Haziran 2014 - page 6

OkuyucuMektupları
Yazı İşleri, gelen mektupları kısaltma
ve değiştirme hakkına sahiptir.
Okuyucu mektupları, dergi redaksi-
yonunun görüşlerini yansıtmamak-
tadır.
Bize görüşlerinizi bildirmek için:
Adres
Merheimer Strasse 229,
D-50733 Köln
Telefon +49 221 942 240 – 46 / 47
Fax
+49 221 942 240 21
e-posta
PERSPEKTİF
• SAYI 232 •
HAZİRAN 2014
6
Gündem
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
14
Avusturya’da inanca dayalı ilk okul kitap-
larına dairmeselenin hukuki boyutu, İslam’ın
Avusturya’da 1912 yılından beri tanınıyor ol-
masına karşın imparatorluk zamanından beri
devlet okullarında din dersi verme hakkının
gerçekleşmemiş olmasına dayanıyor. İslam
Yasası ile gerçekleştirilen yasal düzenlemenin
oturması on yıllar sürse de, ancak 60’lı yıllar-
daki göç dalgası ile sağlam bir zemine oturan
yasa çerçevesinde bugün, İslam ders kitapları
Eğitim Bakanlığının Ders Kitabı Programına
dâhil edilebilmiştir.
Aslında bugünkü ders kitaplarının öncüleri
eskiden mevcuttu. Fakat bu kitaplar, geçtiği-
mizyıllardagerçekleşenyenimüfredatbelirle-
me çalışmaları çerçevesinde, en yeni didaktik
gerekliliklerihaizolabilmeleri adına yenileriy-
le değiştirilmektedir. Bugün bilişsel psikoloji,
çocuklardaki ahlaki karar yetisinin gelişimi ve
medyapedagojisihakkındadahaçokşeybiliyo-
ruz.Örneğin dijital alışkanlıklar veya rapmü-
ziğin dinî tebliğde sahip olduğu fonksiyon gibi
detaylarda da bunu görebiliriz; din eğitiminde
her ikiunsurdahemkabulhemde takdirgörü-
yor.Bunlarabirde seslidosyaverilerieklenmiş
durumda.Müfredatauygunolaraközenleoluş-
turulan öğretmen kılavuz kitapları da didaktik
iletişim araçlarıolarakhazırlanmakta.
Bütün ders kitapları gibi din dersi kitapları
da Eğitim Bakanlığınca yürütülen bir onay sü-
recine tabi tutuluyor; bu durum beşinci cildi
hazırlanan “İslam Ders Saati” (Islamstunde)
için de geçerli. Avusturya İslam Cemaatinin
Avusturya’daİslamDersSaati
Avusturya’dakidevletokullarında İslamDersimüfredatkitabıolan “İslamDers
Saati” (Islamstunde) isimlibüyükokulkitabıprojesi,ülkeninDinPedagojisi tari-
hindedeönemlibirnokta teşkil ediyor.Aynı zamanda İslam’ınülkedeki kökle-
rinin tasdikiolan kitaplardaMüslümanlarınözelazınlıkdurumlarıdadikkate
alınıyor.
PETER
STÖGER
*
»
hem teolojik hem de pedagojik açıdan değer-
lendirmesi için farklı disiplinlerden bir Bilim-
sel Danışman Kurulu kurduğu ve denetlediği
kitaplarda dikkat çekici bazı noktalara değin-
mekte fayda var.
Müslümanlar Avusturya’da en güçlü dinî
azınlık konumundalar. Hatta birkaç yıl önce
yapılanbiraraştırmayagöre istatistikselolarak
Protestanlarıgeçtiler.Bu tarzbirazınlıkpozis-
yonu yaşamı da diyalog pedagojisi açısından
kitaplara yansımaktadır. Meselenin Müslü-
manlar açısından önemi ise, onların vatanları
olan Avusturya ve inançları noktasında Avru-
pa’dabirleşmeleri vedışlanmamalarıdır.
Hristiyan din dersi kitaplarıyla bu çalışma
arasında, dinlerin kendi aralarındaki farklılık-
lar haricinde büyük farklılık olduğunu söyle-
mek zor. Din kitaplarını birbirlerine bu kadar
benzeten,her şeyden önce çocuklarauygunluk
açısından uyulması gereken didaktik kuralları
vegörselliğigelişimpsikolojisineuygunolarak
gerçekleştirme çabasıdır. “İslam Ders Saati”
çalışmasındaHristiyanderskitaplarınınaksine
kutsal ve ilahî varlıkların resmedilmiyoroluşu,
dinî pedagojik ikonoloji bağlamında gayet an-
laşılır bir durum. İslam din dersi kitaplarında
alışık olduğumuz üzere kaligrafik ögeler çok
daha fazla ön planda; bu da din ve sanat tarihi
açısındandeğerlendirildiğindeoldukçamakul.
Avusturya veAlmanya’dakiMüslümanların
teolojik anlayışlarında bir dönüşüm olup ol-
madığı ve bu dönüşümün okul kitaplarındaki
tezahürü sorusuna verilecek olan cevap, tefsir
Perspektif 231/2014
Sosyal medyada Martin Schulz söyleşisi dikkati-
mi çekince dergiyi okuma imkânı buldum. Şim-
diye kadar Türkçe yapılmış en kapsamlı Avrupa
Parlamentosu dosyası herhalde Perspektif tara-
fından yayımlanmış. AB’ye girme müzakereleri
yapan Türkiye’de AP Seçimleri gündemde değil-
ken, Türkçe konuşan seçmeni oy kullanmak ko-
nusunda cesaretlendirmenizi tebrik ediyorum.
Bilal Yavuz, Amsterdam
Avrupa İçin
Karar Vakti
AvrupaParlamentosuSeçimleri2014
MAYIS2014 |YIL20 |NR./SAYI231
AYLIKHABER-YORUMDERGISI
“Farklılıklara sahipbir toplumda
yaşadığımızıkabuletmemiz
vebirbirimizin farklılığına saygı
duymamız
gerekiyor.”
s.
32
APSeçimleri
AlmanyaListeBaşı
AdaylarıİleSöyleşi
s.
36
Mısır‘daTrajediye
Dönüşenİdam
Kararları
s.
48
©
europarl.europa.eu/SusieKnoll
Opsiyon Tartışmasında
Aşılamayan Argümanlar
Müslümanlar siyasi temsilcilerini
belirleme konusunda çaba gös-
termedikçe, CDU/CSU siyasetçi-
lerinin akıllarına, ülkelerinde 3
milyon Türk yaşamasına rağmen,
Türk ismi olarak “Abida” gibi bir
isim gelmeye devam edecek. Tho-
mas Stroll bence argümanlarının
yanlışlığı sebebiyle değil ama,
şimdiye kadar hiçbir Türkle ta-
nışmamış olması sebebiyle utan-
malı.
Meryem Aydın, Bremen
Avrupa Parlamentosu
Seçimleri
Anlayamadığım nokta, neden
ısrarla “Avrupa” deyip duruyor-
Avusturya’da İslam
Ders Saati
Çocuklarımıza dinlerini öğrene-
bilecekleri kitaplar sunabilmek
bizim için çok büyük bir sorun.
Hem içinde yaşadıkları toplum
tarafından kabul görebilmek
için dinlerini “yumuşatmaları-
nı” istemiyorum, hem de aşırı
fikirlere kapılma ihtimalleri beni
korkutuyor. “İslam Ders Saati”
ile ilgili yazıyı bu nedenle ilgiy-
le okudum. Almanya’da olmama
rağmen, Avusturya’da yayımla-
nacak bu kitapların beşincisini
heyecanla bekliyorum.
Gülfer Erkul, Hannover
sunuz? Eğer burada yaşayan 20
milyon Müslüman’a rağmen Av-
rupa politikalarında Müslüman-
lar ciddiye alınmıyorsa, bu zaten
Müslümanların benimsenmediği
anlamına geliyor. Bana kalırsa
onlar bizi görmezden geliyorsa,
bu onların kaybı.
Mehmet Yalın, Belçika
“Daha Güzel Bir
Avrupa’nın Adımını
Beraber Atabiliriz.”
Schulz, elbette Türkiye’nin AB’ye
girme konusunda geldiği ülke
olan Almanya’dan farklı şeyler
düşünmez. Elbette herkesin her
zaman söylediği, tipik sosyal de-
mokrat cümlelerini de söyleye-
cektir: “Farklılıklara saygı duya-
lım, ırkçılıkla savaşalım, vs.”
Avrupa Komisyonu Başkanı olur-
sa eğer Schulz’ün bu konulara
dair çözümler sunabileceğini dü-
şünmüyorum. Bana kalırsa Avru-
pa, her türlü önleme ve yasalara
rağmen Müslümanlara karşı ön
yargıların önlenemediği bir birlik.
Türkiye’nin AB üyeliğine bu kadar
karşı çıkılmasının başka bir açık-
laması yok.
Bünyamin Ertur, Paris
Avrupa’da Radikal Sağın
Yükseliş Nedenleri
Avrupa genelinde faaliyet göste-
ren aşırı sağ partilerin arasında
Türkiye’deki Milliyetçi Hareket
Partisi’ni görmek çok şaşırtıcı.
Aşırı sağ bizden olunca pek far-
kına varılmıyor olabilir; ama öte
yandan ben MHP’nin, Fransa’daki
Ulusal Cephe gibi diğer uluslara
karşı nefreti körüklediğini dü-
şünmüyorum.
Ali Yılmaz, Danimarka
15
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
*Peter Stöger, InnsbruckÜniversitesi Eğitim Bilimleri Ensti-
tüsündeöğretimüyesidir.
“İslamDersSaati”
serisininbeşinci kitabı
hazırlık safhasındaolup,
gerekli inceleme ve izinler
gerçekleştirildikten sonra
müfredat kitabıolarak
yayımlanacaktır.
konusunun bugün eskisiyle kıyaslanamayacak
kadar daha fazla ciddiye alınıyor oluşudur.Bir
inanç eğer ciddiye alınıyor ve postmodern bir
çağda da mevcudiyetini sürdürmek, ilerideki
zamanlara uzanan bir köprü hususiyetini ko-
rumak istiyorsa, o zaman kaynaklara eleştirel
yaklaşan sorulardankaçınmamalıdır.Tefsir,ki-
şinin inanca gözlerini açması veo inanç içinde
yetişmesi için gereken şartlardan bir tanesidir.
“İslamDers Saati” isimli eserler de tam olarak
buna teşvik etmekte; Müslüman öğrencilerin
dinlerini öz güvenli bir şekilde öğrenirken, bu
bilgileriyaşadıkları toplumdakidiğerdinmen-
suplarıylapaylaşmalarınahizmet etmektedir.
Avusturya genelinde genel bir uzlaşı ve
İslami camianın dışında da büyük bir kabul
gören bu kitaplar aslında Avusturya’nın Din
Pedagojisi tarihinde de bir dönümnoktası teş-
kil ediyorlar. Bir din kitabı, hasat gibidir; bir
derlemedir. Beşinci kitabı hazırlanan bu seri-
de derlenen şey, kökleri sadece İber Yarıma-
dası’nda, Türkiye’de, Bulgaristan ve Bosna’da
değil aynı zamanda Avrupa’da olan İslam di-
ninin kıymetli bir hasadıdır. Bu kökler hiç de
yeni olmayan ve “ilk defa”da ortaya çıkmayan
köklerdir; bu kökler sadece yeniden bulunmuş
ve şimdi güçlenmektedir. Kitapların editörü
olan Amena Shakir tarafından yayınlanan ve
“Ostarrichislam” (Ostarichi,Avusturya için ül-
kenindoğusundakullanılaneskibir isimdir) is-
mini taşıyan sergi kitabındada anlatıldığı gibi,
görünmesiyle keşfedilmesi aynı âna rastlayan
köklerdirbunlar.
Yeni oluşturulan bu kitap serisiAvrupa’da-
ki bu eski/yeni kökleri beslemektedir. Bu seri,
Avusturya’nın dinî eğitim kimliği için diyalog
ve barış pedagojisi açısından dikkate değer bir
okulprojesidir.Kitap serisi geneldedinöğreti-
mi için bir zenginliktir ve önce bir dininmen-
supları arasında, ardından diğer dindarlarla
gerçekleşecek diyalog için de bağlantı imkân-
ları sunmaktadır.
MüslümanlarAvusturya’daen
güçlüdinîazınlıkkonumundalar.
Bu tarzbirazınlıkpozisyonuyaşa-
mıdadiyalogpedagojisiaçısından
kitaplarayansımaktadır.
AvrupaParlamentosu
SeçimleriveSorum-
lulukBilincinin
Gereği
MUSTAFA
YENEROĞLU
»
1979yılındaAvrupaParlamentosunun ilk
seçimlerineyüzde63’lükkatılımolurken,2009
yılındabuoranyüzde43’egeriledi.Budurum,
etkialanınıgiderekgenişletmesinerağmen
AvrupaParlamentosunabirlikvatandaşlarının
teveccühününazaldığınıgösteriyor.Budüşük
katılımdaAvrupaParlamentosununhayatımı-
zaetkilerikonusundakibilgieksikliğininpayı
büyük.SeçimlereAvrupaMüslümanlarının
katılımı ise,Müslümanlarınbeklentilerinin
Avrupagenelindetemsiloranınınazlığısebe-
biylediğerbirlikvatandaşlarınanazarandaha
büyükönemarzediyor.
Dosya
22-25Mayıs2014
23
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
22-25Mayıs tarihleri arasındaAvrupaBirliği
üyesi 28 ülkedeAvrupa Parlamentosu Seçimleri
düzenlenecek. Sekizinci kez Avrupa düzeyinde
temsilcilerin belirleneceği bu seçimler özellikle
iki farklı açıdan büyük önem arz ediyor: Bu se-
çimlerde ilk kezAvrupa düzeyinde faaliyet gös-
teren partiler,zorlu bir onay sürecinin ardından
2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Anlaşma-
sı’nınöngördüğüşekildeAvrupaBirliğiKomisyo-
nuBaşkanlığı için liste başı adaylarını belirledi-
ler.Böylece seçimlerin hemen ardından haziran
ayında başlayacak Avrupa Birliği Komisyonu
Başkanlığı Seçimlerinde, Avrupa Parlamentosu
Seçimleri sonuçlarıdadikkatealınacak.
AvrupaParlamentosuSeçimleri ilealakalı ikin-
ciönemlinokta ise,krizsonrasıAvrupa’daözellik-
leaşırısağcıvesağpopülistpartilerinoyoranlarını
arttırmalarıneticesinde bu partilerinAvrupaPar-
lamentosuna girme ihtimallerinin yüksek olması.
Şuan itibariyleparlamentoda28ülkeden766mil-
letvekilinin dahil olduğu 7 fraksiyon ve buna ek
olarakbağımsızvekillerbulunuyor.Üyeülkelerden
seçilenmilletvekilleri, aday oldukları siyasi parti-
leri değil,mevcut 7 fraksiyondan birine katılarak
fraksiyonlarının görüşlerini temsil etmiş oluyor-
lar.Fakatparlamentodaki fraksiyonların sayısıher
an değişebilir.Özellikle aşırı sağcı ya da Avrupa
düşmanıpartilerin,bulunduklarıülkelerin en son
seçimlerinde aldıkları yüksek oylar, hatta birçok
partinin iktidarın bir parçası olması bu ihtimalin
güçlü olduğunu gösteriyor.Avrupa toplumlarının
ekonomik refahın korunamayacağına dair yaygın
endişeleri ve göç dalgalarıyla birlikte beliren top-
lumsalçoğulculuğunçokkültürlülüğüreddedenve
seçim kampanyalarını bile çoğunluk toplumu dı-
şındakalanher türlüunsurakarşıkorkuvenefret
üretmeküzerindenplanlayanaşırı sağcıyada sağ
popülist partilerin Avrupa’nın yasama organında
sözsahibiolmalarınınözellikleazınlıklarüzerinde
olumluetkilerininolmayacağıaçıktır.
ParlamentoHayatımızıNasılEtkiliyor?
Elbette seçimlere katılmak için tek neden
aşırı sağ partilerin ilerleyişini durdurmak değil.
Bunun yanında Avrupa Parlamentosu bize her
nekadaruzakgibigözüksedeBrüksel’den çıkan
kararlar aslında hayatımızı doğrudan etkiliyor.
Avrupa Birliğinin direkt seçilen tek organı olan
parlamento tarım,enerjipolitikası,göçve finans
alanlarında mevzuat belirleme yetkisine sahip.
YinediğerülkelerinAvrupaBirliğinegirmesigibi
önemli diğer konularda daparlamentonun onay
vermesigerekiyor.
Hayatımıza etkisini anlayabilmek için Av-
rupa Parlamentosunun Avrupa Birliği Bakanlar
Konseyi ile birlikte aldığı kararlardan bazılarını
incelemekte fayda var. Örneğin bu kararlardan
en etkilisi olan kişilerin Serbest DolaşımHakkı
(2004/38/EC sayılıkarar)üyeülkelerarasındavi-
zesiz seyahati sağlıyor.Teneffüs ettiğimizhava-
nınkalitesinindenetlenmesi (96/62/EGsayılıka-
rar), tüketiciveüreticilerinkorunması (2006/42/
EG sayılıkarar),enerji tüketenürünlerin çevreye
zarar vermemesi amacıyla çerçevelerin belirlen-
mesi (2009/125/EG sayılı karar),ürün güvenliği-
nin sağlanması (2001/95/EG),ortak supolitikası
(2000/60/EG)veortak trafikpolitikasınadairdü-
zenlemeler (2006/126/EG) parlamentonun imza
attığı sayısızkarardanyalnızcabazıları.
Bu anlamda sadece yaşadığımız ülkenin değil,
diğer 28 ülkenin de çevrenin korunması, tüketici
haklarının muhafaza edilmesi ve güvenlik, gıda,
tarım gibi alanlarda standartların geliştirilmesi ve
temel insan haklarının korunması adına uygula-
makzorundaolduklarıkararlarıverenAvrupaPar-
lamentosu,elbettebütünAvrupa vatandaşları için
hayatiönemehaiz. İklimdeğişikliğiyadaküresel-
leşensuçtürlerigibisorunlarınolduğubirdünyada
AvrupaParlamentosu Seçimlerine katılmak,Avru-
pavatandaşlarıolarakhemsahipolduğumuztemel
Dosya/Söyleşi
32
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
“DahaGüzelBirAvrupa’nın
AdımınıBeraberAtabiliriz.”
AvrupaParlamentosu
Başkanıveaynızamanda
AvrupaSosyalDemokrat-
larınınAvrupaKomisyonu
BaşkanlığıSeçimleri için
listebaşıadayıolanMartin
Schulz,yaklaşanAvrupa
ParlamentosuSeçimleri
veAvrupa’dadeğişmesi
gerekennoktalarla ilgili
sorularımızıyanıtladı.
©
europarl.europa.eu/SabineEngels
33
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
SayınSchulz,MayısayındaAvrupaParlamen-
tosu Seçimleri yapılacak. Sosyal Demokratlar,
hangi temel konularla Avrupa Parlamentosun-
daki muhafazakâr çoğunluğu sona erdirmeyi
planlıyor?
Sosyalistler ve sosyal demokratlar olarak
tarafsız ve katılımcı Avrupa politikası istiyo-
ruz.Sonbeşyılda süregelenpolitikalarkıtanın
sosyal dokusunu aşındırarak insanlar, bölge-
ler veülkeler arasında bölünmelere yol açtı ve
milyonlarca Avrupalı’ya acı ve kararsızlık ge-
tirdi.
Resesyondan en az sorumlu olanlar, reses-
yondan en büyük zararı gördüler. Batan ban-
kaları kurtarmak için gerekli olanmilyarlarca
Euro’nun, vergisini ödeyen vatandaşın cebin-
den çıkmaması için gerekli ekonomik reform-
ları yapmaya devam edeceğiz ve bu vatandaş-
laraher senebir trilyonEuro’yamalolan vergi
kaçakçılığı ve vergi dolandırıcılığına karşıAv-
rupa çapında savaş açacağız. Parlamentoda
sosyal demokrat komisyon başkanının da da-
hil olduğu ilerlemeci bir çoğunluk tüm Avru-
pa vatandaşlarının güvenini tekrar kazanmak
ve onları,Avrupa’nın problemlerini çözmenin
daha iyi bir Avrupa için kararlılıkla çalışmak-
tan geçtiğine ikna etmek için çabalamaktadır.
İnsanların güvenini tekrar kazanabilmek için
atılması gereken ilk adım başta gençlerin-
ki olmak üzere istihdamı ivedilikle arttırmak
olmalıdır. Büyümeyi devam ettirmek ve tüm
vatandaşların ekonomiye katkısını sağlamak
ana hedefimiz olacaktır. Avrupa genelinde
üzerinde uzlaşılacak bir asgari ücret sunarak
her çalışan bireyin rahatça geçinebilmesi sağ-
lanmalıdır.
Bu seçimler ayrı bir öneme sahiptir.Verdi-
ğiniz oyla sadece Avrupa Parlamentosundaki
temsilcinizi değil, AB’nin politik yönünü de
belirleyecek olan Avrupa Komisyonunun Baş-
kanınıda seçebilirsiniz.
1979’daki ilk Avrupa Seçimlerinde katılım
oranı yüzde63’tü.Sonüç seçimlerde isekatılım
oranı sadeceyüzde45civarındaydı.Bugelişme-
yi nasıl yorumluyorsunuz; seçmenlere Avrupa
siyasetiyanlışmıanlatıldı sizce?
2009’dakibüyükkrizinortalarındaAvrupalı
seçmenler oylarının birşeyleri değiştirebilece-
ğine inanmadılar.Öylekieğeroyvermeyenke-
simparlamentoda aynıoranda temsil edilebil-
seydi,büyük bir çoğunluğa sahipolabilirlerdi!
Bu konuda seçmenin pek suçu yok. İnsan-
lar şeffaf ve anlaşılabilirolan ve ayrıcaolumlu
bir değişiklik yapacağına inandıkları kurum-
lara yönelirler. İnsanları oy kullanmaya teşvik
etmek içinAvrupa Parlamentosunun bu stan-
dartları karşılamasını sağlamalıyız. İnsanları
oy vermekten alıkoyan başka bir sebep deAv-
rupa Parlamentosunun, Avrupa insanının ve
kültürünün çeşitliliğini yansıtmadığı düşün-
cesidir.SosyalDemokratlar,üyeleriveadayları
farklı farklı kültürlerden olan ve temsil kabili-
yeti yüksekbirpartidir.Bu yüzdenAvrupa seç-
meni içinen iyi seçimolduğumuza inanıyoruz.
Avrupa tarihinde ilk defa Avrupa Komis-
yonunun bir sonraki başkanının, yani Avrupa
Birliğinin başının kim olacağını vatandaşlar
belirleyecek. Bumuazzam bir fırsat ve gittik-
çe azalan katılım oranlarının değişeceğinden
ümitvar olmamın sebeplerinden birisi de bu.
Avrupa partilerinin ve adaylarının prensipleri
ve idealleri, seçmenin sınamasına tabi tutulu-
yor ve ben özellikle sonuçları görmek için sa-
bırsızlanıyorum. En önemlisi de Avrupalılara
güveniyorum.
Almanya Federal Anayasa Mahkemesi Şu-
bat ayında Avrupa Parlamentosu Seçimleri için
yüzde 3’lük barajı iptal etti. Bu karar özellikle
de sağ kanat popülist partilerin işine yaradı.
Araştırmalar da sağ kesimin parlamentoda bu
seçimlerdengüçlenerekçıkacağınıortayakoyu-
yor.Avrupa,buanlamdane ilekarşıkarşıya?
Yüzde üç barajının kaldırılmasının benim
gözümde olumlu bir yanı oldu, bu kararAvru-
pa’daki seçimlerin daha da hararetli tartışıl-
masına sebepoldu.Umarımbu kararla aşırıuç
partilere kapı açılmaz; fakat bunun gerçekleş-
me riskidemevcut.Buyüzden tümdemokratik
güçlerihareketegeçirerekmümkünolduğunca
çokdestekçimizi sandığa çekmeliyiz.
Elbette aşırı partilerin demokratik sürece
yapabilecekleri etkiden endişeliyim. Bazı Av-
rupa vatandaşlarının neden kırgın olduğunu
anlıyor ve üzüntülerini paylaşıyorum. Fakat
Gündem
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
20
UzuntartışmalarınardındanVatandaşlıkYasa-
sınınOpsiyonModeliüzerindemutabakata varıl-
dı.Hazırlananyasa taslağınagöreAlmanya’daen
az sekiz yıl yaşamış,en az6 yılokulagitmiş veya
Almanya’daherhangi birokuldanmezunolan ya
dameslek eğitimini tamamlamışolan gençler bu
yasadan faydalanabilecek. SPD bu yeni düzenle-
meyi övgüyle karşılayarak bu adımın,AlmanVa-
tandaşlık Yasasının liberalleşmesi adına büyük
bir adım olduğunu belirtti. Birlik partileri CDU/
CSU,dahaöncepekdeniyetli görünmedikleri bu
uzlaşmayıgüzelbir çözümolarakgöstermeye ça-
balıyorlar.Muhalefet partileri ise,SPD’nin, seçim
vaadi olan çifte vatandaşlık sözünü yerine getir-
mediğinibelirtiyorvekabineninçıkarmak istediği
yasayı, vatandaşları birinci ve ikinci sınıf olarak
ayırdığı içinayrılıkçıolaraknitelendiriyorlar.
Bu yeni düzenlemeyi daha iyi anlamak için
çifte pasaport karşıtı olanların argümanlarını ta-
rihsel olarak incelemek gerekir.Çifte vatandaşlık
üzerine anlaşmazlıklar 1998 yılına kadar dayanı-
yor.O dönemBaşbakanGerhard Schröder (SPD),
HelmutKohl’dan (CDU)görevidevralarak16yıllık
sarı-siyah iktidar çoğunluğuna bir son vermişti.
Schröder Hükümeti vatandaşlığa geçiş oranını
arttırmak amacıyla çifte vatandaşlığı yürürlüğe
sokmak istedi. Bu düşünce CDU tarafından bü-
yük bir dirençle karşılandı. CDU’dan Wolfgang
Schäuble ve CSU’dan Edmund Stoiber’in başlat-
tığı“EntegrasyonaEvet,ÇifteVatandaşlığaHayır”
kampanyasıyla büyük bir tartışma başladı. Al-
manyagenelindeaçılanbilgilendirmestantları ile
çiftevatandaşlığakarşıbeşmilyon imza toplandı.
OpsiyonTartışmasında
AşılamayanArgümanlar
KAMIL
MIZANOĞLU
FederalKabineuzunbirgit-gelinardındanVatandaşlıkYasasınınOpsiyonMo-
delindebirdeğişiklikliğegitti.Budüzenlemeyle2000yılındansonraAlmanya’da
doğmuşolangençler,eğerAlmanya’dabüyümüşlerseanne-babalarınınvatan-
daşlığı ileAlmanvatandaşlığıarasındaseçimyapmakzorundakalmayacaklar.
Çiftepasaport karşıtlarının ana argümanlarından
ilki, yabancı pasaportu olan kişinin entegrasyon
için istekli olmayacağı; ikincisi ise bu durumun
kişilerin ülkeye bağlılığını zayıflatacağı düşün-
cesiydi. FDP’nin önerisi üzerine SPD ve Yeşiller,
çiftepasaportkarşıtlarıCDUveCSU ileuzlaştıve
ardından şu ana kadar geçerli olan,Almanya’da
doğan çocukların18 ila23 yaş arası annebabala-
rının vatandaşlığı ya daAlman vatandaşlığından
birini seçmelerinigerektiren yasaldüzenlemeor-
tayaçıktı.Böylecebirlikpartilerinin“entegrasyon
ve bağlılık sorunu” argümanları geçerli olmaya
devamedecekti.Yıllarcabu ikiargümanbüyüköl-
çüdesilikleşsedeCDUveCSUgeriadımatmadılar.
Bu tartışmada esas mevzunun “Türkler” ve
bellikalıpyargılarolduğunuaşağıdakiörnekdaha
iyiaçıklamaktadır:
12Mart2014 tarihindeOpsiyonModelinikal-
dırmak için yapılan parlamento görüşmesinde
CDU’lu milletvekili Thomas Stroll tüm konuş-
masında “Türkler” üzerinden örnekler vererek
şunları söyledi: “Abida, Almanya’da doğuyor ve
doğumundan kısa bir süre sonra, babası kızının
bu bozuk ülkede yaşamasını istemediğinden onu
Türkiye’yegötürüyor.Anadolu’dakibüyükanneve
büyükbabasınagötürülüyorveburadaKur’ankur-
suna gönderiliyor.15 yaşında iken,hayatındahiç
görmediğibir adamla evlendiriliyor.HiçAlmanca
konuşamıyor,Almanya’yıhayatındagörmemişve
Almanya ilehiç amahiçbir bağı yok.Başarılı en-
tegrasyon diye adlandırdığımız şey bu değil.Her
hâlükârdabu türkişileriaslaveaslaAlmanvatan-
daşlığı ileonoreetmek istemiyoruz.”
21
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
Konuşmanın bu kısmındaCDU/CSU grubu sı-
ralarından alkış sesleri yükseldi.Türk ismi olarak
“Abida”gibianlamsızbirkelimeninkullanıldığıbu
örnekten yola çıkarak,SPD ileCDU/CSU arasında
yapılanOpsiyonuzlaşmasının ilericibiradımolup
olmadığınıanlayabiliriz.
Birde şöylebirörneğegözatalım:“Abida”Al-
manya’da büyümediği için birçok kişi, onun Al-
manvatandaşlığındanvazgeçmesigerektiğinidü-
şünüyor.Aslında yenidüzenlemeden sonrada iki
vatandaşlıktanbiriniseçmesigerekiyor.EğerTürk
vatandaşlığını tercih ederse koalisyonun enteg-
rasyon vebağlılık argümanları etkilioldudemek-
tir.FakatAlmanvatandaşlığınıseçerse,Birlikpar-
tilerinin ileri sürdüğü gibi “entegre olmamasına”
veAlmanya’ya karşı bir bağlılığı bulunmamasına
rağmenAlmanolarakkalacaktır.“TürkAbida”nın
doğumundan beri Türkiye’de hiç bulunmadığını,
birkelimebileTürkçekonuşamadığınıveTürkiye
ile hiç bir bağının olmadığını farz edelim. Birlik
partilerine göre bu durumda her şey yolundadır.
Bu durumda ilk örneğin aksine Almanya’da do-
ğup büyüdüğü için hayret verici bir şekilde Türk
pasaportu alabilir. Bunun neye yarayacağına ise
anlaşılansadeceBirlikpartileripolitikacılarıkarar
verebilir.
Bir de başka bir yerden bakalım: “Abida”nın
Almanya’da doğup büyüdüğünü,Türk kültürünü
en iyişekildeöğrendiğini,düzenliolarakTürkya-
kınlarınıziyaretettiğiniveanne-babasınınanava-
tanınakarşıduygusalbirbağkurduğunu farzede-
lim.TürkiyelibukızınBirlikpartilerininmantığına
göre “entegre”olup olmadığı,durumdan duruma
göredeğişebilir.Başarılıbiröğrenciolabilir yada
okulu terk etmiş olabilir. Peki çifte pasaportuna
rağmenAlmanya’yabağlıolabilirmi?Bu soruko-
lay cevaplanabilecek bir soruolarak gözükmüyor.
Kesinolan tek şey,onunbu sorunsaldahiçbir za-
manbağlılığı tartışılmayanbir İspanyol,Yunanya
daİtalyan’dandahaçokyadaazsadıkolmadığıdır.
“Abida” ve yasadan etkilenecek gençlerden
yüzde 90’ına yakını için bu düzenleme büyük bir
kazançtır. Zira bir önceki düzenlemenin aksine
hem Alman, hem de Türk pasaportlarınımuha-
faza edebiliyorlar.Sorulması gereken soru ise şu:
Neden sadece 2000 yılından sonra Almanya’da
doğmuşolangençlerbuyasadanyararlanabiliyor?
Mesela 70’li yada 80’li yıllardaAlmanya’dadün-
yayagelmişvebüyümüşolanbirkişiülkeyedaha
mı azbağlı?Bu insanlarınbirden çokülke vatan-
daşlığına sahip olma haklarının ellerinden alın-
masının, ortaya sunulan mesnetsiz argümanlar
dışındaelle tutulabilirbirdayanağıvarmı?
Çoğunlukla bahane bulma amaçlı üretilmiş
“entegrasyon” ve şu ana kadar dayanağı olma-
yan “bağlılık/sadakat” argümanlarının saçmalığı
budüzenlemeyle açıkçaortaya çıkıyor.Umulur ki
gelecekte insanlar, vatandaşlık yasasının bu toz-
lanmışveçağdışıargümanlardandahasağlamte-
melleredayanmasıgerektiğinianlarlar.
©
Flickr.com/sludgegulper
1994 yılında, Çifte Vatandaşlık tartışmalarının başlamasından 4 sene önce, Helmut
Kohl‘un (CDU)bulunduğuGenelSeçimKampanyasıafişleri
1,2,3,4,5 7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,...68
Powered by FlippingBook