Background Image
Previous Page  39 / 68 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 39 / 68 Next Page
Page Background

Kobani için düzenlenen protestolarda Batı dev-

letlerinden askerî destek istenirken Hamburg’ta

Kürtlerin IŞİD’e karşı protestoları olaylı geçti.

Selefiler ile Kürt gruplar arasında çıkan gerginlik-

lerde 1 kişi yaralandı.

Ralf Jäger

(SPD-KRV İçişleri Bakanı)

“(Selefi gruplara) sapmayı engellemek aşırı de-

recede zor. Kimlik kartının alınması da yardımcı

olmayacaktır; mesele bütüncül bir konsepte

ihtiyaç duymaktadır. Bu konseptin bir parçası

da önleyici tedbirlerdir. Ebeveynler, kardeşler ve

öğretmenler, genç erkeklerin Selefi gruplara kay-

dığını farkettiklerinde, bu sapmanın yaşandığı

yerde bazı araçlara ihtiyacımız var.

18.10.2014

08.10.2014

Biz bunu Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde gerçek-

leştirdik ve diğer eyaletlerdeki meslektaşlarıma

da bunu önerdim. Selefilere kayan gençleri

etkilemek ve onları geri kazanmak için imamlar,

cami cemiyetleri, okul ve gençlik dairelerinin bir

masada bir araya gelmesine ihtiyacımız var.”

Foto:

©

Flickr.com/nrwspd

bir mevzudur ve bizatihi olumsuzluk veya şiddet

potansiyeli içermez. İkinci husus ise, Müslüman

toplum açısından temelde olumlu, çevrenin ve

toplumun bu hususu ele alış yöntemi itibariyle

olumlu veya olumsuz neticeler doğurabilecek bir

olgudur. Üçüncü hususun ortaya çıktığı alan ise,

İslam’ın ve Müslümanların ancak ve ancak ege-

men toplumun kanaat oluşturan, insanları eğiten

ve etkileyen, söylem ve siyaset geliştiren ve bu-

nunla birlikte Müslümanların etkinliğinin çok az

veya sadece katılımları üzerinden bütünün içinde

eritildiği mekanizmanın bir objesi olduğu alandır.

Bu alanın fikir ve algı oluşturan etkinleri ise başta

siyaset olmak üzere medya ve akademyadır.

Araştırmalar göstermektedir ki, şiddet boyu-

tu olan dinî ekstremizm, Müslüman gençlerin

önemli bir kısmına hitap eden cami ve gençlik lo-

kallerinde gerçekleşmemektedir. Buralarda daha

çok ilk iki hususun alanına giren bir dinîleşme ve

dinî sosyalleşme bulunmaktadır. Fakat özellikle

üçüncü hususta cami ve gençlik lokallerinin etki-

siz ve yetersiz kalması, genç nesillerin yeni ara-

yışlara girmesine sebep olabilmektedir. Din ile bir

yaşam biçimi olarak yeni tanışan genç bir Müs-

lüman, birçok sebepten dolayı hissettiği sosyal

dışlanmışlığını, İslam dininin de içinde bulundu-

ğu toplumdaki dışlanmışlığıyla özdeş kabul edip

benimsemesi, kendisini dini ile birlikte egemen

toplumdan ayıran önemli bir unsur olarak kabul

etmesine sebebiyet verebilmektedir. Böylelikle

İslam, bu genç için onu ayrıştıran yeni bir farkın-

dalık hâlidir. Bu durum, bu şartlar altında doğal ve

yadırganmaması gereken bir durumdur.

Bu yeni farkındalığı en belirgin ve en “doğru”

şekilde yaşamak isteyen genç Müslüman, bunu

kendisini fikren ve şeklen toplumdan ayrıştıran

bir din anlayışında arayabilir veya dinin, içinde

yaşadığı toplumdan ayrıştıran özelliklerini anlam

dünyasına alır. Yani küresel ve lokal düzeydeki et-

kinlerin etkilerinin yansıdığı egemen toplumun

İslam ve Müslümanlarla ilgili oluşturduğu olum-

suz atmosfer ve ortaya koyduğu tutuma karşılık

İslami kuruluşların tepkisizliği ve etkisizliği, dini

bir yaşam biçimi olarak kendine seçen ve seçer-

ken de tepkisel bir dindarlığa yönelen gençleri

yeni arayışlara, insan veya çevrelere yönlendire-

bilmektedir. Küresel ve lokal düzeydeki İslam ve

Müslümanlarla ilgili gelişmelerle ilgili tepkiselli-

ği sadece dindarlığa yeni yönelen gençlerle sınırlı

tutmak gerçekçi olmaz. Zira, İslam’ın ve Müslü-

manların küresel ve lokal düzeyde adaletsizliğe

uğradığı ve siyaset, medya ve akademyanın kat-

kı ve etkileriyle olumsuz bir imaja sahip olduğu

algısı, Müslümanlar arasında meşrep, cemaat ve

yorum farklarına rağmen yaygın bir kanaat olarak

tespit edilebilir.

İslami Kuruluşların Sorumlulukları

Egemen toplumun etkinlerinin–ki bunlar ara-

sında kimi zaman Müslüman aktörler de vardır–

dışlanmışlığa sebebiyet veren açıklamaları ya da

sorun tanımlamaları, bazı konularda belirginlik

kazanmaktadır. Küresel bazda örneklendirecek

olursak, Orta Doğu’daki gelişmeler hakkında kü-

resel ve lokal (Alman) siyasi aktörlerle medya-

nın sunduğu yorumların, Müslümanların farklı

kanallar üzerinden edindiği bilgi ve yorumlarla

uyuşmaması, Müslüman genç kitlenin yaşadıkla-

rı ülkedeki mevcut algıya tavır almasına sebebi-

yet vermekte ve kurumlarına karşı güven sorunu

oluşturmakta; en iyi ihtimalle zamanın ve içinde