Background Image
Previous Page  38 / 68 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 38 / 68 Next Page
Page Background

Dosya

André Trepoll

(CDU-Anayasa siyasetçisi)

“İslamcı ekstremizm, Hamburg’un kamu güven-

liği için giderek büyüyen bir tehlike arz ediyor.

Sadece bir soruşturmanın, bir savcının bütün

işlerini sekteye uğratması, Hamburg’ta yargının

çok basit bir şekilde kapasite sınırlarına ulaşabi-

leceğini göstermektedir. (...) Ne tolerans ne de

insanlık tanıyan bu İslami aşırılıkla Hamburg’ta

etkin ve hızlı bir şekilde mücadele etmeliyiz.”

Ksenija Bekeris

(SPD-Fraksiyon Başkan Yardımcısı)

“Dinî motifli aşırı insanların artan mobilizasyon

başarıları farklı yaklaşımlarla engellenmelidir.

Bunun için ceza eylemlerinin tutarlı takibinin

yanında aynı zamanda etkin önleyici tedbirlere

ihtiyaç duyulmaktadır. Öğretmenler, gençlik der-

nekleri ve Müslüman dernekler, gençlerin, halkı

galeyana getiren fesatçıların eline düşmesini

engellemek için bir araya gelmeli, birbirlerini

eğiterek desteklemelidirler.”

...

...

Hamburg Savcılığı tarafından iki IŞİD yanlısına

karşı,“devlete ağır ölçüde zarar veren şiddet ey-

lemi şüphesi” ile soruşturma açıldı. Soruşturma-

lardan birinin, savcının diğer bütün çalışmalarını

bırakmasını gerektirecek kadar kapsamlı olduğu

belirtildi.

06.10.2014

Tepkisel Dindarlık ve İslami

Kuruluşların Sorumlulukları

Cami cemiyetlerinin din eksenli ve şiddet eğilimli ekstremizmin oluşumuna et-

kileri sıkça gündeme geliyor. Müslümanların bu tartışmada dile getirilen argü-

manlara hapsolmadan kendi çözümlerini üretebilmeleri ise önem taşıyor.

YILMAZ

GÜMÜŞ

*

Din eksenli şiddet, Almanya’nın gündemine

son yıllarda özellikle gençler tarafından benimse-

nen Selefilik veya Selefizm üzerinden girmiş bir

tartışma ve mücadele alanıdır. İlk olarak şunun

tespit edilmesi gerekmektedir: Müslümanların,

kendilerine belli bir çerçeve içinde ve gerekçeleri

de tespit edilmiş bir şekilde sorun olarak tanıtılan

bir mevzu hakkında, kamusal baskı neticesinde

veya şahsi ve kurumsal istikballerini gözeterek

karşılık vermeleri meseleyi fiilen olmasa da teorik

olarak ve fikren Müslümanların meselesi olmak-

tan çıkaracağı gibi, tabana da bu mevzu, müca-

dele edilmesi gereken bir sorun olarak inandırıcı

bir şekilde muhtemelen aksettiremeyeceklerdir.

Bu temel prensibi göz önünde bulundurarak dinî

ekstremizmin hangi zemin üzerinde geliştiğini,

başka bir ifadeyle hangi şartların Müslüman genç

kitleleri bu tür tutumlara götürdüğünü irdelemek

gerekir.

Sorun-SebepTespiti

Almanya’da Müslümanların demografik profi-

li açısından bir göçmen dini olan İslam, göç kö-

kenli Müslüman genç kitlelerin kimlik edinme

sürecinde aidiyet sağlayan en önemli etkenler-

den biridir. Bu açıdan yaklaşıldığında üç husus

dikkate alınmalıdır: Birinci husus, Almanya’daki

Müslümanların önemli bir bölümünün İslami ya-

şam biçiminin yüzyıllar içinde insanların kültürel

kodlarına işlediği bir ülkeden göç etmiş olması

veya göç edenlerin çocuğu veya torunu olmasıdır.

İkinci husus ise birinciyle doğrudan ilgili olarak,

Almanya’daki Müslümanların önemli bir kısmı-

nın, özellikle özel hayatlarında dinlerinin kültürel

etki alanı içinde yaşamalarıdır. İlk iki husus Müs-

lüman gençlerin mevcut durum üzerinden aidiyet

oluşturma ihtiyacına cevap verdiği için, olgusal

ve duygusal bir din bağının sebepleri olarak görü-

lebilir. Üçüncü husus ise kendileri için varoluşsal

bir kutsiyete sahip olan dinin, içinde yaşadıkları

egemen toplum nezdindeki itibarsızlığından yola

çıkarak ortaya konan bir reaksiyon konumundadır

ve böylelikle de tepkisel bir yapıya sahiptir. Say-

mış olduğumuz bu üç husustan ilki, kişinin kişi-

sel gelişimi, kimlik ve aidiyet geliştirmesiyle ilgili

PERSPEKTİF

• SAYI 237 • OCAK

2015

38

IRAK VE SURİYE’DEKİ GELİŞMELERİN SİYASİ DİSKURA ETKİSİ