Background Image
Previous Page  37 / 68 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 37 / 68 Next Page
Page Background

geliştirilmesi ve uygulanması da çalışmanın bir

kısmını oluşturuyor. Konseptin oluşturulması

ile 2015 yılında çalışmaya başlayacak derneğin

kurulumunu gerçekleştirmiş durumdayız.

Güvenlik kurumlarına göre aşırılar tekil kişiler

ve bu kişilerin cami cemiyetleriyle genellikle iliş-

kileri bulunmuyor. Yine de cami cemiyetleri so-

runun bir parçası olarak görülüyor. Şimdi de bu

cemiyetler çözümün bir parçası hâline mi geldi?

Genellemelerden kaçınmak zorundayız. Teh-

likeli olarak gözlenen ve radikalleşme süreç-

leri için elverişli olan tek tük cami cemiyetleri

var. Fakat eyalette iki büyük İslami kurum ile

yakın ve güven ilişkisi içerisinde çalıştığımızı

özellikle belirtmek istiyorum. Bu çalışma, şid-

det yanlısı ve aşırı ideolojiye kararlı bir şekilde

karşı çıkmaya dair ortak bir kanaat içerisinde

gerçekleşiyor. Radikalleşmeler genellikle cami

cemiyetleri dışında, forum ya da internet plat-

formları üzerinden gerçekleşiyor. Aşağı Sak-

sonya’da bilinçli bir şekilde DİTİB ve Şura ile

kooperasyon sürdürüyoruz.

Birçok araştırma Müslümanların iç güvenliğe

dair konularda tematize edildiğini, Müslümanla-

rın tehdit olarak algılanmasına da bu kontekstin

katkı sağladığını ortaya koyuyor. Siz bu bozuk al-

gıyla ne şekilde mücadele etmeyi düşünüyorsu-

nuz? Örneğin aşırıların vatandaşlıktan çıkarılma-

sına dair önerileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Araştırma ve istatistikler doğru bir şekilde

okunmalı ve çoğu zaman da sorgulanmalıdır.

Mevcut çalışmalar farklı yaklaşımlar ve sonuç-

lar da ortaya koyabiliyor. Benim için bu anlam-

da önemli olan çözüm odaklı yaklaşımları bul-

mak ve İslami derneklerle güvenilir bir işbirliği

içerisinde çözümleri hayata geçirmek. Bu, bah-

settiğiniz damgalamaya somut bir şekilde karşı

koyabilmek için önemli bir siyasi ve toplumsal

gösterge. Radikalleşen ve buna bağlı şiddet ey-

lemleri ortaya koyan insanlara yönelik oturum

ya da vatandaşlık kanununda yapılabilecek hu-

kuki değişikliklerin, bu eylemleri ne derecede

önleyebileceği güvenlik uzmanları tarafından

da farklı şekillerde tartışılıyor. Bu anlamdaki

gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Suriye

ve Irak’taki gelişmelere dayanarak ceza huku-

ku sertleştirilmeli mi sorusuna ise şöyle cevap

verebilirim: Alman Ceza Kanunu, kanuna ay-

kırı şiddet eylemlerinin cezai müeyyidelerle

karşılaşması için yeteri kadar geniş bir yaptı-

rım kataloğuna sahip. Fakat burada da açık ve

güvenilir bilgiler olması durumunda devletin

yeni fenomenlere uygun bir şekilde tepki gös-

termesi zorunluluğu bulunuyor.

Alman makamları terör alarmı verdi. Dışişleri

Bakanlığı saldırı ve kaçırma riski konusunda

uyarıda bulundu.

Thomas de Maizière

(CDU-Federal İçişleri Bakanı)

“Almanya’dan radikalize olmuş savaşçıların

Irak ve Suriye’ye terör götürmesine müsaade

edemeyiz. Aynı şekilde savaş tecrübesi edinmiş

teröristlerin geri dönmeleri ve cihadı bizim

caddelerimize taşıması da kabul edilemez. (...)

IŞİD’in yasaklanmasına ek olarak neler yapmamız

gerektiğini araştırıyoruz.”

Heiko Maas

(SPD-Federal Adalet Bakanı)

“Aksiyonizme karşı uyarıyorum. IŞİD teröründen

korkarak özgür ve demokratik temel sistemimize

zarar vermemeliyiz. Eğer hukuk devletimizi bu-

damaya başlarsak, teröristler amaçlarına ulaşmış

demektir.”

Foto:

©

SPD/Maas_Pressefoto_Quer_03

28.09.2014

26.09.2014

...

Benim için önemli olan çözüm odaklı yaklaşımları bulmak ve İslami dernek-

lerle güvenilir bir işbirliği içerisinde çözümleri hayata geçirmek. Bu, damga-

lamaya karşı koyabilmek için önemli bir siyasi ve toplumsal gösterge.

Foto:

©

Flickr.com/ChristlichesMedienmagazinpro