayıplar, ümitsizlikler, sürgünler, imtihanlar karşısında onlardan pratik olarak nasıl mümince bir tavrı ve duruşu sergileyeceğimizi öğreniriz. Yapageldiğimiz ibadetlerin en iyi biçimlerini, Allah katında en makbul olan ibadetleri yine onlardan öğreniriz. Bu da onları bizim için yalnızca vahiy aktaran postacılar olmaktan çıkarıp hayatımız için birer yol gösterici kılar. Onlar üzerinden Rabbimiz bize Onun rızasına erişmenin ve yardımına nail olmanın yapıtaşlarını sunmaktadır. Yüce Mevlamız Nisâ suresinde peygamberlere dost olmanın formülünü bize şu şekilde verir: “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve sâlih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel dostturlar!”[2]
Aziz Kardeşlerim!
Bizim için örnek teşkil eden ve bizi doğru yola iletmek gibi özel ve zor bir görevi ifa eden peygamberlere gereğince iman etmek için, mutlak surette onların bazı özelliklerini bilmeliyiz. İslam âlimleri peygamberlerin bu ortak ve zorunlu özelliklerini sekiz maddede özetlemişlerdir. Buna göre peygamberler: Sadık yani doğru; emin ve güvenilir insanlardır. Fetânet sahibi, yani akıl ve zekâ üstünlüğüne sahiptirler. Günah işlememişler ve peygamberliklerinin en önemli emaresi ve vazifelerinden biri olarak, yüce Allah’ın gönderdiği dinî emirleri olduğu gibi insanlara ulaştırmışlardır. Allah’ın bize bildirdiği ve bildirmediği her bir peygamberin bu vasıflara sahip olduğu hususunda asla şüphe duymamalıyız. Zira onların bizim için her bakımdan örnek alınabilir olmaları bu imanımızın sağlamlığına bağlıdır. İmanımızı güçlendirmek ve taze tutmak ise peygamberleri yakından tanımamızdan geçer. Biz onların zorlu imtihanları Allah’ın yardımıyla nasıl aştıklarını, Allah’ın emirleri karşısındaki tutumlarını, insanlara karşı davranışlarını ne denli anlar ve benimsersek, onlara o denli yakın olabiliriz.
Değerli Kardeşlerim!
Peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (s.a.v.) insanlarla ilişkisini şöyle açıklamaktadır: “Benim ve sizin durumunuz; ateş yakıp da ateşine çekirgeler ve kelebekler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz”[3]
Değerli Cemaat!
Durum böyle iken peygamberlere imanımız kuru ve teorik bir bilgi olarak kalmamalıdır. Rabbimizin bize gönderdiği elçileri, hadîs-i şerifte geçen gayret sahibi insanlar olarak zihnimizde diri tutmalıyız ki, biz de mesajlarını günlük hayatımızda temsil edip bir nevi elçilerin elçileri olarak toplumda hidayete vesile olalım.
Rabbimiz bize peygamberlerine layıkıyla iman etmeyi kolaylaştırsın. Peygamberleriyle bizi dost kılsın. Âmin!
[1] Bakara suresi, 2:285
[2] Nisâ suresi, 4:69
[3] Müslim, Fedâil, 6