Background Image
Previous Page  41 / 68 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 41 / 68 Next Page
Page Background

Irene Mihalic

(Yeşiller-İçişleri Siyasetçisi)

“Burada yetişen ve Almanya’da radikalleşerek

Selefi gruplara katılan gençlerin meseleleri yine

burada ele alınmalıdır. Bu durumda eyalet hükû-

metinin önleyici tedbirler ve polisin bütçesini

neden kıstığı anlaşılmazdır.”

Foto:

©

IreneMihalic

Hans-Georg Maaßen

(Anayasayı Koruma Dairesi

Başkanı)

“Farklı aşırı grupların arasındaki şiddet eylemleri-

nin bizim caddelerimizde vuku bulmaya devam

etmesi endişe nedenidir.”

Foto:

©

Bundesamt fürVerfassungsschutz

28.10.2014

...

...

Köln’de kendisini“Holiganlar Selefilere Karşı”

(HoGeSa) olarak isimlendiren grubun protesto

gösterisinde katılımcılar, kendi dünya görüşleri-

ne uymadığına inandıkları insanlara saldırdı, nazi

sloganları attı ve polis araçlarını devirdi.

Pegida isimli oluşum Dresden’de ikinci gösterisi-

ne hazırlanmaya başladı.

senli ve şiddet eğilimli ekstremizmin bağlamı ve

İslam’ın kurumsallaşması aşamasında kendisine

beklentiler yüklenen ilahiyatların kısa vadede,

gençlerin sahih din anlayışı ihtiyacını karşıla-

yıp karşılamayacağı sorusu ortaya çıkacaktır. Bir

yandan din algısıyla tabanın İslam anlayışından

uzak yorumlar ortaya koyan, diğer yandan siya-

setin beklentilerine odaklanmış gibi hareket eden

bilim çevresinin bir alternatif oluşturup oluştura-

mayacağı yakın gelecekte cevabını bulacak soru-

lar arasındadır.

Bu olguları bir bütün olarak ele aldığımız-

da şiddete dayalı bir ekstremizmden uzak tutan

geleneksel irşadın ve sahih İslam anlayışının un-

surları olan Asr-ı saadet, Peygamber ve Sahabe

sevgisi, korunması gereken unsurlardır. Zira, din-

darlaşma sürecine girmiş ve sahih bir İslam anla-

yışı arayışında olan genç neslin ihtiyacına, belirli

metodolojiler takip eden geleneksel anlayışların

cevap vereceğini görmek gerekir. İslami kuruluş-

ların bu bağlamda en önemli görevlerinin başın-

da, geleneksel birikimlerini gençlere ulaştırma-

nın yol ve yöntemlerini tespit edip, araçlarını ve

imkânlarını geliştirip kitlelere aktarması gelmek-

tedir. İlahiyatlar, karşılıklı istifade imkânlarını

gözeterek bu alanda İslami kuruluşlarla dirsek te-

ması hâlinde hareket ederek katkı sağlayabilirler.

Sakal, cübbe ve başörtüsü gibi bazı dinî un-

surların ivedilikle ekstremizm ve şiddet tanım-

lamalarından çıkarılması ve bir iade-i itibarda

bulunulması kaçınılmazdır. Dindarlığın bu tür

dışa vurumlarının şiddet ve ekstremizmle ilgisi

olmamakla birlikte, bu unsurları üzerinde taşıyan

insanların kamuda oluşturulan algıdan etkilenen

geniş kitleler tarafından tehlike belirtisi olarak

kabul edilmesi giderek yaygınlaşmaktadır. Kamu-

daki bu algı, Müslüman gençler arasında oluşan

dışlanmışlığın yaygınlaşmasına ve bazılarının da

şiddete yönelmesine sebebiyet verebilmektedir.

Özetle, mevcut cami ve dernekler doğrudan

şiddet kullanan grupların oluşmasına sebebiyet

vermedikleri gibi, gençleri özellikle bu gibi du-

rumlardan uzak tutabilmekteler. Fakat ulaşama-

dıkları, dini bir yaşam biçimi olarak yeni keşfeden

genç nesil Müslümanlar vardır. İslami kuruluşla-

rın başlıca görevleri arasında bu gençlere, gele-

neksel din anlayışlarının ihtiyaç duyulan sahih

din anlayışının olduğunu izah yöntemlerini tes-

pit etmek ve buna göre yaşayabilmenin zeminini

oluşturmak bulunmaktadır. Bu gençler bir ölçüde

dışlanmışlık duygusuyla hareket ettikleri için ve

İslam’ın da egemen toplum, küresel ve lokal si-

yaset ve medya tarafından dışlandığını görerek,

kendilerine yeni bir hayatiyet sağlayan İslamüze-

rinden dışlanmışlığın beraberinde getirdiği tepki-

selliklerini dışa vurabilmekteler. Görüş farkı veya

bazı başka sebeplerden dolayı Müslümanları tem-

sil eden kurum ve şahısların, siyaset ve medyaya

karşı eleştirel tavır alma konusunda pasif kalması

ve Müslüman genç kitlenin beklentilerine cevap

verememesi, özellikle tepkisel bir dindarlık süre-

cinde seyreden genç Müslümanların nezdinde bu

yapıları bir seçenek olmaktan çıkarabiliyor. Şayet

İslami kuruluşlar, cami ve dernekler, gitgide eği-

tim seviyesi ve sayısı yükselen bu gruplar için bir

seçenek olabilmek istiyorlarsa, o takdirde İslam

dünyasındaki meseleler ve Batı’daki Müslüman-

ların ve İslam’ın konumu ile ilgili, medyanın ve

siyasetin her geçen gün daha da belirginleşen

çifte standardı karşısında genç kitleler tarafından

beklenilen muhalif tutumu ortaya koyup, aynı za-

manda bu gençlerin bu kuruluşların çatıları altın-

da fikrî ve siyasi aktivitede bulunup gündemdeki

sorunlarla ilgili duruşlarını oluşturabilecekleri ve

ortaya koyabilecekleri katılım ve etki sahalarını

geliştirmeleri gerekir.

*Osnabrück İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi olan Gümüş’ün

uzmanlık alanları Avrupa ve İslam ve eğitim felsefesi ile İs-

lam din eğitimidir.